Translation of "Düşündüğü" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Düşündüğü" in a sentence and their spanish translations:

Sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

mientras yo creía lo que el sistema creía sobre mí.

İnsanların düşündüğü kadar kolay değil.

No es tan fácil como la gente piensa.

Tom'un ne düşündüğü kimin umurunda?

¿A quién le importa qué piense Tom?

Onların ne düşündüğü kimin umurunda?

- ¿A quién le importa lo que ellos piensan?
- ¿A quién le importa lo que piensan?

Tom'un ne düşündüğü umurumda değil.

No me interesa lo que Tom piense.

Tom düşündüğü kadar iyi değil.

Tom no es tan bueno como cree.

Tom kaybettiğini düşündüğü anahtarı buldu.

Tom encontró la llave que creía haber perdido.

O, onu düşündüğü için uyuyamadı.

Ella no podía quedarse dormida porque estaba pensando en él.

Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.

La mujer que él pensó que era su tía era una extraña.

Tom'un yaptığını düşündüğü şeyi yapmadığını umalım.

Esperemos que Tom no haya hecho lo que pensás que hizo.

Bu kamyon insanların düşündüğü şeyi taşımıyor.

Ese camión no transporta lo que la gente piensa que transporta.

Tom'un bunu yapmayı düşündüğü doğru mu?

¿Es verdad que Tom tiene plan de hacerlo?

Ve erkekleri intiharı düşündüğü için hatalı görüyoruz.

y culpamos a los hombres por tener pensamientos suicidas.

Başkalarının ne düşündüğü sizin için önemli mi?

¿Acaso te importa lo que otra gente piense?

Tom olduğunu düşündüğü kadar Fransızcada iyi değildir.

Tom no es tan bueno en francés como él piensa.

Tom Mary'nin olduğunu düşündüğü kadar kötü değildir.

Tom no es tan malo como Mary piensa que es.

Diğer insanların ne düşündüğü Tom'un umurunda değil.

A Tom no le interesa lo que los demás piensen.

Diğerlerinin bunun hakkında ne düşündüğü umurumda değil.

No me interesa lo que otros piensen de ello.

Hayatında biraz delilik olmayan düşündüğü kadar bilge değildir.

El que vive sin locura no es tan sabio como se cree.

Tom'un Mary'nin ne düşündüğü hakkında hiçbir fikri yok.

Tom no tiene ni idea de en qué está pensando Mary.

Fransızca bazı insanların düşündüğü kadar öğrenmesi zor değildir.

El francés no es tan difícil de aprender como algunas personas creen.

Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

No tengo ni idea de lo que estará pensando ese chico.

Onun bir ahmak olduğunu düşündüğü için o onu boşadı.

Ella le dejó porque pensaba que era un gilipollas.

O onun hakkında düşündüğü için saatlerce gözüne uyku girmedi.

Se quedó despierta por horas pensando en él.

- Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu.
- Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zaman Tom Mary ile bir barda içiyordu.

Tom estaba bebiendo en un bar con Mary en el momento en que la policía cree que John fue asesinado.

Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip

Cada equipo ahora tiene una idea de otro equipo que pensó que era horrible,

Başka bir şey düşündüğü zaman bile, ölüm fikri onun aklına geldi.

Aún cuando ella pensaba sobre otra cosa, las ideas de la muerte volvían a su mente.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

A nadie le importa lo que ella piense.

Fiyatların çok yüksek olduğunu düşündüğü için, Tom o mağazada hiçbir şey satın almadı.

Tom no compró nada en esa tienda porque pensaba que los precios eran demasiado elevados.

Tom yemeye değer tek fast food hizmeti veren bu yeri düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.

Tom adora venir aquí desde que él pensó que este lugar sirve la única comida rápida que vale la pena comer.

O ona çıkma teklif etti ama o kızların erkeklere çıkma teklif etmemesi gerektiğini düşündüğü için hayır dedi.

Ella lo invitó a una cita, pero él dijo que no ya que pensaba que las chicas no debían invitar a los chicos.

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

Frustrado con las lenguas europeas, que él consideraba "extremadamente aburridas", Cristóbal Colón inventó el "coloní", una lengua tan difícil que sólo él podía hablarla.