Translation of "Yaşı" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Yaşı" in a sentence and their spanish translations:

Müziğin yaşı yoktur.

La música no tiene edad.

Onun yaşı nedir?

¿Cuál es su edad?

Öğrenmenin yaşı yoktur.

- Nunca se es demasiado viejo para aprender.
- Nunca es tarde para aprender.

önce kayaçların yaşı belirleniyor

la edad de las rocas se determina primero

Yaşı 85 olan hastaların yarısının

y más de la mitad de los pacientes sobre los 85

Onun yaşı hakkında yalan söyledi.

Mintió sobre su edad.

Mary yaşı hakkında yalan söyledi.

María mintió acerca de su edad.

İçmek için yaşı çok küçük.

Él es muy joven para beber.

Bu ağacın yaşı yüzden fazla.

Este árbol tiene más de cien años.

Onun yaşı yüz yıldan fazla.

Tiene más de cien años.

Piyanonun tuşları yaşı nedeniyle sararmış.

Las teclas del piano se volvieron amarillas debido a la edad.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

Ella miente acerca de su edad.

Annem yaşı için genç görünür.

Para la edad que tiene, mi madre parece más joven.

Adamın IQ seviyesi ile yaşı eşit

El nivel de coeficiente intelectual del hombre es igual a la edad

Evden dışarı çıkma saatlerime karışılacak yaşı geçtim.

Soy un poco mayor para tener horario de llegada.

- O, yaklaşık kırk olmalı.
- Yaşı kırka yakın olmalı.

Ha de tener casi cuarenta.

Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor.

Su avanzada edad le impide conseguir un empleo.

Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.

Independientemente de la edad, cualquiera puede solicitarlo.

Ve yaşı ilerledikçe bunu daha da çok yapmak istiyor gibi.

Y a medida que crece, parece que le gusta más y más.

- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.

Ella debe tener unos cuarenta.

- Öğrenmenin yaşı yoktur.
- Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.

- Nunca se es demasiado viejo para aprender.
- Nadie es demasiado viejo para aprender.
- Nunca es tarde para aprender.

Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...

En una hoja separada, describan a su mejor amigo: edad, dónde vive, profesión, etc.

- Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor.
- Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.

La ley prohíbe que los menores fumen.

Tom yaşı hakkında yalan söyledi, bu yüzden Mary onun gerçekten olduğundan çok daha yaşlı olduğunu düşündü.

Tom mintió acerca de su edad, por lo que María pensó que él era mucho mayor de lo que realmente era.