Translation of "Aradım" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Aradım" in a sentence and their spanish translations:

Odamı aradım.

Busqué mi cuarto.

Onu aradım.

La llamé.

Seni aradım.

- Te he llamado.
- Te llamé.

Evi aradım.

Yo llamé a casa.

Güvenliği aradım.

He llamado a seguridad.

Onları aradım.

Los llamé.

Avukatımı aradım.

Llamé a mi abogado.

Tom'u aradım.

Llamé a Tom.

Kız kardeşimi aradım.

Llamé a mi hermana.

Ben anahtarı aradım.

Yo buscaba la llave.

Onu derhal aradım.

La llamé de inmediato.

Dün onu aradım.

- Le llamé ayer.
- Yo lo llamé ayer.

Bir iş aradım.

Busqué un trabajo.

Daha önce aradım.

Llamé antes.

İki kez aradım.

Llamé dos veces.

Bugün Tom'u aradım.

Llamé hoy a Tom.

Ben onu aradım.

Lo busqué a él.

- Onu aradım.
- Ben onu aradım.
- Ona telefon ettim.

- Lo llamé a él.
- Lo llamé.
- Le llamé.

Kabul edilme yolları aradım

que era el trabajo,

Havaalanına vardığımda onu aradım.

Al llegar al aeropuerto, la llamé.

Ben onu telefonla aradım.

- Lo llamé al teléfono.
- Lo llamé por teléfono.

Cüzdan için ceplerimi aradım.

Busqué la billetera en mis bolsillos.

Ben zaten onu aradım.

Ya lo llamé.

Ben istasyondan annemi aradım.

Yo llamé a mi mamá de la estación.

Eve dönerken avukatım Mario’yu aradım.

De camino a casa llamé a Mario, mi abogado.

Bir sonraki gün tekrar aradım

Pero al día siguiente lo llamé de nuevo

El fenerini el yordamıyla aradım.

Busqué a tientas una linterna.

İstasyona vardığımda, arkadaşlarımdan birini aradım.

Al llegar a la estación, telefoneé a mi amigo.

Bir saat boyunca kitabı aradım.

- Busqué el libro por una hora.
- Estuve buscando el libro durante una hora.

Onu aradım fakat hat meşguldü.

Le llamé, pero la línea estaba ocupada.

Tom'a teşekkür etmek için aradım.

Llamé a Tom para darle las gracias.

İstasyona geldikten sonra arkadaşımı aradım.

Al llegar a la estación, telefoneé a mi amigo.

Kapattım ve onu tekrar aradım.

Colgué y la volví a llamar.

Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.

Llamé a mi amigo para felicitarlo por su éxito.

Mary'yi aradım, ancak hat meşguldü.

Llamé a Mary, pero la línea estaba ocupada.

Bu öğleden sonra Tom'u aradım.

Llamé a Tom esta tarde.

Üç saat önce seni aradım.

Te llamé hace tres horas.

Onları bu öğleden sonra aradım.

Los he llamado esta tarde.

Onu bu öğleden sonra aradım.

Le he llamado esta tarde.

Onu aradım, ancak hat meşguldü.

La llamé, pero la línea estaba ocupada.

Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi

Después llamé a mi marido y vino corriendo a buscarme

Çakmağımı her yerde aradım ama bulamadım.

Busqué por todos lados mi encendedor, pero no pude encontrarlo.

Geleceğinden emin olmak için onu aradım.

Lo llamé para confirmar que vendría.

Telefonu kapattım ve onu tekrar aradım.

Colgué y la volví a llamar.

Onu her yerde aradım ama bulamadım.

Lo buscaron en todas partes pero no lo encontraron.

Her yeri aradım ama cüzdanımı bulamadım.

He buscado en todas partes pero no encuentro mi cartera.

Tom'u aradım ve senmişsin gibi davrandım.

Llamé a Tom y me hice pasar por ti.

- Ben onu aradım.
- Ona telefon ettim.

Lo llamé.

Ben onun yerini alacak birini aradım.

Yo busqué a alguien que la sustituyera.

Bu mektup için evin her yerini aradım.

Busqué la carta por toda la casa.

Tom'u her yerde aradım ama onu bulamadım.

Busqué a Tom por todos lados, pero no lo encontré.

Ben kötü bir zamanda mı sizi aradım?

¿Te he llamado en mal momento?

Onun cesedini yerde görür görmez polisi aradım.

Llamé a la policía tan pronto como vi su cuerpo muerto sobre el piso.

- Seni arama nedenim bu.
- Seni bu yüzden aradım.

Por eso te llamé.

Onu aradım ama bir kız telefona cevap verdi.

Lo llamé, pero una niña contestó el teléfono.

Anahtarı paspasın altında ve yakındaki saksının içinde aradım.

- Busqué la llave bajo la alfombra de bienvenida y en la maceta de al lado.
- Busqué la llave bajo la alfombra de bienvenida y en la maceta junto a ella.

Geçtiğimiz Ocak ayında risk alıp babamı doğum gününde aradım

El pasado enero, me arriesgué y llamé a mi padre por su cumpleaños.

Bir saatten daha fazla bir süredir Tom ve Mary'yi aradım.

Busqué a Tom y a Mary por más de una hora.

Telefonunu evimde unuttuğunu söylemek için onu aradım ama o cevap vermedi.

La llamé para decirle que se había olvidado su teléfono en mi casa, pero no respondió.

Ondan özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.

Llamé a Susan para disculparme con ella, pero me colgó.

Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.

Realicé varias llamadas telefónicas a la residencia del señor Yamada, pero nadie respondió las llamadas.

- Bütün sabah onu aradım.
- Sabahtan beri onu arıyorum.
- Bütün sabah onu aramaktayım.

Lo he estado buscando toda la mañana.