Examples of using "إجابة" in a sentence and their turkish translations:
Şu anda verilebilecek en kısa cevap ise
sürekli kafamda beliriyordu:
- Sorun için cevap yok.
- Sorunuza cevap yok.
ve grup kararı vermelerini istedik.
Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil.
En kısa sürede senden bir cevap istiyorum.
En kısa sürede senden bir cevap istiyorum.
O zamanlar bunun zekice bir cevap olduğunu sanıyordum.
Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.
İlk saldırı dalgası kesildikten sonra, Lannes'ın gönüllü çağrısı cevapsız kaldı.
Mary geçen hafta bütün boş zamanını doğum günü tebriklerine cevap vererek geçirdi.
112 yıl geçti ve biz hala bu sorulara bir cevap bulamadık
yani bir diğer deyimle paralel evrende şu an kaç dakika geçti sorusun cevabı işte bunlarla hesaplanabilir