Examples of using "أفهم" in a sentence and their turkish translations:
Anlamadım.
Anlamadım.
Anlamıyorum.
Anlıyorum.
Senin ne demek istediğini görebiliyorum.
Dilini anlıyorum.
Priya şunu anlamamı sağladı,
Ben müzikten anlamıyorum.
Bunu hiç anlamıyorum
Onun dediğini anlıyorum.
Anlamıyorum.
Ne demek istediğini anlamıyorum.
- Evet, anlıyorum. Teşekkür ederim.
- Evet, anlıyorum. Teşekkürler.
Bunu anlamıyorum.
Şakasını anlayamadım.
“Anlıyor musun?” “Hiç anlamıyorum.”
Bir erkek olarak kim olduğumu anlamak için
Şunun ne anlama geldiğini asla tam olarak anlayamayacağım:
Önce bir anlamadım ne olduğunu.
- Ben bu kelimeyi anlamıyorum.
- Bu kelimeyi anlamıyorum.
Gerçekten bunu anlayamıyorum.
Ancak onun dediğini anlıyorum.
Bir kadının kendinden şüphe etme eğilimini çok iyi anlıyorum.
"Paula bunu hala aklım almıyor
Nefreti anlayıp çözmede
Ben Korece anlayamıyorum. Ben onu hiç öğrenmedim.
Onun bize anlattığı şakayı anlayamadım.
Söylediğini tam olarak anlamıyorum.
Onun futbol takıntısını anlayamıyorum.
O tuhaf şeyler söylüyor. Ben gerçekten anlamıyorum.
ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu
hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.
Bu kitap benim anlamam için çok zor.
Onu niye yapmadığını anlamaya çalışıyorum.
İnsanların dünya hakkındaki çıkarımları nasıl yaptığını; sonuca nasıl vardığını,
yine fikirlerimdense, o güne kadar düşünmüş insanların fikirlerini
Onlar tembel. Böyle insanları anlayamıyorum.
yine birilerini hoş tutmak zorunda olduğumu;
Modern heykeltıraşlığı gerçekten anlayamıyorum.
Bu kişilerden hiçbir şey anlayamıyorum.
Seni anlamıyorum.
Kadınları anlıyormuş gibi davranmam.
yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.
doğduğum ülkeye ne yaptığını anlamamdan önce.
İnsanların yeni fikirlerden neden korktuklarını anlayamıyorum. Ben eskilerinden korkarım.
Açıklama benim anlayışımın ötesinde.