Translation of "آلاف" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "آلاف" in a sentence and their turkish translations:

وظفنا آلاف الموظفين.

Binlerce işçiye iş verdik.

تم تدريس آلاف الساعات بالفعل

binlerce saat ders işlendi bile yahu

المرأة لديها القلب آلاف المرات

binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

لقد رأيت نصب واشنطن آلاف المرات،

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

إنها تغطي آلاف الكيلومترات بأقدامها الصغيرة

binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar

آلاف من الشخاص ماتوا من الجوع.

Binlerce insan açlıktan öldü.

مثلما صيغت رموزنا الدينية قبل آلاف السنين،

Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi

على مدى آلاف السنين التي تطورنا فيها،

Böylece evrimleştiğimiz bin yıl boyunca

ينتج الرجال آلاف الحيوانات المنوية كل ثانية

Erkekler saniyede bin sperm üretir

في الميدان، آلاف الفرسان وخيولهم المدرعة بالكامل،

Savaş alanında, tamamen zırhlı

فاضل يتقاضى راتبا يقدّر بمآت آلاف الدّولارات.

Fadıl altı rakamlı bir maaş alıyor.

‫كل عام، تقطع آلاف الكيلومترات‬ ‫للوصول إلى هنا.‬

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

هناك ما يقارب الثّلاثة آلاف مسجد في إسطنبول.

İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.

تُرسل حوالي عشرة آلاف تغريدة في هذه اللحظة.

Şu anda yaklaşık 10.000 tweet gönderiliyor.

‫حوالي 5 آلاف شخص في العام‬ ‫في "الهند" وحدها.‬

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

‫تهاجر لمسافة 5 آلاف كيلومتر‬ ‫على ساحل "أمريكا" الغربي.‬

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

‫مات آلاف الناس ‬ ‫أثناء عصر حمى التنقيب عن الذهب.‬

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

بعد 4 آلاف سنة ، لا توجد مثل هذه التكنولوجيا

4 bin yıl sonra yani böyle bir teknoloji yok

لا بناء بناء أكثر من 4 آلاف سنة مضت

yok artık 4 bin yıl önce pramit'i inşaa et

ساعدت قيادته عدة آلاف من الجنود على استعادة الحياة.

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

ويحتشد في الاجتماع آلاف الأشخاص، كما هو الحال هنا.

ve mitingde de binlerce kişi toplanıyor, burada olduğu gibi.

في ضريحه في أنيت كبير، يوجد ثلاثة آلاف كتاب قرأه.

Anıtkabir'de, sadece Anıtkabir’de okuduğu üç bin tane kitap var.

التي استخدمها قدماء المصريين منذ 4 آلاف سنة ، عدد الباي

yani eski mısırlılar 4 bin yıl önce pi sayısını kullanıyorlardı

بالتاكيد رأيتم أول تصفية في إزمير، جاء حوالي سبعة آلاف شخص.

Mutlaka görmüşsünüzdür İzmir'de ilk elemeye yedi bin kişi filan geldi.

‫ولكن من ارتفاع 5 آلاف قدم،‬ ‫سترى الـ"إس أو إس".‬

ama 1500 metre yukarıdan bakarsanız bu SOS'i görürsünüz.

‫لكنها سمها الذي تطور عبر آلاف السنين،‬ ‫هو سر هذه الآثار المُدمرة.‬

fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

لكنهم لم يعرفوا أن عمود المشاعل لم يكن جنودًا أعداءًا، لكنهم آلاف

Bu meşaleler sürüsünün düşman askeri olmadığını bilemediler. Bunlar Kartacalı kamp sivilleri...

‫آلاف النحلات تهز عضلات أجنحتها‬ ‫مولدةّ ما يكفي من الحرارة‬ ‫لإبقاء القفير دافئًا.‬

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

‫عيناه، المكونة من آلاف العدسات الصغيرة،‬ ‫تجمع أكبر قدر ممكن من الضوء المتاح.‬

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

كانت خسائر العثمانيين عالية أيضًا، لا سيما المشاة، التي لقت عدة آلاف منها حتفها.

Osmanlılar da çoğu piyade olmak üzere ağır kayıplar verdi ve yaklaşık bin kişi öldürüldü.

‫هذه الجزيرة الصغيرة‬ ‫في خليج "موسيل" بـ"جنوب إفريقيا"،‬ ‫هي موطن 4 آلاف فقمة "كيب" فرائية.‬

Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.