Translation of "Geçerken" in Spanish

0.023 sec.

Examples of using "Geçerken" in a sentence and their spanish translations:

Caddeyi geçerken kaydı.

Él se resbaló mientras cruzaba la calle.

- Caddeyi geçerken dikkatli ol.
- Caddeyi geçerken dikkatli olun.

- Cuidado al cruzar la calle.
- Ten cuidado al cruzar la calle.

Sizler karşı tarafa geçerken

Y mientras caminamos hacia el otro lado,

Yolu geçerken dikkatli olmalısın.

- Tenés que tener cuidado cuando cruzás la calle.
- Debes tener cuidado al cruzar la calle.

Geçerken onun evine uğrayalım.

Pasemos por su casa.

Lütfen geçerken evime uğra.

Por favor, pásate por mi casa.

Irmaktan geçerken at değiştirilmez.

No se cambia de caballo mientras se pasa por un río.

Köprüyü geçerken, aşağıya bakma.

Cuando pase el puente no mire hacia abajo.

Caddeyi geçerken dikkatli ol.

- Cruzá la calle con cuidado.
- Cruzá la calle con precaución.

Dere geçerken at değiştirilmez.

No debes cambiar de caballo mientras cruzas un río.

Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.

El tiempo va empeorando a medida que avanza el día.

Caddeden geçerken arabalara dikkat et.

Cuidado con los coches cuando cruces la calle.

Ben onu caddeyi geçerken gördüm.

Lo vi cruzar la calle.

O, yanımdan geçerken beni itti.

Él me empujó al pasar.

Tom Mary'yi yolu geçerken gördü.

Tom vio a Mary cruzando la calle.

- O, caddeyi geçerken neredeyse araba tarafından çarpılıyordu.
- Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.

Casi lo chocó un auto mientras cruzaba la calle.

O, köprüyü geçerken, derede aşağı baktı.

Cuando cruzaba el puente, miro hacia abajo al río.

İşlek bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

Debes tener cuidado al atravesar una calle concurrida.

Büyük bir caddeyi geçerken dikkatli olmalısın.

Deberías tener cuidado al cruzar una avenida importante.

Tom teşekkürler demek için geçerken uğradı.

Tom pasó a decir gracias.

Timsah antilopu nehri geçerken tuzağa düşürdü.

El cocodrilo atrapó a un ñu mientras éste intentaba cruzar el río.

Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.

Primero, están molestos por tener que pasar el control la seguridad de la corte.

"Kırmızı ışık trafik olduğunda yoldan geçerken kullanılıyor." dedi.

"Una luz roja es lo que usan para controlar el tráfico en la calle".

Buraya kadar her şey anormallikle normallik arasında geçerken

Hasta ahora todo va entre anormalidad y normalidad.

Küçük çocuk caddeyi geçerken annesinin elini sıkıca tuttu.

El niño tomó la mano de su madre con firmeza al cruzar la calle.

Caddeyyi geçerken küçük kız kardeşimle el ele tutuştuk.

Tomé de la mano a mi hermanita cuando cruzamos la calle.

Zaman geçerken, insanlar konu hakkında daha çok endişelendi.

A medida que pasaba el tiempo, la gente se iba preocupando cada vez más por la cuestión.

O caddeyi geçerken bir araba tarafından vurulup yere serildi.

Cruzando la calle fue atropellado por un carro.

Bu kişiyle sizin yanınızdan geçerken bir saniyeliğine mi karşılaşıyorsunuz,

Estas encontrándote con esta persona por un segundo mientras te sobrepasan,

- Ben onu caddeyi geçerken gördüm.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.

- Lo vi cruzando la calle.
- Lo vi cruzar la calle.

- Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Lütfen ziyaretime gel ve beni gör.

Pasa a verme, por favor.

Geçerken uğramaya ve seni görmeye niyet ediyordum fakat bu hafta oldukça meşguldüm.

Tenía la intención de pasarme a verte, pero he estado bastante ocupado esta semana.