Translation of "Kızarmış" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Kızarmış" in a sentence and their spanish translations:

Yüzün kızarmış.

- Tienes la cara enrojecida.
- Tienes la cara muy roja.

Gözlerin ağlamaktan kızarmış.

Tus ojos están rojos de tanto llorar.

Kızarmış kalamar yemeyi severim.

Me encanta comer calamares fritos.

Muzlu kızarmış ekmek yiyorum.

- Como pan al vapor de plátano.
- Como mushipan de banana.

Bu kızarmış patatesleri yiyecek misin?

¿Te vas a comer esas papas fritas?

Tom kızarmış pirinç yemek istiyor.

Tom quiere comer arroz frito.

O bir kızarmış hamur tatlısı yiyor.

Él está comiendo un crumpet.

Biraz kızarmış patates yemek ister misin?

¿Te gustaría comer unas papas fritas?

Birçok insan kızarmış tavuğu parmaklarıyla yer.

Mucha gente come pollo frito con las manos.

Kızarmış örümcek, Kamboçya'da bölgesel bir yiyecektir.

Las arañas fritas son una especialidad regional en Camboya.

O, biftek ve kızarmış patates yedi.

Comió un filete con papas fritas.

Kızarmış tavuk bu gece menüde mi?

¿Está el pollo asado en el menú esta noche?

Genellikle kızarmış bifteğe Yorkshire pudingi eşlik eder.

El rosbif lleva normalmente pudin de Yorkshire.

Kızarmış pirinç yedim ve biraz bira içtim.

Comí arroz frito y bebí algo de cerveza.

İki tane kızarmış yumurta ve kahve, lütfen.

Dos huevos fritos y un café, por favor.

- Oğlum kızarmış yumurtayı sevmez.
- Oğlum sahanda yumurtayı sevmez.

A mi hijo no le gustan los huevos fritos.

Tom, üç yumurta ve bir dilim kızarmış ekmek yedik.

Tom comió tres huevos y una tostada.

Ben bir Japon yemeği dükkanında bir kızarmış pirinç menüsü istedim.

Pedí un menú de arroz salteado en una tienda de ramen.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Tom compró una cubeta de pollo frito extra-picante y un envase de ensalada de repollo.