Translation of "Yardıma" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Yardıma" in a sentence and their portuguese translations:

- Onun yardıma ihtiyacı var.
- Yardıma ihtiyacı var.

Ela precisa de ajuda.

Yardıma ihtiyacımız var.

Precisamos de ajuda.

Yardıma ihtiyacın olacak.

Você vai precisar de ajuda.

Yardıma ihtiyacım var.

Preciso de ajuda.

Yardıma ihtiyacın var.

Você precisa de ajuda.

Yardıma ihtiyacım olacak.

Eu vou precisar de ajuda.

Yardıma ihtiyacımız vardı.

- Precisávamos de ajuda.
- Nós precisávamos de ajuda.

- Yardıma ihtiyacın var mı?
- Yardıma mı ihtiyacın var?

- Você está precisando de ajuda?
- Vocês estão precisando de ajuda?

İlk yardıma ihtiyacım var.

Preciso de primeiros socorros.

Tıbbi yardıma ihtiyacım var.

Preciso de assistência médica.

Tıbbî yardıma ihtiyacım var.

Preciso de assistência médica.

Derhal yardıma ihtiyacım var!

Eu preciso de ajuda agora!

Onun yardıma ihtiyacı var.

Ela precisa de ajuda.

Burada yardıma ihtiyacımız var.

- Precisamos de ajuda aqui.
- Nós precisamos de ajuda aqui.

Yardıma ihtiyacın olduğunu duydum.

- Soube que você precisa de ajuda.
- Soube que vocês precisam de ajuda.

Şimdi yardıma ihtiyacım var.

- Preciso de ajuda agora.
- Eu preciso de ajuda agora.

Sanırım yardıma ihtiyacım var.

Eu acho que preciso de ajuda.

Bence yardıma ihtiyacın var.

Eu acho que você precisa de ajuda.

Tom'un yardıma ihtiyacı vardı.

Tom precisava de ajuda.

Biraz yardıma ihtiyacım olacak.

- Eu vou precisar de ajuda.
- Vou precisar de ajuda.
- Eu precisarei de ajuda.
- Precisarei de ajuda.

Onların yardıma ihtiyacı var.

- Elas precisam de ajuda.
- Eles precisam de ajuda.

Tom'un yardıma ihtiyacı olacak.

Tom vai precisar de ajuda.

Yardıma ihtiyacın var mı?

- Você está precisando de ajuda?
- Você precisa de ajuda?

Yardıma ihtiyacın olduğunu söyledin.

Você disse que precisava de ajuda.

Tom'un yardıma ihtiyacı var.

Tom precisa de ajuda.

Onların yardıma ihtiyacı olacak.

Eles vão precisar de ajuda.

Yardıma ihtiyacım olduğunu biliyorum.

Eu sei que preciso de ajuda.

Hiç yardıma ihtiyacın oldu mu?

- Você já precisou de ajuda?
- Vocês já precisaram de ajuda?

Tom'un tıbbi yardıma ihtiyacı var.

Tom precisa de assistência médica.

Burada biraz yardıma ihtiyacımız var.

Nós precisamos de ajuda aqui.

Alabileceğin tüm yardıma ihtiyacın var.

Você precisa de toda a ajuda que conseguir.

Raporumu yazarken yardıma ihtiyacım yok.

Não preciso de ajuda em escrever o meu relatório.

Sanırım biraz yardıma ihtiyacım var.

Eu acho que eu preciso de ajuda.

Bence biraz yardıma ihtiyacın olabilir.

Eu acho que você pode precisar de alguma ajuda.

Yardıma ihtiyacın olursa, sadece iste.

Se precisar de ajuda, é só pedir.

Daha fazla yardıma ihtiyacım var.

- Preciso de mais ajuda.
- Eu preciso de mais ajuda.

Ev ödevimde yardıma ihtiyacım var.

Preciso de ajuda com o meu dever de casa.

Gerçekten hiç yardıma ihtiyacım yok.

Eu, realmente, não preciso de nenhuma ajuda.

Tom tıbbi yardıma ihtiyaç duyuyor.

Tom precisa de atenção médica.

Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyor.

Parece que você precisa de ajuda.

Hâlâ yardıma ihtiyacın var mı?

- Você ainda precisa de ajuda?
- Tu ainda precisas de ajuda?

Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.

Liga para mim se precisar de ajuda.

Sanırım biraz yardıma ihtiyacın olacak.

Acho que você vai precisar de ajuda.

Onun şimdi yardıma ihtiyacı var.

Ele precisa de ajuda agora.

Yardıma ihtiyacınız varsa bana yazın.

Escreva para mim se precisar de ajuda.

Tatoeba'nın çok yardıma ihtiyacı var.

Tatoeba precisa de muita ajuda.

Tom yardıma ihtiyacı olduğunu biliyor.

Tom sabe que precisa de ajuda.

Tom yardıma ihtiyacı olduğunu biliyordu.

Tom sabia que precisava de ajuda.

Tom'un profesyonel yardıma ihtiyacı var.

- Tom precisa de ajuda profissional.
- O Tom precisa de ajuda profissional.

Bu konuda yardıma ihtiyacın var mı?

Precisas de ajuda com isso?

Hâlâ burada biraz yardıma ihtiyacım var.

Eu ainda preciso de ajuda aqui.

Yardıma ihtiyacınız olduğunda, beni aramaya çekinmeyin.

Sempre que você precisar de ajuda, sinta-se livre para me chamar.

Bu konuda biraz yardıma ihtiyacım olacak.

- Eu vou precisar de ajuda com isso.
- Vou precisar de ajuda com isso.

Kesinlikle daha fazla yardıma ihtiyacımız var.

Nós definitivamente precisamos de mais ajuda.

Tom'un derhal tıbbi yardıma ihtiyacı var.

Tom precisa de atendimento médico urgente.

Yardıma ihtiyacı olup olmadığını Tom'a soracağım.

- Vou perguntar a Tom se ele precisa de alguma ajuda.
- Eu vou perguntar a Tom se ele precisa de alguma ajuda.

Tom'un sadece biraz yardıma ihtiyacı var.

Tom só precisa de uma ajudinha.

Tom ve Mary'nin yardıma ihtiyacı var.

Tom e Maria precisam de ajuda.

Ev ödevimde biraz yardıma ihtiyacım var.

Eu preciso de uma ajudinha com o meu dever de casa.

Hepimiz zaman zaman yardıma ihtiyaç duyarız.

Todos precisamos de ajuda de vez em quando.

Tom hâlâ yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor.

O Tom diz que ainda precisa de ajuda.

Tom'un bol miktarda yardıma ihtiyacı olacak

O Tom terá muita ajuda.

Bunu yapmada yardıma ihtiyacın var mı?

Você precisa de ajuda para fazer isto?

Tom'un başı belada. Yardıma ihtiyacı var.

Tom está em apuros. Ele precisa de ajuda.

Şimdiye kadar ilk kez yardıma ihtiyacım oldu.

É a primeira vez que eu preciso de ajuda.

Tom'un yardıma ihtiyacı olup olmadığını görmek istedim.

Queria ver se Tom precisava de ajuda.

Herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa, beni bilgilendirin.

Se você precisar de alguma ajuda, me fale.

Ya da topluluğumuzda yardıma ihtiyaç duyan insanlara?

ou pessoas na nossa comunidade que possam precisar de ajuda?

Sonunda, Tom yardıma ihtiyacı olduğunu fark edecek.

- Eventualmente, Tom irá perceber de que ele precisa de ajuda.
- Finalmente, Tom irá perceber que precisa de ajuda.

Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.

Até as árvores precisam de ajuda para espalhar as sementes longe daqui.

Yardıma ihtiyacınız olursa, Profesör Wilson ile özel bir ders alın.

Se precisar de uma ajuda, agende uma aula particular com o professor Wilson.

Sami hayatta kalmak için yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

Sami foi forçado a admitir que precisava de ajuda para sobreviver.