Translation of "Anlattı" in French

0.011 sec.

Examples of using "Anlattı" in a sentence and their french translations:

Sıradışı deneyimlerini anlattı.

Il fit un récit détaillé de son étrange aventure.

Mary sahneleri anlattı.

Marie décrivait les scènes.

Tom sahneleri anlattı.

Tom décrivait les scènes.

Nasıl minnettar olduğunu anlattı.

et combien il était reconnaissant pour sa patience.

Iyi bir insanı anlattı

dit à une bonne personne

Onların geçim sıkıntısını anlattı

il a expliqué leur gagne-pain

O, arkadaşlarına sırrını anlattı.

Il a raconté son secret à ses amis.

Tom sırrını bana anlattı.

Tom me raconta son secret.

Sana hikayeyi kim anlattı?

Qui t'a conté l'histoire ?

Marie bir fıkra anlattı.

Marie a raconté une blague.

Çocuklara Afrika maceralarını anlattı.

Il a raconté aux enfants ses aventures en Afrique.

Gözerinde yaşlarla hikayeyi anlattı.

Elle raconta l'histoire avec des larmes dans les yeux.

Tom gerçeği anlattı mı?

- Tom disait-il la vérité ?
- Est-ce que Tom a dit la vérité ?

O ona fıkra anlattı.

- Elle lui raconta une blague.
- Elle lui a raconté une blague.

O gözyaşları içinde hikayesini anlattı.

- Elle raconta son histoire en pleurs.
- Elle a raconté son histoire en larmes.

O, çocuklara Afrika'daki maceralarını anlattı.

- Il a raconté aux enfants ses aventures en Afrique.
- Il conta aux enfants ses aventures en Afrique.

O, uçuşu ayrıntılı olarak anlattı.

Il a décrit le vol en détail.

O bana her şeyi anlattı.

- Il m'a tout dit.
- Elle m'a tout dit.

Öyleyse yeni hikayeyi kime anlattı?

Alors à qui a-t-il raconté la nouvelle histoire ?

O, hikayeyi erkek kardeşine anlattı.

Il raconta l'histoire à son frère.

O, hikayesini gözyaşları içinde anlattı.

Il raconta son histoire en pleurs.

Bize iyi bir fıkra anlattı.

Il a raconté une bonne blague.

O, soygunu ayrıntılı olarak anlattı.

Il a décrit le vol en détail.

O bana hayat hikayesini anlattı.

- Il m'a raconté l'histoire de sa vie.
- Il me raconta l'histoire de sa vie.
- Il me conta l'histoire de sa vie.

O, bana tüm detayları anlattı.

Il me donna tous les détails.

O bana hayatının hikayesini anlattı.

- Il m'a raconté l'histoire de sa vie.
- Il me raconta l'histoire de sa vie.
- Il me conta l'histoire de sa vie.

O komik bir hikaye anlattı.

Il a raconté une histoire drôle.

Tom çocuklara birçok hikayeler anlattı.

- Tom raconta beaucoup d'histoires aux enfants.
- Tom a raconté de nombreuses histoires aux enfants.

Tom olayı detaylı olarak anlattı.

Tom a décrit l'incident en détail.

Tom bize her şeyi anlattı.

Tom nous a tout dit.

Bize ilginç bir hikaye anlattı.

Elle nous a raconté une histoire intéressante.

Tom Mary'ye ne olduğunu anlattı.

Tom a dit à Mary ce qu'il s'était passé.

Bence Tom sana gerçeği anlattı.

- Je pense que Tom t'a dit la vérité.
- Je pense que Tom vous a dit la vérité.

Tom, Mary'ye onu neden anlattı?

Pourquoi Tom a-t-il dit ça à Mary ?

- O bana ilginç bir hikaye anlattı.
- O, bana ilginç bir hikaye anlattı.

- Elle me raconta une histoire intéressante.
- Elle m'a raconté une histoire intéressante.

- Amcam bana hikayeyi fıkra tarzında anlattı.
- Amcam bana hikayeyi fıkra şeklinde anlattı.

Mon oncle m'a raconté cette histoire sous forme d'une blague.

Ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --

et crient leurs coups via la fente utilisée pour leur nourriture --

Küçük esnafların da neler çevirdiğini anlattı

il a expliqué ce que les petits métiers tournaient

çıkarcı insanları anlattı yine bu film

Ce film a raconté aux personnes intéressées

Işte bu filmde bunu anlattı aslında

c'est ce qu'il a dit dans ce film

Insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı

il a expliqué les moyens de subsistance des gens en phase de ligne

Insanların yine çıkar ilişkilerini bunları anlattı

les gens parlent à nouveau de leurs relations d'intérêt

Trump bunu hüzünlü bir şekilde anlattı

Trump a dit cela tristement

Baba çocuklara güzel bir hikaye anlattı.

Le père raconta une chouette histoire à l'enfant.

Bir arkadaş bana o hikayeyi anlattı.

Un ami m'a raconté cette histoire.

O, konuyu bana özel olarak anlattı.

Il m'en parla en privé.

O oğluna ilginç bir hikaye anlattı.

Il raconta une histoire intéressante à son fils.

Annem bize ilginç bir hikaye anlattı.

Ma mère nous a raconté une histoire intéressante.

O, bana ilginç bir hikaye anlattı.

- Elle me raconta une histoire intéressante.
- Elle m'a raconté une histoire intéressante.

Üyeler dönüşümlü olarak garip deneyimi anlattı.

Les membres nous racontèrent l'étrange expérience, chacun à leur tour.

Bu hikaye bana bir şeyler anlattı.

Cette histoire me dit quelque chose.

O bize ilginç bir hikaye anlattı.

Il nous a raconté une histoire intéressante.

O bana ilginç bir hikaye anlattı.

- Il m'a raconté une histoire intéressante.
- Il me raconta une histoire intéressante.

Tom Mary'ye ilginç bir hikaye anlattı.

Tom a raconté à Marie une histoire intéressante.

Tom, okuldaki herkese neler olduğunu anlattı.

Tom a dit à tout le monde à l'école ce qui s'était passé.

Tom bildiği her şeyi polise anlattı.

- Tom a dit tout ce qu'il savait à la police.
- Tom a dit à la police tout ce qu'il savait.
- Tom dit tout ce qu'il savait à la police.
- Tom raconta tout ce qu'il savait à la police.
- Tom raconta à la police tout ce qu'il savait.

Tom bize Boston'a son yolculuğunu anlattı.

Tom nous as raconté son dernier voyage à Boston.

- O bana senin hakkında iyi şeyler anlattı.
- O bana seninle ilgili iyi şeyler anlattı.

- Elle m'a dit de bonnes choses à ton sujet.
- Elle m'a dit de bonnes choses à votre sujet.

Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı

Il est entré et a raconté l'histoire de la « nécessité militaire ».

Tokatçı. saf bir insanın hayatını garibanlığını anlattı

Le tokatçı. il a parlé de l'étrangeté de la vie d'une personne pure

Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı?

Qui diable vous a conté histoire aussi ridicule ?

Onu kenara aldı ve ona haberi anlattı.

Il l'a prise à part et lui a annoncé la nouvelle.

Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.

Tom m'a dit beaucoup de choses à ton sujet.

Tom bana senin hakkında çok şey anlattı.

- Tom m'a dit beaucoup de choses à ton sujet.
- Tom m'en a dit beaucoup sur vous.

- Herkese söyledi.
- O herkese söyledi.
- Herkese anlattı.

- Elle le dit à tout le monde.
- Elle l'a dit à tout le monde.

O bana sana dair iyi şeyler anlattı.

- Il m'a dit de bonnes choses à ton sujet.
- Il m'a dit de bonnes choses à votre sujet.

Tom bir fıkra anlattı ama kimse gülmedi.

- Tom a raconté une blague, mais personne n'a ri.
- Tom raconta une blague, mais personne ne rit.

O gerçeği anlattı, aksi halde o cezalandırıldı.

Il a dit la vérité, sinon il aurait été puni.

O, ona çocukluğu hakkında her şeyi anlattı.

- Elle lui dit tout au sujet de son enfance.
- Elle lui a tout dit au sujet de son enfance.

O, kazayı polise detaylı bir şekilde anlattı.

Il a décrit l'accident en détail à la police.

Tom sana bacağını nasıl kaybettiğini anlattı mı?

- Tom t'a-t-il déjà dit comment il avait perdu sa jambe ?
- Tom vous a-t-il déjà dit comment il avait perdu sa jambe ?

Farkında olmadan ona bilmek istediğinin hepsini anlattı.

Inconsciemment il lui dit tout ce qu'elle voulait savoir.

Büyük şirketlerin ve reklam şirketlerinin neler çevirdiğini anlattı

parlé de ce que les grandes entreprises et les agences de publicité tournent

Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.

Kenji a raconté à ses amis une histoire sur son voyage en Inde.

Tom bu sabah bana iyi bir fıkra anlattı.

Tom m'a dit une bonne blague ce matin.

O, ona bir fıkra anlattı, ama o gülmedi.

Elle lui raconta une blague, mais il ne rit pas.

O, bize çok heyecan verici bir macera hikayesi anlattı.

Il nous a conté une histoire d'aventure très passionnante.

Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı.

Le professeur décrivit brièvement et clairement le thème de son étude.

O büyüleyici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

C'était une histoire fascinante et il l'a bien racontée.

Kadın bana köpeğin kendisini ve ailesini yıllar önce kurtardığını anlattı.

qu'il lui avait sauvé la vie et celle de sa famille il y a quelques années.

- Tom benim hakkımda ne anlattı?
- Tom benim hakkımda ne söyledi?

- Qu'a dit Tom à propos de moi ?
- Qu'est-ce que Tom a dit sur moi ?

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı.

Elle m'a dit combien c'était mal de voler.

O ona bir fıkra anlattı fakat o komik olduğunu düşünmedi.

- Elle lui raconta une blague, mais il ne la trouva pas drôle.
- Elle lui a raconté une blague, mais il ne l'a pas trouvée drôle.

- Sanırım Tom bize gerçeği anlattı.
- Tom'un bize gerçeği söylediğini düşünüyorum.

Je pense que Tom nous a dit la vérité.

O bize öylesine komik bir hikaye anlattı ki biz hepimiz güldük.

- Il nous raconta une histoire tellement bizarre que nous avons tous ri.
- Il nous a raconté une histoire tellement drôle que nous avons tous ri.