Translation of "Panik" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Panik" in a sentence and their spanish translations:

- Panik yapmayın!
- Panik yapma!

¡Que no cunda el pánico!

- Kim panik yaptı?
- Panik yapan kimdi?

¿Quién entró en pánico?

Tom panik yapıyor.

Tom se ha dejado llevar por el pánico.

Tom panik yaptı.

- Fue Tom el que entró en pánico.
- Tom entró en pánico.

Panik yapmış değilim.

No estoy preocupado.

Panik yapmamaya çalış.

Que no cunda el pánico.

Panik haldeki iklim aktivistleri

Activistas climáticos alarmados

Tom panik atak geçirdi.

Tom tuvo un ataque de pánico.

Titanikte panik hüküm sürer.

El pánico reina en el Titanic.

Mary'nin panik atağı vardı.

Mary tuvo un ataque de pánico.

Panik yapmaya gerek yok.

No hay que entrar en pánico.

Tom panik yapmamaya çalışıyordu.

Tom estaba tratando de no entrar en pánico.

Panik en tehlikeli virüstür.

El virus más peligroso es el del pánico.

Hızlı düşünmeniz gerek, panik yaparsınız;

Tienen que pensar rápido para no entrar en pánico.

Her şeyden önce, panik yok!

¡Sobre todo, no entres en pánico!

Tom bir panik atak geçiriyor.

Tom está teniendo un ataque de pánico.

Sami bir panik atak geçirdi.

Sami sufrió un ataque de pánico.

Depremden sonra yaygın bir panik vardı.

Había un pánico extendido después del terremoto.

Terleyen avuçları, o artan panik hissini iletemem.

las palmas sudorosas, esa sensación de pánico creciente.

Sırtlanlar panik yaratmak için ellerinden geleni yapıyor.

Las hienas hacen lo posible por generar pánico.

O, panik yapmak için bir neden değil.

No hay ningún motivo para alarmarse.

- Tom panik yapmaya başladı.
- Tom paniklemeye başladı.

Tom entró en pánico.

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

Lo primero que hacer en esta situación es esforzarse por no sentir pánico.