Translation of "Yolculuk" in Portuguese

0.014 sec.

Examples of using "Yolculuk" in a sentence and their portuguese translations:

Yolculuk inanılmazdı.

A viagem foi maravilhosa.

Aya yolculuk başladı

Viagem para a lua começou

Yani zamanda yolculuk

Então viaje no tempo

Yolculuk ne kadardır?

Quanto tempo dura a viagem?

Tom'la yolculuk yapıyorum.

Estou cavalgando com o Tom.

İspanya'ya yolculuk yapıyorum.

- Estou viajando para a Espanha.
- Eu estou viajando para a Espanha.

Zamanda yolculuk mümkündür.

- Viajar no tempo é possível.
- A viagem no tempo é possível.

Uçakla yolculuk edemem.

- Não posso viajar de avião.
- Não consigo viajar de avião.

Bu yolculuk kolay olmayacak.

Sendo assim, esta aventura não será fácil.

Insanlar sivil yolculuk yapamayacak

as pessoas não serão capazes de viajar civis

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

É fácil viajar hoje em dia.

Yolculuk için hazır mısınız?

- Você está pronto para a viagem?
- Estão prontos para a viagem?

O, yolculuk sırasında hastalandı.

Ele ficou doente durante a viagem.

Onlar başkente yolculuk yaptı.

Eles fizeram uma viagem à capital.

Tom yolculuk etmeyi seviyor.

Tom adora viajar.

Yolculuk kaça mal olacak?

- Quanto a viagem vai custar?
- Quanto vai custar a viagem?
- A viagem vai custar quanto?

Uçakla yolculuk etmedim hiç.

Eu nunca tinha viajado de avião.

30 milyon yolculuk yapılmasını sağladı.

em que a viagem mais longa foi de mais de 2,4 mil quilômetros,

Herkes yolculuk için hazır mı?

Todo mundo está pronto para a viagem?

Ne keyifli bir yolculuk yaptık!

Que viagem agradável nós tivemos!

Uzun yolculuk onun yarasını ağırlaştırmış.

A longa viagem agravou seu ferimento.

Yolculuk için hazırlıklarını tamamladın mı?

- Você acabou de se preparar para sua viagem?
- Você concluiu as preparações para a viagem?

Yolculuk boyunca iyi vakit geçirdim.

Me diverti durante a viagem.

Hiç uçakla yolculuk ettin mi?

- Você já viajou de avião?
- Vocês já viajaram de avião?

Paris'e ne zaman yolculuk edeceksiniz?

- Quando viajarão a Paris?
- Quando viajarás a Paris?
- Quando você viajará a Paris?
- Quando vocês viajarão a Paris?
- Quando viajará a Paris?

Bu uzun bir yolculuk olacak.

Será uma longa viagem.

Umarım iyi bir yolculuk geçirirsin.

Espero que faça uma boa viagem.

- Gezi nasıldı?
- Nasıl geçti yolculuk?

Como foi a viagem?

New York'a bir yolculuk planlıyoruz.

- Nós estamos planejando uma viagem para Nova Iorque.
- Estamos planejando uma viagem para Nova Iorque.

Sana güzel bir yolculuk diliyorum.

Desejo a você uma boa viagem.

Yolculuk edersen köpeğini bana bırakamazsın.

Você pode deixar o cachorro comigo se quiser viajar.

İyi bir yolculuk geçirdin mi?

Vocês tiveram uma boa viagem?

Yani geçmişe bir yolculuk yapmak gerekiyor

então uma viagem ao passado é necessária

Aleksandr Kaleri zamanda yolculuk rekoru kırmıştı

Aleksandr Kaleri quebrou o recorde de viagens no tempo

Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer

Podemos viajar no tempo dessa vez

Biz zamanda yolculuk yaparken boyut değiştiriyoruz.

Mudamos de tamanho enquanto viajamos no tempo.

Biz herkese mutlu bir yolculuk dileriz.

Desejamos a todos uma boa viagem.

Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.

Tom não quer viajar sozinho.

Onun uzun bir yolculuk olduğunu biliyorum.

Eu sei que foi uma longa viagem.

Nasılsın? İyi bir yolculuk yaptın mı?

Como você está? Teve uma boa viagem?

O yolculuk etmekten hoşlanır. Ben de.

Ele gosta de viajar. Também eu.

Bazı insanlar yalnız yolculuk etmeyi sever.

Algumas pessoas gostam de viajar sozinhas.

Yolculuk sırasında üç kez yağmur yağdı.

Choveu três vezes durante a viagem.

O, uçakla uzun mesafelere yolculuk eder.

Ele viaja longas distâncias de avião.

Bu hafta sonu Boston'a yolculuk edeceğim.

Vou viajar para Boston neste final de semana.

Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.

Fiz uma longa viagem no ano passado.

100 dolar yolculuk için tüm giderlerini karşılayacaktır.

Cem dólares deveriam cobrir todo o custo da viagem.

En son ne zaman trenle yolculuk ettin?

Qual foi a última vez que você viajou de trem?

Yaptığın yolculuk hakkındaki her şeyi bana anlat.

Conte-me tudo sobre a viagem que você fez.

Zamanda yolculuk ile ilgili bir video hazırlayacağım sizlere

Vou preparar um vídeo sobre a jornada no tempo

- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.

Eu quero viajar com você.

- Seyahat çok pahalı tuttu.
- Yolculuk çok pahalı tuttu.

A viagem custou muito caro.

Kahve içerken İtalya'ya bir yolculuk için planlarımızı görüştük.

Nós discutimos nossos planos de viajar na Itália bebendo café.

Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?

É possível viajar a uma velocidade tão alta?

Bu teoriler zamanda yolculuk yapmanın mümkün olduğunu söylüyor işte

Essas teorias dizem que é possível viajar no tempo.

- Yolculuk ederken utangaç olma.
- Seyahat ederken içine kapanık olmayın.

Não fique pouco à vontade quando viaja.

Bir uzay gemisinde aya yolculuk artık bir rüya değil.

Uma viagem à lua em uma nave espacial não é mais um sonho.

Bu durumda bu yolculuk... Sona erdi. Anaflaktik şoka girme ihtimaliniz varsa

E, para nós, acabou-se a aventura. Se está em risco de choque anafilático,

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

É uma jornada envolvente, envolvente e lindamente filmada ao longo do Nilo, explorando seu

- Birçok insan uçakla seyahat etmekten korkar.
- Birçok insan uçakla yolculuk etmekten korkar.

Muitas pessoas têm medo de viajar de avião.

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.

Foi um grande parceiro de aventuras, as suas decisões mantiveram-nos seguros e levaram-nos ao antídoto.