Translation of "Hediye" in Spanish

Onlar hediye.

- Estos son regalos.
- Esos son regalos.

Bunlar hediye.

Estos son regalos.

Hediye almak istediğim zaman hediye alacağım,

Voy a comprar un regalo cuando quiera comprar uno,

İkinci hediye psikolojikti.

El segundo legado fue psicológico.

- O bana bir hediye gönderdi.
- O bana bir hediye yolladı.
- Bana bir hediye göndermiş.

Me mandó un regalo.

- Amcam bana bir hediye verdi.
- Dayım bana bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

Mi tío me dio un regalo.

Bunun hediye olmadığını söyledim.

Yo les digo, no es un regalo.

Sineğe nektar hediye ediliyor.

La mosca recibe un regalo de néctar.

Hediye paketi yapabilir misiniz?

¿Le importaría envolvérmelo para regalo?

Ne harika bir hediye!

¡Qué hermoso obsequio!

Sana bir hediye aldım.

Te compré un regalo.

Harika hediye için teşekkürler.

Gracias por este regalo maravilloso.

Ne harika bir hediye.

¡Qué hermoso regalo!

Sana bir hediye vereceğim.

Te daré un regalo.

Hediye için teşekkür ederim.

Gracias por el regalo.

Bu hediye sizin için.

- Esto es un regalo para ti.
- Este regalo es para vos.

Sana bir hediye almadım.

Yo no te di un regalo.

Sana bir hediye getirdim.

Te traje un regalo.

Bu bir hediye değil.

No es un regalo.

Hediye için arkadaşına teşekkürler.

Dale las gracias a tu amiga por el regalo.

Bu hediye Laura'nın mı?

¿Es este el regalo de Laura?

Bir hediye getirmek gereksiz.

No es necesario traer un regalo.

- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

Tom le trajo un regalo a Mary.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

Mi tío le dio un regalo.

- Tom Mary için bir hediye aldı.
- Tom Mary'ye bir hediye aldı.
- Tom, Mary için bir hediye aldı.

- Tom compró a Mary un regalo.
- Tom le compró a Mary un regalo.
- Tom le compró un regalo a Mary.
- Tom compró un regalo para Mary.

- O, hediye için bana teşekkür etti.
- Hediye için bana teşekkür etti.

Ella me agradeció por el obsequio.

- Tom Mary için bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

- Tom trajo un regalo para Mary.
- Tom le trajo un regalo a Mary.

- Tom için bir hediye almak istiyorum.
- Tom'a bir hediye almak istiyorum.

Quiero comprarle un regalo a Tom.

Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.

Durante mi estadía, recibí un regalo inesperado.

Her çocuğa bir hediye verildi.

- A todos los niños se les dio un regalo.
- Cada niño recibió un regalo.

Onu hediye paketi yapar mısınız?

¿Lo podría envolver como regalo?

O bana bir hediye verdi.

Él me dio un regalo.

O bize bir hediye verdi.

Ella nos dio un regalo.

Karım için bir hediye arıyorum.

Estoy buscando un regalo para mi mujer.

Babam için bir hediye arıyorum.

Estoy buscando un regalo para mi padre.

O, öğrencilerden hediye kabul eder.

Él acepta regalos de los estudiantes.

Dün Mary'ye bir hediye yolladım.

Ayer le mandé un regalo a Mary.

Tom bana bir hediye gönderdi.

Tom me envió un regalo.

Tom Mary'den hediye almayı reddetti.

Tom se negó a aceptar el regalo de Mary.

Tom'a zaten bir hediye verdim.

Ya le he dado un regalo a Tom.

O, bana bir hediye verdi.

Ella me dio un regalo.

Annem için bir hediye arıyorum.

Estoy buscando un regalo para mi madre.

Doğum gününde çok hediye alacaksın.

Vas a recibir un montón de regalos de cumpleaños.

Arkadaşım için bir hediye arıyorum.

Busco un regalo para mi amigo.

Bu sizin için bir hediye.

Esto es un regalo para usted.

Bu, Mary için bir hediye.

Este es un regalo para María.

Tom bana bir hediye verdi.

Tomás me hizo un regalo.

Mary Tom'a bir hediye önerdi.

Mary le ofreció un regalo a Tom.

Sen ona ne hediye aldın?

¿Qué le regalaste?

Bu bebek teyzemden bir hediye.

Esta muñeca es un regalo de mi tía.

O sizin için bir hediye.

Es un regalo para ti.

Amcam bana bir hediye verdi.

Mi tío me dio un regalo.

O ona bir hediye verdi.

Ella le dio un regalo.

O, ona bir hediye vermezdi.

Ella no le daría un regalo.

Tom Mary'ye bir hediye aldı.

Tom le compró un regalo a Mary.

Amcam sana bir hediye verdi.

Mi tío te dio un regalo.

Yastığımın altında bir hediye buldum.

Encontré un regalo bajo mi almohada.

Tom'a bir hediye almak istiyorum.

Quiero comprarle un regalo a Tom.

Hediye vermeyi almaya tercih ederim.

Prefiero regalar a recibir regalos.

- Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- Sizden böyle güzel bir hediye beklemiyordum.

No me esperaba un regalo tan bueno de ti.

Aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı

resultó ser un regalo

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

quien lo ve como parte de la economía del regalo.

Bunu hediye paketi yapar mısın, lütfen?

¿Puede envolverlo para regalo, por favor?

Dorothy ona güzel bir hediye gönderdi.

Dorothy le envió un lindo obsequio.

Tom hediye için bana teşekkür etti.

- Tom me agradeció por el regalo.
- Tom me dio las gracias por el regalo.
- Tom me dio las gracias por el regalo que le di.

Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.

Ese niño se alegró de recibir el regalo.

Onların her birine bir hediye aldım.

Compré un regalo para cada uno.

Babama ipek bir kravat hediye ettim.

Le regalé a mi padre una corbata de seda.

Tom Mary için bir hediye aldı.

Tom escogió un regalo para Mary.

O ona güzel bir hediye verdi.

Le dio un bonito regalo.

Hediye olarak bir Playstation Vita aldım.

Recibí un Playstation Vita de regalo.

Annem bana dikiş makinesini hediye etti.

Mi madre me regaló su máquina de coser.

Ona altın bir saat hediye ettim.

Le regalé un reloj de oro.

Güzel hediye için ona teşekkür ettim.

Le agradecí por el bonito presente.

Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.

Quiero elegir un regalo para mi amigo.

Ben kız arkadaşıma hediye almak istiyorum .

Quiero comprarle un regalo a mi novia.

Bu benim için bir hediye mi?

¿Es un regalo para mí?

Onun yerine ona hediye kartı almalısın.

En lugar de eso deberías comprarle una tarjeta regalo.

Son kez bir hediye kabul edeceğim.

Es la última vez que acepto un regalo.

Jack arkadaşı için bir hediye aldı.

Jack le compró un regalo a su amigo.

Tom kızı için bir hediye aldı.

Tom compró un regalo para su hija.