Translation of "Amerikalı" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Amerikalı" in a sentence and their spanish translations:

- O bir Amerikalı.
- O, Amerikalı.

Él es americano.

Annesi Amerikalı.

Su madre es americana.

Amerikalı mısınız?

- ¿Eres estadounidense?
- ¿Vos sos estadounidense?

- O bir Amerikalı değildir.
- O bir Amerikalı değil.
- O, Amerikalı değil.

Él no es estadounidense.

Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı, Fransız, Alman, Rus

estadounidenses de origen africano y asiático, franceses, alemanes, rusos,

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

Me encontré con una chica norteamericana.

Tüm öğrenciler Amerikalı.

Todos los estudiantes vienen de los Estados Unidos.

O, Amerikalı mı?

¿Él es americano?

Biz Amerikalı değiliz.

- No somos americanos.
- No somos estadounidenses.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

- Soy una cantante americana.
- Soy un cantante americano.

Onlar Amerikalı görünüyor.

Parecen americanos.

Onlar Amerikalı mı?

- ¿Son americanos?
- ¿Son estadounidenses?

Onlar Amerikalı olmalılar.

- Deben de ser americanos.
- Tienen que ser estadounidenses.
- Deben de ser estadounidenses.

O bir Amerikalı.

Él es americano.

Amerikalı bir oğlansın.

Sos un chico americano.

Ben Amerikalı değilim.

No soy estadounidense.

Chen Amerikalı değil.

Chen no es americano.

- O bir Amerikalı.
- O, bir Amerikalıdır.
- O, Amerikalı.

Ella es americana.

- Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.
- Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

A muchos estadounidenses les interesa el jazz.

"Bunlar Afro-Amerikalı kızlar,

"Son chicas afroestadounidenses,

Çoğu Amerikalı ve Avrupalı

y muchos estadounidenses y europeos

O bir Amerikalı olmalı.

Él debe de ser estadounidense.

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

- Tengo algunos amigos americanos.
- Tengo algunos amigos de los Estados Unidos.

O bir Amerikalı değildir.

- Él no es estadounidense.
- Él no es americano.

Ben Amerikalı bir öğrenciyim.

Soy un estudiante americano.

Sen Amerikalı bir çocuksun.

Sos un chico americano.

Amerikalı bir kızla tanıştım.

Me encontré con una chica norteamericana.

Sen bir Amerikalı mısın?

¿Vos sos estadounidense?

O tam bir Amerikalı.

Es más americano que la tarta de manzana.

Harry Amerikalı bir aktördür.

Harry es un actor estadounidense.

John Amerikalı bir çocuk.

- John es un chico americano.
- John es un niño americano.
- John es un niño estadounidense.

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

No parece ser estadounidense.

Onu bir Amerikalı sandık.

Lo confundieron con un norteamericano.

On üç Amerikalı öldürüldü.

Trece estadounidenses murieron.

Bir Amerikalı mücadelede öldürüldü.

Un americano fue asesinado en la pelea.

Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.

Muchos americanos culparon a España.

Onlar Amerikalı değiller mi?

¿No son estadounidenses?

Steve bir Amerikalı adıdır.

Steve es un nombre estadounidense.

Meksika'da birçok Amerikalı vardır.

En México hay muchos estadounidenses.

- Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.
- Konuştuğum adam Amerikalı değil Almandı.

El hombre con el que hablé era alemán, no americano.

- O Çin kökenli bir Amerikalı.
- O Çin asıllı bir Amerikalı.

Él es sinoamericano.

Amerikalı şirketlere göre “kâr için.”

El sector corporativo estadounidense dice que se trata de las ganancias.

Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım.

y pasó sus veranos en el Sur segregado.

Amerikalı bir aileye evlatlık verildi

Una familia estadounidense fue adoptada

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

Un americano habló conmigo en la estación.

Onun Amerikalı olduğunu aksanından anladım.

Entendí por su acento que era estadounidense.

O tanınmış bir Amerikalı yazardır.

Ese es un reconocido escritor americano.

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

A muchos estadounidenses les gustan los autos veloces.

Amerikalı bir kız bizim sınıfta.

Hay una niña de Estados Unidos en nuestra clase.

Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.

Los estudiantes americanos se están quedando atrasados en matemáticas.

O, bir Amerikalı ile evlidir.

- Ella está casada con un estadounidense.
- Ella está casada con un americano.

Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?

¿Es tu socio un americano?

- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Irán se resiste a la liberación de la mujer americana.

O, Amerikalı bir hanım ile evli.

Está casado con una señora americana.

Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.

Un estadounidense me habló en la estación.

Amerikalı bir aile ile birlikte kaldım.

Estuve con una familia estadounidense.

Papa Fransis ilk Lâtin Amerikalı papadır.

El Papa Francisco es el primer Papa latinoamericano.

Amerikalı çocuklar bu sözcükleri işiterek büyürler.

Los niños americanos crecen escuchando esas palabras.

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

- ¿Eres estadounidense o francés?
- ¿Usted es americano o francés?

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

Ayer conocí a un estudiante americano.

- İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- Hem iş arkadaşım hem de onun kocası Amerikalı.

Mi colega y su marido son ambos americanos.

Şimdi, bu yasaların çoğu Orta Amerikalı kişileri

Estas leyes están dirigidas principalmente a centroamericanos

Amerikalı yetkililer salak mı? İnanmıyor tabii ki

¿Son idiotas los funcionarios estadounidenses? Por supuesto que no cree

Neden Amerikalı anne ve babalar çocuklarını övüyorlar?

¿Por qué los padres Norteamericanos elogian a sus hijos?

Benjamin Franklin Amerikalı bir politikacı ve mucit.

Benjamín Franklin fue un político e inventor estadounidense.

Her yıl 20.000 'den fazla Amerikalı öldürülüyor.

Más de 20,000 estadounidenses son asesinados cada año.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

Esta novela fue escrita por un autor americano.

Seni görmek isteyen Amerikalı bir kız var.

- Hay una chica norteamericana que quiere verte.
- Hay una chica americana que quiere verte.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

Muchos estadounidenses protestaron la adquisición de Alaska.

Seçme ilanı diyor ki: "Bunlar Afro-Amerikalı kızlar,

El casting dice: "Son chicas afroestadounidenses,

Amerikalı bir siyah olarak, bu kafamda çınladı durdu.

Ahora, como hombre negro en EE. UU., eso tuvo eco en mí.

Tom Mary'nin tanıdığı babası Amerika'da doğmamış tek Amerikalı.

Tom es el único estadounidense que Mary conoce cuyo padre no nació en Estados Unidos.

Başarılı, iyi eğitim almış, beyaz ırktan Amerikalı bir erkektim.

Era un exitoso, instruido hombre blanco estadounidense.

Üstelik Amerikalı yetkililer ve Avrupalı yetkililer ise şunu söylüyor

Además, los funcionarios estadounidenses y los funcionarios europeos dicen que

Kıdemli pilotu, uzayda yürüyen ilk Amerikalı olan Ed White'dı.

Su piloto principal fue Ed White, el primer estadounidense en caminar en el espacio.

Birçok Amerikalı için, iki partili siyasal sistem doğal görünüyor.

A muchos estadounidenses, un sistema político con dos partidos les parece normal.

Ben o partide çok sayıda Amerikalı ile arkadaş oldum.

Hice muchos amigos americanos en esa fiesta.

Güney Amerikalı bir kampçının bir anakonda tarafından yenildiğini duydum.

Oí que un campista sudamericano fue devorado por una anaconda.

Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.

Los padres de Mariko se oponen rotundamente a que se case con un norteamericano.

Şu anda altmış beş yaşının üstünde 31 milyon civarında Amerikalı var.

Actualmente hay 31 millones de estadounidenses que tienen una edad mayor a los sesenta y cinco.

Amerikalı yetişkinlerin yaklaşık % 65'i sağlıkları için iyi olmayan aşırı kiloludurlar.

Aproximadamente el 65% de los adultos estadounidenses tienen sobrepeso, lo cual no es bueno para su salud.

Amerikalı astronotlar 1969 yılında Ay'a gittiler ve Shakespeare "Hamlet"i yazdı.

Los astronautas estadounidenses fueron a la luna en 1969 y Shakespeare escribió "Hamlet".

The Marmara Otele 1 gün önce yerleşen Amerikalı, kimlikleri hiç belirlenemeyen kişilerce

El estadounidense que se instaló en el Hotel Marmara hace 1 día, fue

- Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.

Mary me dio una muñeca americana.

Brent bir Amerikalı, ama o sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.

Brent es americano, pero habla japonés como si fuera su lengua materna.

Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,

En más de 16 misiones tripuladas en solo cinco años, los astronautas estadounidenses aprendieron a comer, dormir,

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

El turista americano exigió "gelato" porque era demasiado moderno como para tomar helado normal.

Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.

Si tu compañía primordialmente hace negocios con Estados Unidos, entonces debes de estudiar inglés con un hablante nativo de Estados Unidos.

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

El alcalde de Nápoles se disculpó con un turista estadounidense que fue golpeado poco después de haber sido asaltado.