Translation of "أسرع" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "أسرع" in a sentence and their turkish translations:

أسرع!

Daha hızlı!

أسرع.

Hızlı ol.

أسرع، وأعلى، وأقوى.

Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.

- أسرع.
- بسرعة.
- أسرعا.

Hızlı ol.

‫القرار لك، ولكن أسرع!‬

Bu sizin kararınız, ama çabuk olun!

‫سيجعلني هذا أهبط أسرع.‬

Bu daha hızlı aşağı inmemi sağlar.

أسرع و ستلحق بالقطار.

Acele et ve trenine yetişeceksin.

أسرع كي تلحق بالقطار.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

أسرع بوب إلى الفصل.

Bob sınıfa koştu.

أسرع و إلا تأخرت.

Acele et; yoksa geç kalacaksın.

كن يركض أسرع منك.

Ken senden daha hızlı koşar.

‫لذا أسرع واتخذ قرارك،‬ ‫أي الطريقين يمكن أن يوصلنا إلى هناك أسرع.‬

Çabuk olun ve oraya en hızlı şekilde nasıl gideceğimize karar verin.

هذا أسرع من غمضة عينيك.

Bu, göz kırpmanızdan bile daha kısa bir süre.

الجليد سوف يذوب بشكل أسرع.

buzullar çok daha hızlı eriyecek.

أسرع و إلا فاتك الباص.

Acele et, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

أيهما أسرع، السفينة أم القطار؟

Hangisi daha hızlı gider, bir gemi mi, yoksa bir tren mi?

أسرع يا مارتن. لقد تأخّرنا.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

أسرع و إلا فسيفوتك القطار.

Acele et, yoksa tren seni geride bırakacak.

أسرع و إلا فاتتك الطائرة.

- Acele et yoksa uçağını kaçıracaksın?
- Acele edin yoksa uçağınızı kaçıracaksınız?

أسرع و إلا فاتنا القطار.

Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.

أسرع و إلا فاتك القطار.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

أسرع، و إلاّ برد الأكل.

Çabuk ol! Yemek soğuyacak.

هذا أسرع قطار في العالم.

Bu, dünyanın en hızlı treni.

- أسرع سامي كي يقلّ ليلى من المدرسة.
- أسرع سامي كي يصطحب ليلى من المدرسة.

Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti.

‫القرار لك، ولكن أسرع، فالبرودة شديدة!‬

Karar sizin, ama çabuk olun, hava soğuk!

بعدها اتصلت بزوجي الذي أسرع ليجدني

Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi

أن يشرحوها بشكل أفضل وينشرونها أسرع.

bunu daha iyi anlatıp yaymasını umuyorum.

‫إنها أسرع المواطن النامية على الكوكب.‬

Şehirler, Dünya'nın en hızlı büyüyen habitatları.

‫أي الطريقين سيقودنا إلى الحطام أسرع؟‬

Peki hangi tarafa gidersek enkaza daha hızlı ulaşırız?

أسرع و لن تتأخر على المدرسة.

Acele et, ve zamanında okulda olacaksın.

أسرع و إلا ستتأخر عن المدرسة.

Acele et, yoksa okula geç kalacaksın.

أيمكنه توم حقا السباحة أسرع منك؟

Tom gerçekten senden daha hızlı yüzebilir mi?

لذا ومع تقدّم التكنولوجيا بوتيرة أسرع وأسرع،

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

بدأت فى الهرب، لكنه كان أسرع مني

bu sebeple kaçtım ama aslan benden hızlıydı,

‫القرار لك، ولكن أسرع. الحرارة شديدة هنا.‬

Karar sizin ama acele edin, burası çok sıcak.

لا يمكن للفرسان التقدم أسرع من الهرولة.

Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.

أريد إجابة منك في أسرع وقت ممكن.

En kısa sürede senden bir cevap istiyorum.

باستطاعة بيل أن يركض أسرع من بوب.

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

أريد إجابة منك في أسرع وقت ممكن

En kısa sürede senden bir cevap istiyorum.

‫ولكن هل كان يمكننا الوصول إلى "دانا" أسرع؟‬

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

‫ما هي في رأيك‬ ‫أسرع وسيلة للشعور بالدفء؟‬

Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?

‫القرار لك، وفي الحالتين أسرع!‬ ‫"دانا" بحاجة لنا. هيا!‬

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun! Dana'nın bize ihtiyacı var, hadi!

‫القرار لك. في الحالتين، أسرع.‬ ‫"دانا" بحاجة لنا. هيا!‬

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun. Dana'nın bize ihtiyacı var. Hadi!

‫كلما تسارعت دقات قلبك،‬ ‫سرى السم في جسدك أسرع.‬

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

أو، ابنتي هي أسرع لاعبة، لا يمكن لأحد أن يجاريها.

Ya da "Kızım en hızlı oyuncudur, geçebilecek kimse yok."

هيه! ذاك أمريكي يتحدث الأويغورية! أسرع وتعال هنا لتفتيش حاسوبه!

Hey! Burada Uygurca konuşan bir Amerikalı var. Bilgisayarını araştırmak için çabuk buraya gel.

‫ما أسرع طريقة لهبوط هذا الجرف،‬ ‫بحيث نتمكن من إنقاذ "دانا"؟‬

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

ماذا لو أن أنهارنا الجليدية ذابت بشكل أسرع مما كنت أتوقع؟

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

سيقبل الناس فكرتك أسرع إن أخبرتهم أن بنجامين فرانكلن قالها أولا.

Onu daha önce Benjamin Franklin'in söylediğini söylersen, insanlar senin fikrini daha çabuk kabul edeceklerdir.

كان الاقتصاد الياباني واحدا من أسرع الإقتصادات نموا في عام 1980.

Japonya, 1980'lerde en hızlı büyüyen ekonomilerden biriydi.

‫أكبر تمساح على وجه الكرة الأرضية‬ ‫يتعارك مع أسرع قرش في التاريخ،‬

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

عندما بزوغ ضوء النهار، كان تحركات الجنرال القرطاجي أسرع من خصمه، حيث أرسل

Şafak sökerken Kartacalı general rakibinden önce davrandı ve bir grup...

- غالباَ مايقود توم سيارته أسرع قليلا من الحد المسموح به
- غالباَ ما يتجاوز توم حد السرعة بقيادته بشكل طفيف

Tom çoğunlukla hız limitinin biraz üzerinde sürer.