Translation of "Kızı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their spanish translations:

Kızı tanıyorum.

- Conozco a esta niña.
- Conozco a la chica.

Kızı görüyorum.

- Veo a la niña.
- Veo a la chica.
- Veo a la muchacha.
- Veo una niña.

Bir D kızı.

una chica "D".

Onların kızı hemşire.

Su hija es enfermera.

O kızı tanıyorum.

Conozco a esa chica.

O, kızı gördü.

- Él vio a la muchacha.
- Vio a la niña.

Oğlan kızı öptü.

- El chico besó a la chica.
- El muchacho besó a la muchacha.

Onun kızı hasta.

Su hija está enferma.

Üç kızı var.

Tiene tres hijas.

Bu kızı seviyoruz.

Amamos esa muchacha.

Kızı kurtaran Tom'du.

Fue Tom quien salvó a esta chica.

- Kızı için hep endişelenir.
- Kızı hakkında her zaman endişeleniyor.

Él siempre está preocupado por su hija.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

La hija de Sami dejó de llevar hijab.

10 yaşındaki kızı Abir'i,

mataran de un disparo a su hija de 12 años, Abir,

Karısı ve kızı bile

incluso su esposa e hija

Adam kızı bileğinden yakaladı.

El hombre agarró a la niña por la muñeca.

Onun büyük kızı evlidir.

Su hija mayor está casada.

Geçen gün kızı gördüm.

El otro día vi a esa niña.

Bu kızı beğeniyor musunuz?

¿Te gusta esta chica?

Mary bir parti kızı.

Mary es una fiestera.

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

Conozco a la chica que está jugando al tenis.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom tiene tres hijas.

Bu kızı tanıyor musun?

¿Conoces a esta niña?

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

Intentaron encontrar a la niña.

Kralın kızı bir prensestir.

La hija de un rey es una princesa.

Kek yapan kızı tanıyorum.

Conozco a la chica que está haciendo tortas.

Küçük kızı elinden tuttum.

Tome de la mano a la niñita.

Onun bir kızı vardı.

Él tenía una hija.

O benim hayallerimin kızı.

- Ella es la chica de mis sueños.
- Ella es la niña de mis sueños.

Sen Tom'un kızı mısın?

- ¿Vos sos la hija de Tom?
- ¿Eres la hija de Tom?

Onun kızı bir hemşiredir.

Su hija es enfermera.

Dün tanıştığım kızı seviyorum.

Amo a la chica que conocí ayer.

Tom'un küçük kızı evlidir.

La hija menor de Tom está casada.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Ella tiene una hija pianista.

"Ben bir D kızı mıyım?"

¿Soy una chica "D"?

Ve patent yenilikçisi avukat kızı

El científico con muchas patentes

Yanında orta yaşlı kızı var

con su hija de mediana edad en el asiento del acompañante,

Helen kızı hakkında çok endişeli.

Elena está preocupada por su hija.

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

El joven salvó a la niña de ahogarse.

O, kızı ile gurur duyuyordu.

Estaba orgulloso de su hija.

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

La Policía arrestó al hombre que asesinó a la niña.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

El señor Suzuki tiene tres hijas.

O kızı daha önce gördüm.

A esa chica la he visto antes.

Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.

La bruja maldijo a la pobre chiquilla.

O kasabanın en çekici kızı.

Es la chica más bonita de la ciudad.

Kızı güzel bir kadın oldu.

Su hija se convirtió en una bella mujer.

John bir kızı çocuğu vardır.

Juan tiene un hijo, digo, una hija.

Senin dün konuştuğun kızı tanıyorum.

Conozco a la chica con la que hablaste ayer.

O, küçük kızı evlatlık aldı.

- Adoptaron a la pequeña.
- Adoptaron a la niña pequeña.

Onun üç tane kızı var.

Él tiene tres hijas.

Tom'un yetişkin bir kızı var.

Tom tiene una hija adulta.

Tom, kızı Mary'yi okula götürdü.

Tom llevó a su hija Mary al colegio.

Oğlan bu güzel kızı seviyor.

El niño ama a esta niña hermosa.

Onun güzel bir kızı var.

Él tiene una hermosa hija.

Tom bir kızı olduğunu söyledi.

Tom dijo que tenía una hija.

Mary'nin kızı bir kazada öldü.

La hija de Mary murió en un accidente.

Reklamda oynayan kızı tanıyor musun?

- ¿Conocés a la chica que actúa en el spot publicitario?
- ¿Conocés a la chica que actúa en la propaganda?

Mary Tom'un biyolojik kızı değil.

María no es la hija biológica de Tomás.

Onun kızı yemek pişirmede kötüdür.

- Su hija es mala para cocinar.
- A su hija se le da mal cocinar.

Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.

- La hija mayor de Tom sigue soltera.
- La hija mayor de Tom todavía no está casada.

O amcamların kızı. Benim kuzenim.

Ella es hija de mis tíos. Es mi prima.

Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman

Tengo una amiga que dice que cuando su hija nació,

Bu küçük kızı hatırladık mı acaba

Me pregunto si recordamos a esta pequeña niña

Kızı için yeni bir elbise yaptı.

Le hizo a su hija un vestido nuevo.

Onun kızı birçok şiiri ezbere okuyabilir.

Su hija es capaz de recitar muchos poemas.

Bu kızı seninle birlikte bırakmak istiyorum.

Quisiera dejar a esta niña contigo.

Onun Mary adında bir kızı var.

Tiene una hija que se llama Mary.

Tom çiftçinin kızı ile evlenmek istemiyordu.

Tom no quería casarse con la hija del granjero.

Onu başka bir kızı öperken gördüm.

Lo vi besar a otra muchacha.

Tom kızı için bir hediye aldı.

Tom compró un regalo para su hija.

O güzel görünümlü kızı tanıyor musunuz?

¿Conoces a esa atractiva chica?

Kızı işe alacağım çünkü Fransızca konuşabiliyor.

Contrataré a la chica porque sabe hablar francés.

Oğlunun yanı sıra kızı da ünlüydü.

Su hija, al igual que su hijo, eran famosos.

Tom'un 13 yaşında bir kızı var.

Tom tiene una hija de 13 años.

Tom'un çok güzel bir kızı var.

Tom tiene una hija muy guapa.

Tom'un en küçük kızı onun favorisi.

La hija pequeña de Tom es su favorita.

Tom Mary'nin kendi kızı olduğunu söyledi.

Tom dijo que Mary era su hija.

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

¿Conoces a la niña que está parada junto a la ventana?

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

Su hija se ha hecho una bella mujer.

Bir kocası ve iki kızı vardır.

- Ella está casada y tiene dos niñas.
- Ella tiene marido y dos hijas.

Onun Mary adlı bir kızı var.

Ella tiene una hija que se llama Mary.

Tom'un Mary adında bir kızı var.

Tom tiene una hija que se llama Mary.

Onun kızı ve benim oğlum iyi arkadaşlar.

Su hija y mi hijo son buenos amigos.

Onun çok sevimli olan bir kızı var.

Él tiene una hija muy linda.

Onun kızı bir sürü şiiri ezbere okuyabilir.

Su hija es capaz de recitar un montón de poemas.

Onların en büyük kızı henüz evli değil.

Su hija mayor no está casada todavía.