Translation of "Gördüğünü" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Gördüğünü" in a sentence and their spanish translations:

Kazayı gördüğünü doğruladı.

Él afirmó que vio el choque.

Bana ne gördüğünü söyle.

Dime lo que viste.

Tom'un zarar gördüğünü biliyorum.

Sé que Tom está dolido.

Burada gördüğünü annene söyleme.

No le cuentes a tu madre lo que has visto aquí.

Bana kimi gördüğünü söyle.

- Dime lo que has visto.
- Cuéntame lo que viste.

Resmi daha önce gördüğünü söyledi.

Dijo que había visto esa foto antes.

Tom her şeyi gördüğünü söylüyor.

Tom dice que vio todo.

Tom Mary'ye televizyonda gördüğünü anlattı.

Tom le dijo a Mary lo que había visto en televisión.

Burada ne gördüğünü annene anlatma.

No le cuentes a tu madre lo que has visto aquí.

Beni daha önce gördüğünü hatırlıyor musun?

¿Recuerdas haberme visto antes?

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.

Tom dice que él incluso ha visto un fantasma.

Tom bir UFO gördüğünü iddia etti.

Tom aseguró que había visto un OVNI.

O, ne gördüğünü detaylı olarak açıkladı.

Explicó con detalle lo que había visto.

Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.

Tom dijo que vio al hombre invisible hoy.

Bir ay önce onu gördüğünü söyledi.

Él dijo que la había visto a ella un mes antes.

Tom dün bir aslan gördüğünü söyledi.

Tom dijo que vio un león ayer.

çünkü ana karakterin dünyayı nasıl gördüğünü değiştirir.

porque cambia el modo en que el protagonista ve al mundo.

Lütfen o zaman bana ne gördüğünü söyle.

Por favor, dime qué viste entonces.

Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.

Tom le dijo a Mary que había visto a John con Alice.

Tom, Meryem'i John'un arabasına binerken gördüğünü söyledi.

Tom dijo que vio a Mary montar en el coche de John.

Tom Mary'yi John'la birlikte sinemada gördüğünü söyledi.

Tom dijo que vio a Mary en el cine con John.

Tom bizi birlikte gördüğünü söylüyorsa bir yalancıdır.

Tom es un mentiroso si dice que nos vio juntos.

Bir UFO gördüğünü mü söylüyorsun? Hadi ama!

¿Que has visto un ovni? ¡Anda ya!

Siz arkadaşların hangi filmleri gördüğünü bana söyle.

Decidme qué películas habéis visto.

Tom o bir UFO gördüğünü iddia etti.

Tom aseguró haber visto un OVNI.

Tom Mary'yi birkaç ay önce gördüğünü söyledi.

Tom dijo que había visto a Mary hace un par de meses atrás.

Tom Mary'ye ocak ayında John'u gördüğünü söyledi.

Tom le dijo a Mary que él había visto a John en enero.

Tom bana bu gece Mary'yi gördüğünü söyledi.

Tom me dijo que vio a Mary esta noche.

Tom Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığını gördüğünü yetkililere anlattı.

Tom le contó a las autoridades que vio a Mary siendo abducida por los extraterrestres.

Tom, Mary'yi tek başına parkta otururken gördüğünü söyledi.

Tom dijo que había visto a Mary sentada sola en el parque.

O, ona geçen hafta beni orada gördüğünü söyledi.

Le dijo que me había visto allí la semana pasada.

Tom Mary'yi son kez ne zaman gördüğünü hatırlamıyor.

Tom no recuerda la última vez que vio a Mary.

Tom Mary'ye John'u en son ne zaman gördüğünü sordu.

Tom le preguntó a Mary cuándo fue la última vez que había visto a John.

Aşıklar dünyada yalnızca kendilerini görüyorlar, ancak dünyanın kendilerini gördüğünü unutuyorlar.

Los enamorados solo se ven el uno al otro en el mundo, pero olvidan que el mundo los ve.

- Tom'un Mary'yi gördüğünü düşünüyor musun?
- Sence Tom Mary'yi gördü mü?

- ¿Pensas que Tomás vio a María?
- ¿Pensas que Tomás la vio a María?

Tom, terk edilmiş evin etrafında dolaşan bir hayalet gördüğünü söylüyor.

Tom dice que vio a un fantasma pasearse por la casa abandonada.

Tom bana dün gece Mary hakkında bir rüya gördüğünü söyledi.

Tom me dijo que tuvo un sueño de Mary anoche.

- Tom'u iyi biri olarak gördüğünü biliyorum.
- Tom hakkında olumlu düşündüğünü biliyorum.

Sé que tienes muy buena opinión de Tom.

Tom piranalar tarafından canlı olarak yenilen bir adam gördüğünü iddia etti.

Tom alegó haber visto a un hombre devorado vivo por pirañas.

Polis cinayet gecesinde olduğunu söylediğin yerde seni gördüğünü hatırlayan tek bir kişiyi bulamıyor.

La policía no puede encontrar ni a una persona que recuerde haberte visto donde dijiste que estabas la noche del asesinato.