Translation of "Ele" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Ele" in a sentence and their spanish translations:

Amigdala ele geçirmesi ve duygusal ele geçirme.

el secuestro de la amígdala y el secuestro emocional.

ele geçirdiğimizde yakalandım.

cuando la toma de la ciudad de Pando,

Ben ele geçirildim.

Fui capturado.

El ele gittiler.

- Ellos iban de la mano.
- Ellos iban tomados de la mano.

İdareyi ele alın.

- Toma el control.
- Hazte con el control.

Yönetimi ele alıyorsun.

Tomas el mando.

Kelebek ele kondu.

La mariposa se posó sobre la mano.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

Toma el control.

Aşı programları ele geçirildi

Han pirateado programas de vacunación,

Konusu ele alındı. Ayrıca...

estuvo presente en la mesa y fue el gran tema.

Biz hırsızı ele geçirdik.

Capturamos al ladrón.

Hadi dünyayı ele geçirelim!

Vamos a conquistar el mundo.

Marslılar dünyayı ele geçirdi.

Los marcianos se han apoderado de la Tierra.

İnsanlar korkuyla ele geçirilebilir.

El hombre puede ser sometido a través del miedo.

Onlar el ele tutuştular.

Ellos se tomaron de la mano.

Birliklerimiz şehri ele geçirdi.

Nuestras fuerzas ocuparon la ciudad.

El ele yürüyor musunuz?

¿Ustedes caminan de la mano?

Sevgili arkadaşım Louis'yi ele alalım.

Por ejemplo, mi querido amigo Louis.

Modern hayvanların anatomilerini ele alıp

¿Recuerdan el método del horquillado filogenético conservado

Korkunun beni ele geçirmememesi için

Reuní hasta la última pizca de valor que había en mí

Geçmek bilmeyen izleri ele alacak.

o algo que está en contra de las mujeres.

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

Consideren este glaciar, por ejemplo.

Bir hastalık gibi ele almalıyız.

poderlo tratar como una enfermedad.

Burada şirketi hemen ele geçiriyor

hacerse cargo de la empresa aquí

Sorun kısa sürede ele alınacak.

Lidiaremos pronto con el problema.

O, korku yüzünden ele geçirilmiştir.

- El miedo lo poseyó.
- Él se sintió asustado.

İsyancılar başkentin kontrolünü ele geçirdiler.

- Los rebeldes tomaron control de la capital.
- Los rebeldes se hicieron con el control de la capital.

Sonunda istediğim kitabı ele geçirdim.

Al fin conseguí el libro que quería.

Bunu çok dikkatli ele al.

Maneje esto con mucho cuidado.

Mal gümrük tarafından ele geçirildi.

Los bienes fueron incautados por la aduana.

Beni asla canlı ele geçiremeyeceksin!

- ¡Nunca me cogerás con vida!
- ¡Nunca me cogeréis con vida!

İngilizler Breed's Hill'i ele geçirdi.

Los británicos capturaron la colina de Breed's.

Sorunu onlarla yarın ele alacağız.

Discutiremos del problema con ellos mañana.

NB: Evet, küresel ısınmayı ele alabiliriz.

NB: Sí, podemos poner el caso del calentamiento global.

Korkunç kızları kaçırma haberini ele alalım.

los terroristas que secuestraron niñas.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

El puma hembra, ahora, tiene ventaja.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

Y, en algunos lugares, toman el control.

Nihayet ele geçirildiklerinde ve Napolyon'un yedeklerini

Cuando finalmente fueron apresados, y le dijeron que Napoleón no enviaría sus reservas

En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.

fue dividida en una serie de particiones, con Rusia tomando la mayor parte.

Teori ve pratik el ele gitmeli.

Teoría y práctica deberían ir a la mano.

Tom ve Mary el ele tutuşuyorlar.

Tom y Mary van de la mano.

Suçlu er geç yakayı ele verir.

A la larga el crimen no compensa.

Biri onu hızla yeniden ele geçirdi.

Lo volvieron a atrapar rápidamente.

Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

- Este libro se trata de la vida en Reino Unido.
- Este libro es de la vida en el Reino Unido.
- Este libro trata de la vida en el Reino Unido.

Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.

Las fuerzas de Franco tomaron el control en España.

Onun vücut dili onu ele verdi.

Su lenguaje corporal lo delató.

Vücudumun alt yarısını ele geçirmek istesen de,

incluso si quieres cubrir toda mi parte inferior,

Küresel ısınmanın bir numaralı sebebini, ele alalım.

el responsable principal del calentamiento global.

Bu büyük gizemi ele almak için buradayım.

Estoy aquí para descifrar este gran misterio.

Ele alınması gereken bazı zor sorunlar var:

Hay algunos problemas difíciles que deben abordarse:

Hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.

nuestra economía y nuestra política.

Bir de dünyayı genel olarak ele alalım.

¿Y el mundo en su totalidad?

Polis okulda büyük miktarda uyuşturucu ele geçirdi.

La policía incautó una gran cantidad de droga en la escuela.

Bir çember oluşturun ve el ele tutuşun.

Hagan un círculo y agárrense de las manos.

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

Vi a John y a Mary andando agarrados de las manos.

Ben sık sık umutsuzluk tarafındn ele geçirildim.

Fui a menudo atrapado por la desesperación.

Tabii ki bu, verisel olarak ele alındığında,

Por supuesto, peor es en el mundo Disney

Tom nihayet istediği nadir pul ele geçirdi.

Tom finalmente consiguió la rara estampilla que quería.

Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı.

Tom debió haber manejado la situación de otra forma.

Polis başbakana yapılacak suikast planını ele geçirdi.

La policía descubrió una conspiración para asesinar al presidente del gobierno.

Mekânsal adaleti sağlayabilmek ve problemi ele alabilmek için

Hemos organizado todo tipo de eventos

Yüksek oranda ganimet ele geçiriliyor, özellikle askeri ekipman.

Se toma un gran botín, especialmente equipo militar.

Ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdüler.

de la Grande Armée y marcharon hacia el este para enfrentarse a la Tercera Coalición.

Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için

Él creó un equipo de trabajo

Caddeyyi geçerken küçük kız kardeşimle el ele tutuştuk.

Tomé de la mano a mi hermanita cuando cruzamos la calle.

Tom, John ve Mary'yi el ele tutuşurlarken gördü.

Tom vio a Juan y a María de la mano.

Bu sabah bir öğrenciden bir silah ele geçirdim

Confisqué un arma a un estudiante esta mañana.

İyi bir sonucu ele alabilmek için, çabalamak gerek.

Para obtener un buen resultado, hay que esforzarse.

John ve Mary, her zaman el ele yürürler.

John y Mary siempre caminan de la mano.

En son ne zaman birisiyle el ele dolaştın?

¿Cuándo fue la última vez que caminó usted de la mano de alguien?

O kötü bir ruh tarafından ele geçirilmiş gibi.

Ella parece poseída por un espíritu maligno.

Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi.

A finales de agosto, las fuerzas aliadas tomaron París.

Ettiğini ve isteklerimizle arzularımızı nasıl ele geçirdiğini tahmin edebiliriz.

la forma en que invade nuestra mente y conquista nuestros deseos.

Bütünlük ve toplu iyileşmeyi nasıl daha iyi ele alabiliriz?

¿cómo podemos enfocar mejor la unidad y la curación colectiva?

Ve Moldovya tahtını ele geçirmeye çalışan Prens Stefan'a askeri-

de su poder, le provee ayuda militar al príncipe Stefan quien está intentando tomar el

Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.

Pero también los expone. La mayoría de las cacerías fracasan.

Ve iki milyondan fazla sahte tekstil ürünü ele geçirildi

cerca de dos millones de artículos de ropa falsificados incautados

Tom, bilgisayarının kötü bir ruh tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.

Tom piensa que su computador está poseído por un espíritu maligno.

Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.

Dentro de unos días, Japón capturó la isla estadounidense de Guam.

Ayrıca bir zamanlar büyükbabasının olan Bran Şatosunu da ele geçirir.

También recupera posesión del castillo de Bran perteneció una vez a su abuelo.

Düşünün ki Kabeyi Hristiyanlar ele geçiriyor ve orayı kiliseye çeviriyorlar

imagina que los cristianos toman la Kaaba y la convierten en una iglesia

Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.

El ejército de Japón tomó control del gobierno de Tokio a finales de 1931.

Banka bilgilerini ele mi geçirdiler ve kredi kartından para mı çektiler?

¿obtuvieron sus datos bancarios y retiraron dinero de sus tarjetas de crédito?

Milano Fransızlar tarafından ele geçirilinceye kadar 17 sene boyunca yanında çalıştı

Trabajó con él durante 17 años hasta que los franceses se hicieron cargo de Milán.

- Normanlar İngiltere'yi 1066'da ele geçirdi.
- Normanlar 1066'da İngiltere'yi fethettiler.

Los normandos conquistaron Inglaterra en 1066.

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

Pero mientras usemos mapas planos, estaremos tratando con proyecciones y sus compensaciones. Solo recuerda:

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

Cuando Napoleón avanzó hacia los Países Bajos en junio, para enfrentarse a los ejércitos de

- Yüz, kalpte ne olduğunu ele verir.
- Yüz, kalpte ne olduğunu açığa vurur.

La cara revela lo que hay en el corazón.

Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.

además de otros objetivos. Por eso se procesó la toma de la ciudad de Pando.

, ancak medya haberi tecrübe evliliği adı altında ele aldı ve Mısırlı avukat, fikrini

noticia bajo el nombre de matrimonio experimentado, y el abogado egipcio dijo que derivó su idea

Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.

Un cirujano vive con la muerte, es su compañera inseparable, con ella me voy de la mano.

- Tüm ayrıntılar bugün ele alınacaktır.
- Bütün ayrıntılar bugün görüşülecek.
- Bütün ayrıntılar bugün tartışılacak.

Hoy se discutirán todos los detalles.

En büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

la Grande Armée, y marcharon hacia el este para enfrentarse a la Tercera Coalición.

Son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

Cuando el Apolo 8 llegó a la Luna, la tripulación tuvo que encender su gran motor SPS para reducir la velocidad

Özgürlük sadece size verilen bir şey değil. Bunun için savaşmanız ve kendiniz ele geçirmeniz gerekir.

La libertad no es algo que solo se te ha dado. Tienes que luchar por ella y aprovecharla por ti mismo.

Ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

sin embargo Soult marchó hacia el norte con 20.000 hombres, capturando Badajoz… pero se retiró al recibir noticias

Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.

¡Queridos Hermanos y Hermanas, Jesucristo ha resucitado! El amor ha triunfado sobre el odio, la vida venció a la muerte, la luz ha disipado las tinieblas!