Translation of "Itiraz" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Itiraz" in a sentence and their spanish translations:

- "İtiraz!" "Reddedildi!"
- "İtiraz ediyorum!" "Reddedildi!"

«¡Protesto!» «Denegada.»

- İtiraz sürdürüldü.
- İtiraz kabul edildi.

Se acepta.

İtiraz şu;

La objeción es:

İtiraz etmeliyim.

Yo debo objetar.

İtiraz ediyorum!

- ¡Protesto!
- ¡Objeción!

İtiraz reddedildi.

Denegada.

- "İtiraz!" "Kabul edildi!"
- "İtiraz ediyorum!" "Kabul edilmiştir!"

«¡Protesto!» «Se admite.»

Planınıza itiraz etmiyorum.

No tengo objeciones a tu plan.

İlk itiraz şu şekilde,

Entonces, la primera objeción es esta:

O itiraz etmeye çalıştı.

Intentó apelar.

O, planımıza itiraz etti.

Él se opuso a nuestro plan.

En sık duyduğum üçüncü itiraz.

cuando le sugiero a la gente abandonar las redes sociales

Herhangi bir itiraz var mı?

¿Hay alguna objeción?

Köydeki çoğu insan plana itiraz etti.

La mayoría de las personas en la villa se rehusaron al plan.

Bir çocuk gibi davranılmaya itiraz ediyor.

Él se opone a ser tratado como un niño.

Onun oraya yalnız gitmesine itiraz ediyorum.

Me opongo a que ella vaya sola.

Annem benim Orta Doğuya gitmeme itiraz etti.

Mi madre se opuso a que yo fuera a Medio Oriente.

Herkes evet oyu verdi. Kimse itiraz etmedi.

Todos votaron a favor. Ninguno en contra.

- Bazı delegeler itiraz etti.
- Bazı delegeler katılmadı.

Varios delegados discreparon.

Hiç itiraz olmadığı için onlar plan ile devam etti.

Ellos procedieron con el plan ya que no hubo objeciones.

Ben işleri kendi tarzımla yaptığımda sen her zaman itiraz ediyorsun.

Siempre te opones cuando intento hacer las cosas a mi manera.

Hemen gidiyorsun bankaya diyorsun ki bu harcama benim değil itiraz ediyorsun

dices que vas al banco inmediatamente

Ben çalışmak için dışarı gitmene itiraz etmiyorum fakat çocuklara kim bakacak.

No me opongo a que vayas a trabajar fuera de casa, pero ¿quién se ocupará de los niños?