Translation of "Kaplı" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Kaplı" in a sentence and their portuguese translations:

- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.

A carteira está coberta de poeira.

Gökyüzü bulutlarla kaplı.

O céu está coberto de nuvens.

- Dağ kar ile kaplı.
- Dağ, kar ile kaplı.

A montanha está coberta de neve.

Bütün şehir karla kaplı.

A cidade toda está coberta de neve.

Dağ kar ile kaplı.

A montanha está coberta de neve.

Arabam güvercin pisliği ile kaplı.

O meu carro está coberto de cocô de pomba.

Burada her şey tozla kaplı.

Tudo aqui está coberto de pó.

Benim havlum kırmızı karıncalarla kaplı!

A minha toalha está coberta por formigas vermelhas!

Ayasofya neredeyse mermer ile kaplı diyebiliriz

Podemos dizer que Hagia Sophia está quase coberta de mármore.

Dağın tepesi her zaman karla kaplı.

O topo da montanha está sempre coberto por neve.

Tarantula, gördünüz mü? Bakın, üzeri kumla kaplı.

Vê a tarântula? Está totalmente coberta de areia.

Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?

Você já comeu pipoca com cobertura de chocolate?

Kütüphanenin ortasında tamamen dergilerle kaplı bir masa vardı.

No meio da biblioteca, havia uma mesa repleta de revistas.

- Arabam güvercin pisliği ile kaplı.
- Arabam güvercin dışkısıyla kaplıdır.

O meu carro está coberto de cocô de pomba.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

É totalmente cega, tem os olhos cobertos de pele e pelagem.

- Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Karla kaplı şu dağa bak.

Olhe essa montanha coberta pela neve.

Iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.

do que tentar cortar o cato-barril, que tem muitos espinhos e gloquídios.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.

Yuriko, uma estudante de pós-graduação em biologia marinha, adormeceu em um aquário e acordou coberta de polvos e estrelas marinhas.