Examples of using "نصب" in a sentence and their turkish translations:
Hemşireler Fadıl'ı yakından takip ettiler.
Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm
1066'da gözünü İngiliz tahtına dikti.
Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.
Bu hedefler bize hayatımızın önemli anlarını ve fırsatlarını sunar.
Sami ve arkadaşları, Ferit'in çetesini pusuya düşürdüler.
Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler