Translation of "ölümcül" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "ölümcül" in a sentence and their spanish translations:

Ölümcül olabilir.

Puede ser fatal.

Tedavi ölümcül olabilir.

el tratamiento podría ser mortal.

Ölümcül bir şekilde.

El ataque es mortal.

Ölümcül yaralı, alan.

herido de muerte, fue evacuado del campo de batalla.

Yaraları ölümcül görünüyor.

Sus heridas parecen ser fatales.

O ölümcül olabilir.

Podría ser fatal.

Bu akrepler ölümcül olabiliyor.

Estos escorpiones pueden ser mortales.

Sigara içmek ölümcül olabilir.

Fumar puede ser letal.

Ancak sonuçlar ölümcül olabiliyor.

Pero los resultados pueden ser mortales.

Ölümcül hatalar dikkatsizlikten ortaya çıkar.

Errores fatales surgen de la falta de atención.

Şehvet yedi ölümcül günahtan biridir.

La lujuria es uno de los siete pecados capitales.

Açgözlülük yedi ölümcül günahlardan biridir.

La gula es uno de los siete pecados capitales.

Sen ölümcül bir hata yaptın.

Has cometido un error fatal.

Kıskançlık yedi ölümcül günahtan biridir.

La envidia es uno de los siete pecados capitales.

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

Localiza la fuente de un sonido con precisión mortal.

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

El tiempo acelerado revela su secreto mortal.

Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.

Así que son depredadores mortales para los pulpos.

Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.

La vida es una enfermedad mortal sexualmente transmisible.

Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

La punta de la lanza fue bañada en un veneno mortal.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Dikkatli olmalıyız.

Cuidado. La picadura de una cascabel puede ser mortal.

Bu sütleğen ailesinden ve sütleğenler ölümcül olabilir.

Esto es una euforbiácea. Y las euforbiáceas pueden ser mortales.

En küçük hata ölümcül bir felakete götürebilir.

El error más mínimo podría conducir a un desastre fatal.

Ve bazıları için bu durum ölümcül oluyordu.

Y para algunos, resultó fatal.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

lo que le permite identificar a su presa con precisión mortal.

Bu yüzden insanlar için ise ölümcül hale geliyor

entonces se está volviendo fatal para los humanos

Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.

Este año, mi abuelo sucumbió a un cáncer terminal.

Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir.

La pereza es uno de los siete pecados capitales.

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

Aprendí que, en la jungla, las cosas más pequeñas... ...suelen ser las más mortales.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Cuidado. La picadura de una cascabel puede ser mortal.

Çıngıraklı yılan sokması ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Cuidado. La picadura de una cascabel puede ser mortal.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir, bu yüzden dikkat etmeliyiz.

Cuidado. La picadura de una cascabel puede ser mortal.

Vikinglere ölümcül üstünlük sağlayan bir şey daha var mıydı?

¿Había algo más que le dio a los vikingos su ventaja letal?

Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.

Los corazones rotos son literal y metafóricamente mortales.

Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.

Su cuerpo bloquea el dolor incluso de las toxinas más mortales del escorpión.

Doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

sino también a algunos de los animales y reptiles más mortíferos que hay.

Için ölümcül silah olan gazların , özellikle de en çok sera

las actividades diarias perjudiciales para los humanos. Ha provocado el calentamiento global al

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

Pues empieza con su veneno, un letal coctel de rápida acción que adelgaza la sangre.

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.

Debo tener mucho cuidado, porque los murciélagos, con una mordida, pueden transmitir virus mortales.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Todas las noches, las calles laterales de Bombay albergan un juego mortal de gato y ratón.

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

Una acechadora nocturna. Cuando se mete el sol es cuando esta víbora mortal hace más daño.

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.

- Los siete pecados capitales son: la vanidad, la envidia, la avaricia, la ira, la lujuria, la gula y la pereza.
- Los siete pecados capitales son: soberbia, envidia, codicia, ira, lujuria, gula y pereza.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

Cerca de un tercio de estas enfermedades pueden ser curadas, pero las otras pueden ser serias, o incluso fatales.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Ustedes están a cargo aquí abajo. Decidan. Cuidado. La picadura de una serpiente de cascabel puede ser mortal. 

Von Braun, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın ölümcül V2 roketinin geliştirilmesine öncülük etmişti

Von Braun había encabezado el desarrollo del mortífero cohete V2 de la Alemania nazi durante la Segunda

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

Este gran mamífero de metro y medio y de 100 kilos es sumamente poderoso y más que capaz de infligir heridas mortales.

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile

Se les culpa de varias muertes en Japón y una en Indonesia. Si la inyección de esta flor mortal no mata,

Ve bir deve örümceği, endamlı olduğu kadar ölümcül de olan bir kartalı alt edecek mi?

¿Y podrá ganarle la araña camello a un águila tan elegante como mortal?