Translation of "Yapacağım" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Yapacağım" in a sentence and their spanish translations:

- Üzülme, yapacağım.
- Endişelenme yapacağım.

Descuida, yo lo haré.

- Ben onu yapacağım.
- Onu yapacağım.
- Bunu yapacağım.

- Lo haré yo.
- Lo haré.

Ne yapacağım?

¿Qué voy a hacer?

Açıklamalar yapacağım.

todo en nombre de la ciencia.

Şekerleme yapacağım.

Voy a echarme la siesta.

Kahve yapacağım.

- Prepararé algo de café.
- Prepararé un poco de café.

Banyo yapacağım.

- Voy a bañarme.
- Voy a tomar un baño.

Onu yapacağım.

Haré eso.

İstediğini yapacağım.

Haré lo que pides.

Çay yapacağım.

Voy a preparar un té.

Söylediğini yapacağım.

Haré lo que dices.

Bunu yapacağım.

Lo haré.

- Ne istersen yapacağım.
- Ben ne istersen yapacağım.

Haré lo que quieras.

- Senin bana söylediklerini yapacağım.
- Bana söylediklerini yapacağım.

Haré lo que tu me digas.

Bazı espriler yapacağım.

Haré algunas bromas.

Sonra geçiş yapacağım.

Luego, me voy a transferir.

Konuyu entellektüel yapacağım.

Haré que se vea intelectual.

Biraz kahve yapacağım.

- Prepararé algo de café.
- Prepararé un poco de café.
- Voy a hacer un poco de café.

Onu derhal yapacağım.

¡Ya lo haré al toque!

Biraz çay yapacağım.

Haré algo de té.

Bir şey yapacağım.

Haré algo.

Elimden geleni yapacağım.

Haré lo que pueda.

Birkaç arama yapacağım.

Voy a hacer algunas llamadas.

Onu yarın yapacağım.

Lo haré mañana.

Bana söylenileni yapacağım.

Voy a hacer lo que se me ha dicho.

Bunu kendim yapacağım.

Voy a hacer esto yo misma.

Ne gerekirse yapacağım.

- Haré lo que haga falta.
- Haré lo que sea necesario.

Yapılması gerekeni yapacağım.

Haré lo que debe hacerse.

Bunu şimdi yapacağım.

Haré eso ahora mismo.

Ondan fazlasını yapacağım.

Haré más que eso.

Ben istediğimi yapacağım.

- Haré lo que me venga en gana.
- Haré lo que me dé la gana.

Yapmam gerekeni yapacağım.

Haré lo que tenga que hacer.

İşi yarın yapacağım.

- Haré el trabajo mañana.
- Yo haré el trabajo mañana.

Sıram geldiğinde yapacağım.

Lo haré cuando llegue mi turno.

Ne istersen yapacağım.

Haré lo que pidas.

Onu sabah yapacağım.

Lo haré por la mañana.

Ben onu yapacağım.

- Lo haré yo.
- Lo haré.

Söylediğin gibi yapacağım.

Lo haré como dices.

Bunu kesinlikle yapacağım.

Definitivamente haré eso.

Onu şimdi yapacağım.

Ahora lo hago.

- Onu şimdi yapacağım.
- Ben onu hemen şimdi yapacağım.

Ahora lo hago.

- Talep ettiğin şekilde yapacağım.
- Talep ettiğiniz şekilde yapacağım.

Haré como pidas.

- Sizin için alışveriş yapacağım.
- Alışverişi sizin için yapacağım.

Yo haré las compras por usted.

- Bunu senin için yapacağım.
- Onu senin için yapacağım.

- Lo haré por ti.
- Lo haré por usted.
- Lo haré por vosotros.

Ben bir şey yapacağım.

Haré lo que sea.

Saat sekizde çıkış yapacağım.

Voy a desocupar el cuarto a las ocho.

Bir telefon konuşması yapacağım.

Voy a llamar por teléfono.

Senin için çay yapacağım.

Prepararé té para ti.

Bu hafta tatil yapacağım.

Esta semana me tomo vacaciones.

Ben yapmam gerekeni yapacağım.

Haré lo que tenga que hacer.

Zor ama bunu yapacağım!

Es difícil, pero lo voy a conseguir.

Endişelenme, onu ben yapacağım.

Descuida, yo lo haré.

Gelecek sefer ne yapacağım?

¿Qué hago después?

Tom ne söylediyse yapacağım.

Haré lo que Tom diga.

Tom'a birkaç sandviç yapacağım.

Voy a hacerle a Tom unos emparedados.

Yani şimdi ne yapacağım?

¿Entonces ahora qué hago?

Ödevimi daha geç yapacağım.

Yo haré mi tarea más tarde.

Yolu yok, onu yapacağım.

- De ninguna manera haré eso.
- De ninguna manera voy a hacer eso.

Ben bir siesta yapacağım.

Me voy a echar una siesta.

Yarın Tom'la kahvaltı yapacağım.

Mañana desayunaré con Tom.

Sana bir iyilik yapacağım.

Te voy a hacer un favor.

Sana biraz kahve yapacağım.

Te haré un poco de café.

Çok acil olarak yapacağım.

Lo haré inmediatamente.

Onu senin için yapacağım.

Lo haré para ti.

Seninle ne yapacağım bilmiyorum.

No sé qué voy a hacer contigo.

Ben onu kendim yapacağım.

Lo haré yo mismo.

Endişelenme. Bunu ben yapacağım.

No se preocupe. Yo lo hago.

Onu ilk fırsatta yapacağım.

Lo haré a la primera oportunidad.

Bunu daha sonra yapacağım.

Luego lo haré.

Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.

Lo haré el próximo lunes.

Ben elimden geleni yapacağım.

- Lo haré lo mejor que pueda.
- Haré mi mejor intento.

Şaşırdım. Şimdi ne yapacağım?

Estoy confusa. ¿Qué voy a hacer ahora?

Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.

Lo haré como me aconsejas.

Onu talimatlarınıza göre yapacağım.

Lo haré siguiendo tus instrucciones.

Bunu duymamış gibi yapacağım.

Haré como si no hubiera oído eso.

Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.

Lo haré lo mejor que pueda.

Başka bir şey yapacağım.

Voy a hacer otra cosa.

Bunu kendi tarzımla yapacağım.

Haré eso a mi manera.

Tabii ki bunu yapacağım.

Por supuesto que voy a hacer eso.

Tamam, ne söylersen yapacağım.

Vale, haré lo que dices.

Ödemeyi kredi kartıyla yapacağım.

Pagaré con tarjeta de crédito.

- Bunu en kısa sürede yapacağım.
- Bunu elimden geldiği kadar çabuk yapacağım.

Lo haré tan pronto como pueda.

Bir sürü el hareketi yapacağım.

Haré muchos gestos con las manos.

Kabul etsende etmesende onu yapacağım.

Estés de acuerdo o no, voy a hacerlo.

Yapmamı söylediğin her şeyi yapacağım.

Haré todo lo que me digas.

Benzin için nerede ödeme yapacağım?

¿Dónde pago el gas?

Onun dışında bir şey yapacağım.

- Haré cualquier cosa excepto eso.
- Haré cualquier cosa menos eso.