Translation of "Kısmı" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Kısmı" in a sentence and their spanish translations:

- Hangi kısmı anlamadın?
- Hangi kısmı anlamadınız?

¿Qué parte no entendés?

Bu kısmı anlamıyorum.

- No entiendo esta parte.
- Esta parte no la comprendo.

Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.

- La muralla es blanca en el interior y verde en el exterior.
- La pared es blanca por dentro y verde por fuera.

Hazırlıklarımın bir kısmı sıradandı.

Algunos de mis preparativos fueron más triviales.

Paranın bir kısmı çalındı.

Parte del dinero fue robado.

Ceketin dirsek kısmı aşınıyor.

Se está rompiendo la chaqueta por los codos.

Buzdağının sadece görünen kısmı.

Esto es sólo la punta del iceberg.

Bu kısmı gerçekten anlamıyorum.

- Verdaderamente no entiendo esta parte.
- En realidad no comprendo esta parte.

Daha zeki olanlarınızın bir kısmı

Algunos de los más astutos se habrán dado cuenta de que

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

Busco la parte que até a la piedra.

Jeolojinin en havalı kısmı nedir?

¿Y qué es lo más genial de la geología?

Ağızlık kısmı ses tellerine benzer

aquí tenemos la boquilla -- o sea, las cuerdas vocales --

Muhtemelen de en önemli kısmı:

este es probablemente el aspecto más importante de todo.

Hayatımızın ev işine adadığımız kısmı

la cantidad de tiempo que pasamos en tareas domésticas

Ve beraberinde kısmı vergi muafiyetleri.

con exención parcial de impuestos.

Karun hazinesinin küçük bir kısmı

Una pequeña parte del tesoro del abdomen.

Altı çizili kısmı tercüme et.

Traduzca la parte subrayada.

Dağın üst kısmı karla kaplıdır.

La parte superior de la montaña está cubierta de nieve.

Paranın büyük bir kısmı harcandı.

La mayor parte del dinero fue gastado.

Ben zor kısmı zaten yaptım.

Ya hice la parte difícil.

Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.

- Parte de su historia es cierta.
- Parte de su historia es verdad.
- Parte de su relato es verdad.

İşte bugünkü takımın bir kısmı,

Este es el equipo actual de trabajo,

Bu arazinin bir kısmı benim.

Una parte de ese terreno es mía.

Cevabın bir kısmı bilişsel psikolojide gizli.

Parte de la respuesta proviene de nuestra psicología cognitiva.

En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.

fue dividida en una serie de particiones, con Rusia tomando la mayor parte.

Evin bu kısmı, sabah güneşini alır.

Este lado de la casa recibe el sol de la mañana.

Arazinin bu kısmı üvey anneme aittir.

Esta parte de la tierra le pertenece a mi madrastra.

Yani bunun anlamı, dinozorların ciğerlerinin üst kısmı

Lo que quiere decir que la parte superior de los pulmones de los dinosaurios

Fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.

pero el "hacer uno" apenas estaba disponible.

Isının bir kısmı derin okyanusa doğru yayılır

Parte de ese calor se irradia hasta la profundidad del océano,

Ve beyindeki bir nöron veya kısmı uyarabiliriz.

para estimular una neurona o parte del cerebro

Ama bir kısmı iyi bir hayat sürer.

pero les termina yendo muy bien en cierta medida, sin embargo,

Bu hazinenin ilk kısmı nasıl ortaya çıktı?

¿Cómo surgió la primera parte de este tesoro?

Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...

Así que esa parte de la historia al menos era cierta ...

Dil öğrenmenin en zor kısmı kelimeleri hatırlamaktır.

La parte más difícil del aprendizaje de un idioma es recordar el vocabulario.

- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelimeleri ezbere bilmektir.

La parte más difícil del aprendizaje de idiomas es memorizar el vocabulario.

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

Pero el tema es el siguiente: lo que más me gusta de lo que hago

Geçtiğimiz bir buçuk hafta içinde yaşadıklarımın bir kısmı,

Parte de lo que he vivido en la última semana y media,

Ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.

y aquí, apretados, es donde todos vivimos.

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

¿Ven la pequeña flor en la aulaga, esta cosita amarilla?

Cevabın diğer bir kısmı da gazeteciliğin doğasından geliyor,

La otra parte de la respuesta proviene de la naturaleza del periodismo,

Hafızamdan silmişim. Şimdi işin en zor kısmı kaldı.

Las borré. Queda lo más duro.

Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.

El acto fue financiado en parte por la venta de música pirata en EE.UU.

Binanın sadece bir kısmı deprem tarafından tahrip olmuştur.

Solo parte del edificio fue destruído por el terremoto.

Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.

Una gran parte de su cuerpo está destinada a los huevos.

Fark ettim ki bu sorunun büyük bir kısmı sistemle ilgili

Ya ven, he aprendido que gran parte de este problema es sistémico,

Burası işin biraz fazla matematik kısmı olduğu için canınızı sıkmayacağım

No te molestaré porque esto es un poco de matemática.

Rus hussars ücret ve yönlendirilen kısmı Arrighi'nin Üçüncü Süvari Kolordusu.

Húsares rusos cargaron e hicieron huir a parte del 3° Cuerpo de Caballería de Arrighi.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos.

Bir çoğu enfeksiyona, hastalığa, yorgunluğa yenik düşüyor, bir kısmı da boğuluyor.

Muchos mueren debido a infecciones, enfermedad, agotamiento y ahogamiento.

Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.

Alrededor de 600.000 hombres; aunque menos de la mitad eran franceses.

Öyle görünüyor ki, insanlığın zengin kısmı, fakir kısmın problemlerini çok umursamıyor.

Parece que la parte rica de la humanidad no se preocupa mucho por los problemas de la parte pobre.

Onun buluşlarının büyük bir kısmı tarihe bilinmeyen olarak kalacağı tahmin edilmektedir.

Se estima que una gran parte de sus inventos permanecerían desconocidos hasta la fecha.

Dersin ikinci kısmı birinci kısmından daha zor ama üçüncü kısım en zordur.

La segunda parte de la lección es más difícil que la primera, pero la tercera es la más difícil.

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

Bueno, en realidad, gran parte es ficción, y parte es cuento de hadas, y puedes

- Buradaki çiftçilerin büyük bölümü çeltik eker.
- Bu bölgedeki çiftçilerin büyük kısmı pirinç yetiştirir.

La mayoría de los agricultores de por aquí cultivan arroz.

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

Lo difícil de esto son las salientes. No sé cuánto resistirán las rocas.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos. Bien, vamos.

O görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor

Si nos acercamos a esa imagen, podemos ver todo el barco nuevamente como la parte visible del barco 1 metro más adelante.