Translation of "çıkar" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "çıkar" in a sentence and their portuguese translations:

Elbiselerini çıkar.

- Tire a roupa.
- Tirem a roupa.

Şapkanı çıkar.

Tire o chapéu.

Maskeni çıkar.

- Tire sua máscara.
- Tire a máscara.

Ayakkabılarını çıkar.

- Tire os seus sapatos.
- Tire os teus sapatos.
- Tirem os sapatos de vocês.

Kravatını çıkar.

- Tire sua gravata.
- Tira tua gravata.

Gözlüğünü çıkar.

Tire os óculos.

Tadını çıkar!

- Divirta-se!
- Aproveite!

Gömleğini çıkar.

Tire a sua camisa.

Yırtıcılar ava çıkar.

Traz consigo predadores.

Gün yüzüne çıkar

emergir

Çoraplarını çıkar, lütfen.

- Tire suas meias, por favor.
- Descalce suas meias, por favor.

Lütfen şapkanı çıkar.

Tire o chapéu, por favor.

Onu kafandan çıkar.

Tira isso da cabeça.

Çıkar onu buradan!

- Tirem ela daqui!
- Tire-a daqui!
- Tirem-na daqui!

Gösterinin keyfini çıkar.

Aproveite o show.

Aynı kapıya çıkar.

Isso acaba sendo a mesma coisa.

Köpeği yürüyüşe çıkar.

Leve o cachorro para passear.

Adımı listeden çıkar.

Tire o meu nome da lista.

Hayatın tadını çıkar.

Aproveite a vida!

Lütfen gömleğini çıkar.

Por favor, tire a camisa.

Yaşamın tadını çıkar!

Aproveite a vida!

Beni dışarı çıkar!

- Deixa-me sair!
- Deixe-me sair!

Hayatının tadını çıkar.

Curta a vida.

Lütfen arabanı buradan çıkar.

Por favor, retire o seu carro daqui.

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

- Todas as estradas levam a Roma.
- Todos os caminhos levam a Roma.

Bütün yollar Roma'ya çıkar.

- Todas as estradas levam a Roma.
- Todos os caminhos levam a Roma.

Bıyık üst dudakta çıkar.

Um bigode cresce no lábio superior.

Lütfen beni buradan çıkar.

Por favor, tire-me daqui.

Hafta sonunun keyfini çıkar.

Aproveite o fim de semana.

Nitelik, nicelikten baskın çıkar.

Qualidade é mais importante que quantidade.

Lütfen adımı listeden çıkar.

Por favor, tire o meu nome da lista.

Sadece beni buradan çıkar.

Só me tira daqui.

Umarım bu kolayca çıkar.

- Espero que isso saia facilmente.
- Eu espero que isso saia facilmente.

Çok dışarıya çıkar mısın?

- Você sai muito?
- Vocês saem muito?

Bundan ne çıkar bilemeyiz ama

não podemos saber o que sai disso, mas

Ceketini çıkar ve ceplerini boşalt.

Tire o casaco e esvazie os bolsos.

Yavaş ye. Yemeğinin tadını çıkar.

- Coma devagar, saboreando a comida.
- Coma devagar. Saboreie sua comida.

Tom bugünlerde nadiren dışarı çıkar.

Tom quase não sai hoje em dia.

Dükkandan çıkar çıkmaz öğretmenimle karşılaştım.

Logo que saí da loja, dei com o meu professor.

Dedem her sabah yürüyüşe çıkar.

Meu avô sai para caminhar todas as manhãs.

Fadıl çıkar için Leyla'yı öldürdü.

Fadil matou Layla por dinheiro.

Bildiğin her şeyi dışarı çıkar.

Jogue fora tudo o que você sabe.

Insanların yine çıkar ilişkilerini bunları anlattı

as pessoas falam sobre suas relações de interesse novamente

Bizimde amacımız buydu sokakta çıkar anlatırdık

esse era o nosso objetivo, explicávamos na rua

Çok geçmeden kampüsümüzdeki kiraz çiçekleri çıkar.

Não demorará muito para que as flores de cerejeira em nosso campus saiam.

O pazar günü nadiren dışarı çıkar.

Raramente ele sai aos domingos.

- Çıkar onu buradan!
- Çıkarın onu buradan!

- Tirem-no daqui!
- Tire-o daqui!

- Ceketini çıkar.
- Ceketinizi çıkarın.
- Ceketinizi çıkarınız.

Tire a jaqueta.

Dışarı çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Assim que eu saí, começou a chover.

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Assim que eu saí de casa, começou a chover.

Tom pazartesi günü nadiren dışarı çıkar.

Tom raramente sai às segundas.

- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?

A morte é a única saída?

Güvensizlik ve utanma duyguları yeniden ortaya çıkar

seremos chamados novamente para as frescas planícies da insegurança e vergonha,

Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.

Durante a lua cheia, a maré atinge o nível mais alto.

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

Só as fêmeas fazem esta viagem só de ida.

Birileri de çıkar Ermeni soykırımı var der

alguém diz, existe um genocídio armênio

Birçok genç yaz tatilinde yurt dışına çıkar.

Muitos jovens viajam ao exterior durante as férias de verão.

İş için sık sık yurt dışına çıkar.

Ele frequentemente viaja a negócios.

En iyi futbolcular Peter'ın futbol okulundan çıkar.

- É na Escola de Futebol de Peter que são formados os melhores futebolistas.
- É na Escola de Futebol de Peter onde são formados os melhores jogadores.

Tom ve Mary nadiren birlikte dışarı çıkar.

Tom e Maria raramente saem juntos.

- Hadi söylesene Tom.
- Çıkar ağzından baklayı Tom.

Desembucha, Tom.

Ceketini çıkar ve kendini evinde gibi hisset.

Tire o seu casaco e fique à vontade.

çıkar ilişkisini anlatan mükemmel bir eleştiri filmiydi yine

foi um ótimo filme de crítica sobre a relação de interesse

Kan davasının hiç kimseye hiç bir çıkar sağlamadığı

que o feudo de sangue não tem interesse em ninguém

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

Raiders aparecem sem avisar na costa leste da Inglaterra.

- Bu boya çabuk çıkıyor.
- Bu boya kolay çıkar.

Esta tinta sai muito facilmente.

Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.

Tais segredos acabam sempre sendo revelados.

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

Ela raramente, para não dizer nunca, sai de casa depois que anoitece.

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

Os animais que se esconderam durante o calor do dia muitas vezes saem de noite.

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.

Meu pai raramente sai aos domingos, se é que sai.

Julia gözlerini ve burnunu ovalar, gülü alır, odadan çıkar.

Júlia limpa os olhos e o nariz, pega a rosa, e sai do quarto.

Kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar

problemas surgem como resultado de traumas ou abusos sofridos pela infância

- Tilki derisini kaybeder ama hilekarlığını değil.
- Can çıkar, huy çıkmaz.

A raposa perde o pelo mas não o vício.

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

É nesta altura que muitos seres pequenos se sentem mais seguros.

Su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

apenas ondas enormes emergem porque o corpo de água não é suficiente

Aslında halk çıkar beklemezse bu tarz adamlar asla yükselemeyecek ve kendiliğinden yok olacak

de fato, se as pessoas não esperarem pelo benefício, esses homens nunca se levantarão e desaparecerão sozinhos

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider

Nesse caso, podemos dizer que apenas a alma sai para a jornada do tempo, ou seja, o corpo permanece e a alma segue

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

- Quem veio primeiro: o ovo ou a galinha?
- Quem chegou primeiro: a galinha ou o ovo?

Biz rüyayı 5-6 saniye olarak görürüz fakat rüyamızda gördüğümüz şeyden 40 bölüm dizi çıkar ya

Vemos o sonho em 5 a 6 segundos, mas obtemos 40 episódios do que vemos em nosso sonho.