Translation of "Birkaç" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Birkaç" in a sentence and their dutch translations:

- Birkaç neden vardı.
- Birkaç gerekçe vardı.

Er waren meerdere redenen.

Birkaç örnek vereyim.

Hier zijn wat voorbeelden,

Son birkaç yıldır

De laatste paar jaar

Birkaç saniye izledik,

We keken er een paar seconden naar

Birkaç hafta sonra

En toen, een paar weken later,

Birkaç hafta sonra,

En toen, een paar weken later...

Birkaç bardak getireceğim.

Ik haal glazen.

Birkaç elma yedik.

We aten een paar appels.

Birkaç sorun var.

Er zijn een aantal problemen.

Birkaç patates istiyorum.

Ik wil wat aardappelen.

Birkaç cümle kaydetti.

- Ze heeft een paar zinnen opgenomen.
- Ze heeft een paar zinnen genoteerd.

Birkaç kitap yazdı.

Ze heeft verschillende boeken geschreven.

Birkaç seçenek tartıştık.

We hebben tal van mogelijkheden besproken.

Birkaç saat uyudu.

Zij heeft een paar uur geslapen.

Birkaç Kanadalı tanıyorum.

Ik ken aardig wat Canadezen.

Birkaç kitap okudum.

Ik heb enkele boeken gelezen.

- Amerika'da birkaç arkadaşım var.
- ABD'de birkaç arkadaşım var.

- Ik heb een paar vrienden in de VS.
- Ik heb een paar vrienden in de Verenigde Staten.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

Neem een paar dagen vrij.

- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.

Koop wat speelgoed.

- Birkaç kez Hawaii'de bulundu.
- Birkaç kez Hawaii'ye gitti.

Ze is een paar keer naar Hawaï geweest.

Ve birkaç saniye için

Neem enkele seconden

Size birkaç örnek göstereceğim

Ik zal jullie enkele voorbeelden tonen.

Birkaç kişiyle birlikte kovuldum.

Ik werd ontslagen, samen met een aantal anderen.

Birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum.

- Ik ga voor een paar dagen de stad uit.
- Ik verlaat de stad voor een paar dagen.

Birkaç gün sessiz kalmalısınız.

Ge moet u enkele dagen stil houden.

Birkaç boş bardak istiyorum.

Ik wil een paar lege glazen.

Sıcaklık birkaç derece düştü.

De temperatuur daalde met enkele graden.

Birkaç gazete haberi yayınladı.

- Verschillende kranten publiceerden het verhaal.
- Verschillende kranten hebben het verhaal gepubliceerd.

Birkaç kişi öyle düşünüyor.

Weinig mensen denken zo.

Birkaç soru sorabilir miyim?

Mag ik een paar vragen stellen?

Birkaç öğrenci arkada bırakıldı.

Enkele studenten waren achter gelaten.

Bana birkaç yumurta kızart.

Bak me wat eieren.

Bana birkaç soru sordu.

Hij vroeg me een paar vragen.

Birkaç dakika içinde döneceğim.

Ik kom over enkele minuten terug.

Birkaç çocuk sahilde oynuyor.

- Er spelen wat kinderen op het strand.
- Er spelen enkele kinderen op het strand.

Birkaç günlüğüne kasabadan ayrılıyorum.

- Ik vertrek voor een aantal dagen.
- Ik verlaat de stad voor een paar dagen.

Gölde birkaç tekne var.

Er zijn enkele boten op het meer.

Birkaç kızılderili Japonya'da yaşıyor.

Er wonen niet veel Indiërs in Japan.

Birkaç hafta boyunca hastanedeydim.

Ik heb meerdere weken in het ziekenhuis gelegen.

ABD'de birkaç arkadaşım var.

- Ik heb een paar vrienden in de VS.
- Ik heb een paar vrienden in de Verenigde Staten.

Birkaç gündür kendinde değildi.

Hij was enkele dagen bewusteloos.

Birkaç dakika bekler misiniz?

Zou u even kunnen wachten?

Ona birkaç kitap verdim.

Ik heb hem een paar boeken gegeven.

Birkaç gün burada kalacağım.

Ik zal hier meerdere dagen blijven.

İskoçya'da birkaç ay geçirdi.

Hij bracht een paar maanden door in Schotland.

Yalnızca birkaç saatim var.

Ik heb maar een paar uur.

Birkaç dakikaya ihtiyacım var.

Ik heb een paar minuten nodig.

Birkaç kilo vermek istiyorum.

Ik wil een paar kilo's kwijtraken.

Birkaç gümüş param var.

Ik heb verscheidene zilveren munten.

Tom birkaç yumurta kaynattı.

- Tom heeft wat eieren gekookt.
- Tom kookte wat eieren.

Onun birkaç arkadaşı var.

Zij heeft enkele vrienden.

Birkaç dakika ayırabilir misin?

Heb je even een paar minuten?

Birkaç top, sarı renktedir.

Een paar ballen zijn geel.

Onun birkaç kitabı var.

- Ze heeft enkele boeken.
- Ze heeft een paar boeken.

Burada birkaç gün kalacağım.

- Ik zal hier een paar dagen blijven.
- Ik blijf hier voor een paar dagen.

Birkaç öğrenci Latince okuyabilir.

Weinig studenten kunnen Latijn lezen.

Birkaç yıl önce evlendik.

We zijn een paar jaar geleden getrouwd.

Birkaç şeyi açıklamam gerekiyor.

Ik moet een paar dingen uitleggen.

Birkaç gün kalmak istiyorum.

Ik wil een paar dagen blijven.

Sadece birkaç kitabım var.

Ik heb maar een paar boeken.

O birkaç kelime değiştirdi.

Hij veranderde een paar woorden.

Onların birkaç kitabı var.

Ze hebben weinig boeken.

Benim birkaç kitabım var.

Ik heb enkele boeken.

O birkaç saat sürecek.

- Dat gaat een paar uur duren.
- Dat gaat een paar uurtjes duren.

Uçakta birkaç saat uyudum.

Ik heb een paar uur in het vliegtuig geslapen.

Birkaç yüzeysel nedenler var.

Er zijn een aantal oppervlakkige redenen.

Kitapçıdan birkaç kitap aldım.

Ik heb in de boekhandel een paar boeken gekocht.

Birkaç yıldır burada çalışıyorum.

Ik werk hier al een aantal jaar.

Tom'un birkaç dişi eksik.

Tom mist een paar tanden.

Birkaç dakikadır burada çalışıyorum.

Ik werk hier al een paar minuten.

Tom birkaç dil konuşuyor.

Tom spreekt meerdere talen.

Burada birkaç çantamız var.

We hebben hier een aantal tasjes.

Muhtemelen birkaç hata yapacağım.

Ik zal waarschijnlijk wat fouten gaan maken.

Birkaç saat sonra öldü.

Hij stierf enkele uren later.

Müzakereler birkaç gün sürdü.

De onderhandelingen duurden vele dagen lang.

Sadece birkaç kurşunum kaldı.

Ik heb nog slechts een paar kogels.

Birkaç gün orada kaldı.

Ze verbleef er voor een paar dagen.

Birkaç Noel şarkısı yazdım.

Ik heb een paar kerstliedjes geschreven.

İncil'den birkaç ayet okuyalım.

Laat ons een paar verzen uit de Bijbel lezen.

İstersen birkaç şarkı söylerim.

- Ik zal een paar liedjes zingen als je dat wilt.
- Ik zal een paar nummers zingen als u dat wenst.

Kahire'de birkaç arkadaşım var.

Ik heb een paar vrienden in Cairo.

Birkaç şeye ihtiyacım olacak.

Ik zal een paar dingen nodig hebben.

- Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
- Buradan birkaç blok ötede yaşıyor.

Zij woont enkele blokken hier vandaan.

- Birkaç sene önce Boston'da yaşıyordum.
- Birkaç yıl önce Boston'da yaşıyordum.

Ik woonde een paar jaar geleden in Boston.

- Kitabın başından birkaç sayfayı atladım.
- Kitabın ilk birkaç sayfasını atladım.

Ik heb de eerste paar pagina's van het boek overgeslagen.

- O kitabı birkaç kez okudum.
- Bu kitabı birkaç kez okudum.

Ik heb dat boek diverse keren gelezen.

- Birkaç yıl için Avustralya'da yaşadım.
- Birkaç yıl boyunca Avustralya'da yaşadım.

Ik woonde een paar jaar in Australië.

- Birkaç dakika bekler misiniz?
- Birkaç dakika beklemenizin bir sakıncası var mı?

- Zou je even kunnen wachten?
- Zou u even kunnen wachten?

- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı ziyaret ettim.

Ik heb Roemenië een aantal jaar geleden bezocht.

- Tom birkaç Fransız şarkısı söyleyebilir.
- Tom birkaç tane Fransızca şarkı söyleyebilir.

Tom kan enkele Franse liedjes zingen.

Birkaç ayda bir internette turluyor.

Om de paar maanden circuleert die op het internet.

Ancak birkaç hücre hayatta kalır.

Maar een paar cellen overleven.