Translation of "نذهب" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "نذهب" in a sentence and their turkish translations:

هو تركنا نذهب.

Gitmemize izin verdi.

يجب أن نذهب

Gitmek zorundayız.

قررت ألا نذهب.

Gitmeyeceğimize karar verdim.

نريد أن نذهب

Gitmek istiyoruz.

- هيا. دعونا نذهب إلى البيت.
- هيا. دعنا نذهب إلى البيت.
- هيا. دعينا نذهب إلى البيت.

Haydi. Eve gidelim.

‫هيا نذهب لإلقاء نظرة!‬

Hadi, bir göz atalım!

- هيا بنا!
- دعونا نذهب!

Gidelim!

هل نستطيع أن نذهب؟

Gidebilir miyiz?

أين نذهب بعد ذلك؟

Sonra nereye gidiyoruz?

لن نذهب إن أمطرت.

Yağmur yağmış olsa gitmeyiz.

إذاً هيا بنا نذهب.

Pekala, gidelim.

أين تقترح أن نذهب؟

Nereye gitmemizi önerirdin?

دعنا نذهب إلى ساكير الخرقاء

gelelim sakar Şakir'e

لماذا لا نذهب إلى البيت؟

Neden eve gitmiyoruz?

هل نذهب عندى أم عندك ؟

Bize mi gidelim size mi?

هيا بنا نذهب إلى مكتبي.

Ofisime gidelim.

- هيا بنا.
- هيا بنا نذهب.

- Gidelim!
- Hadi gidelim!

لن نذهب إن أمطرت غدًا.

Yarın yağmur yağarsa, biz gitmeyiz.

"دعنا نذهب إلى الطريق السريع القريب،

''Hey, yakındaki otoyola gidelim,

‫حسناً، ينبغي أن نذهب!‬ ‫يا صاح!‬

Tamam, gitmeliyiz! Hey!

‫ما قولك؟ هل نذهب إلى البلدة؟‬

Ne düşünüyorsunuz? Kasabaya mı gidelim,

‫إما أن نذهب من هذا الطريق.‬

Ya bu taraftan gideceğiz

إلى أين علينا أن نذهب الآن؟

Nereye gitsek? Nereye gitsek?

دعنا نذهب إلى الفيديو بعد ذلك.

haydi o zaman videoya geçelim.

هل نذهب إلى نقاط الضعف المذكورة؟

bu bahsedilen güvenlik açıklarına geçelim mi?

دعنا نذهب إلى مزيد من التفاصيل

şimdi biraz daha ince ayrıntıya girelim

عندما نذهب إلى أسلافنا ، آسيا الوسطى

Atalarımıza yani Orta Asya'ya kadar gittiğimizde

نذهب أنا وبيتر كثيرًا إلى السينما.

Peter ve ben sık sık sinemaya giderdik.

هيا بنا نذهب إلى مكان آخر.

Başka bir yere gidelim.

ظننت أننا لن نذهب إلى هناك.

Oraya gitmeyeceğimizi düşündüm.

كنت وإياها نذهب لجلسات المعالجة خلال مراهقتها،

Ergenlik döneminde terapiye gittik

هيا بنا نذهب إلى أي مكان آخر.

Başka bir yere gidelim.

سوف نذهب إلى بوسطن حتى نرى توم.

Tom'u görmek için Boston'a gidiyoruz.

- متى علينا الذهاب؟
- متى علينا أن نذهب؟

Ne zaman gidelim?

- دعنا نذهب لنرى إذا كان توم يستطيع أن يساعدنا.
- هيا بنا نذهب لنرى إذا كان توم يستطيع أن يساعدنا.
- دعينا نذهب لنرى إن كان توم يستطيع أن يساعدنا.

Tom'un bize yardım edebilip edemeyeceğini görmeye gidelim.

في الواقع، يمكننا أن نذهب إلى حد القول

Hatta şunu da söyleyebiliriz,

‫تُرى هل هذا يستحق الفحص؟‬ ‫هيا نذهب لإلقاء نظرة!‬

Acaba gidip buna bakmaya değer mi? Hadi, bir göz atalım!

لِمَ لا نذهب ونلقي نظرة سريعة على الغضروف المفصلي.

Aslında dönüp menisküse hızlıca bir bakalım.

عندما نذهب إلى الطابق الثاني من متحف Uşak للآثار

Uşak Arkeoloji Müzesi'nin ikinci katına çıktığımızda

إنه لضرر كبير لحالتنا أن نذهب إلى المستشفى عبثا

Bizim hastaneye boş yere gitmemiz devletimize çok büyük zarardır

إنهم أتون إلي منزلنا, نحن لن نذهب إلي منزلهم.

Biz onların evine gitmeyeceğiz, onlar bizim eve geliyorlar.

‫تريد أن نذهب لاصطياد عقرب‬ ‫باستخدام مصباح بالأشعة فوق البنفسجية.‬

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

‫تريد أن نذهب لاصطياد عقرب‬ ‫باستخدام مصباح بالأشعة فوق البنفسجية.؟‬

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

‫حسناً، سأستعيد الحبل.‬ ‫ثم نذهب ونحاول تحديد مكان ذلك الشيء.‬

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

عندما نذهب إلى مناطق أكثر اعتدالًا ، تجعل الخفافيش هذه الخطوة تضحك.

daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar

ألا يجب أن نسقط عندما نذهب إلى نهاية العالم بعد فترة؟

o zaman bir süre sonra bizim dünyanın sonuna gittiğimizde aşağıya düşmemiz gerekmez mi?

لم نذهب حتى إلى الحياة المستقرة ، لا الهندسة ولا الهندسة المعمارية

yahu biz yerleşik hayata bile geçmedik ne mühendisliği ne mimarlığı

قلنا عندما سألنا عن فيروس كورونا ، دعنا نذهب لمشروع فيروس كورونا.

Bizlere korona virüs sorulduğunda biz korona virüs için abi ya boş ver proje işte dedik.

"إلى الأمام نذهب في تشكيل ، بدون دروع ضد حواف الصلب الزرقاء.

"İleriye doğru, mavi çelik kenarlara karşı zırh olmadan formasyona giriyoruz .

- هل نذهب بالسيارة أم بالتكسي؟
- ما رأيك ، أنذهب بالسيارة أم بالتاكسي؟

Arabayla mı yoksa taksiyle mi gitmeliyiz?

لا ، نحن أفضل من أوروبا ، نحن أسوأ. دعنا نذهب من خلالهم الآن.

Yok Avrupa'dan daha iyiyiz, daha kötüyüz. Ya geçelim artık bunları.

يجب عليك أن تُخطط للقدوم معنا المرة المقبلة التي نذهب فيها للتخييم.

Bir dahaki sefere kampa gittiğimizde bizimle gelmeyi düşünmelisin.

نحن لا نعيش هناك ، ولكن عندما نذهب في إجازة يمكننا أن نلتقي بها

orada yaşamıyoruz ama tatile gittiğimizde de bununla karşılaşabiliriz

كانت مشهورة جدًا في تلك السنوات لأننا لن نذهب إلى المنزل لدخول المنزل.

o yıllarda çok meşhurdu çünkü eve girmek için eve girmezdik biz

- عادة ما كنا نذهب معا لصيد السمك.
- عادة ما كنت أصاحبه لصيد السمك.

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

- علينا الذهاب إلى هناك شئنا أم أبينا.
- يجب أن نذهب إلى هناك سواء أردنا ذلك أم لا.

Sevsek de sevmesek de oraya gitmemiz gerek.