Translation of "Bulmaya" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Bulmaya" in a sentence and their spanish translations:

Onu bulmaya çalışın.

Trata de encontrarlo.

Anahtarlarımı bulmaya çalışıyorum.

Estoy intentando encontrar mis llaves.

Tom'u bulmaya git.

Ve a buscar a Tom.

Kafayı bulmaya gidelim.

Vamos a emborracharnos.

Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum.

- Me perdí tratando de llegar a la biblioteca.
- Me perdí cuando trataba de encontrar la biblioteca.

Bir çözüm bulmaya çalışıyorum.

Estoy pensando en una solución.

Tom seni bulmaya çalışıyor.

Tom ha estado intentando ponerse en contacto contigo.

Ne olduğunu bulmaya çalışıyorum.

Trato de indagar lo que aconteció.

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

Intentaron encontrar a la niña.

Sadece Tom'u bulmaya çalışıyorum.

Solo estoy tratando de encontrar a Tom.

Niçin Tom'u bulmaya gitmiyorsun?

¿Por qué no vas a buscar a Tom?

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

Busco la parte que até a la piedra.

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

Y, muchas veces, cuando buscan civilización,

Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.

intentando ubicar una fábrica antigua.

Söylenti hakkındaki gerçeği bulmaya çalıştı.

Ella trató de investigar la verdad tras ese rumor.

Onun telefon numarasını bulmaya çalıştım.

Intenté encontrar el número de teléfono de ella.

Tom'a ne olduğunu bulmaya çalışıyorum.

He tratado de averiguar qué le pasó a Tom.

Sanırım Tom'u kendimiz bulmaya çalışabiliriz.

Supongo que podríamos tratar de encontrar a Tom nosotros mismos.

İş bulmaya çalıştın, değil mi?

Has intentado buscar trabajo, ¿verdad?

Bu gece bir akrep bulmaya çalışacağım.

Y lo que estoy buscando es un escorpión.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Los científicos comenzaron a encontrar respuestas a estas cuestiones.

Tüm akşamı anahtarlarımı bulmaya çalışmakla geçirdim.

Pasé toda la tarde tratando de encontrar mis llaves.

Tom cevabı tek başına bulmaya çalıştı.

Tom trató de averiguar la respuesta por sí solo.

Onu yapmanın bir yolunu bulmaya çalışacağım.

Intentaré encontrar alguna forma de hacer eso.

Anne babası dönmediğinden... ...o, onları bulmaya gidiyor.

Ninguno de sus padres ha regresado, así que pretende encontrarlos.

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

Ahora debemos volver y hallar esos restos.

Bütün gezegenler kendine bir yörünge bulmaya çalışıyordu

todos los planetas intentaban encontrar una órbita

O, onun neye karşı olduğunu bulmaya çalıştı.

Él trató de averiguar contra qué iba.

Bu gitara sahip olan kişiyi bulmaya çalışıyorum.

Estoy intentando encontrar al dueño de esta guitarra.

Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.

Fui a muchas tiendas buscando el libro.

Gitmemiz ve Tom'u bulmaya çalışmamız gerekiyor mu?

¿Deberíamos ir y tratar de encontrar a Tom?

Tom işi yapacak başka birini bulmaya çalıştı.

Tom trató de encontrar a alguien más para que hiciera el trabajo.

Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?

¿Damos la vuelta para ver otras formas de hallar la civilización?

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

Será emocionante buscar un lugar para aterrizar por aquí.

Düşüp dizi kanadığında beraber ona çare bulmaya çalışırdın

Cuando caes y caes la rodilla, intentas encontrar una cura para ella juntos

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

Eso me dará algo de luz. Bien, busquemos a esa serpiente.

Bana biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

Eso me dará algo de luz. Bien, busquemos a esa serpiente.

Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.

Hay que pensar la mejor manera de ir hacia allí.

Nereden geldiğini bulmaya çalıştıklarında ise olası bir kaynak buldular:

Cuando intentaron rastrear su origen, encontraron una fuente probable

Tom en iyi kol düğmelerini bulmaya çalışırken sorun yaşıyordu.

Tom estaba teniendo problemas tratando de encontrar su mejor par de gemelos.

Mary giyecek uygun bir şey bulmaya çalışarak dolabına baktı.

- Mary miró en su armario tratando de encontrar algo adecuado para ponerse.
- Mary buscó en su armario algo adecuado que ponerse.

O kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum ama bulmaya çalışacağım.

No se qué significa esa palabra, pero trataré de averiguarlo.

Bir an için gözlerinizi kapatın ve cevabı bulmaya çalışın.

Cierra los ojos un momento y busca la respuesta.

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

Y obliga a los animales a encontrar formas nuevas de triunfar a la noche. CIUDADES NOCTÁMBULAS

Daha sonra sana cevapları söyleyebilirim fakat onları önce kendin bulmaya çalış.

Quizá te diga las respuestas más tarde, pero antes trata de encontrarlas tú mismo.

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

¿Saben qué podemos hacer? Continuemos... ...esta misión e intentemos encontrar el veneno mismo

- Yapacak başka bir şey bulmaya git.
- Git yapacak başka bir şey bul kendine.

Ve a encontrar algo más que hacer.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

Después de la construcción de una o dos grandes fábricas en una ciudad o cerca de ella, la gente viene a buscar trabajo, y pronto comienza a desarrollarse un área industrial.