Translation of "Flört" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Flört" in a sentence and their portuguese translations:

Biz flört ederdik.

Nós já fomos namorados.

Tom flört etmiyordu.

Tom não estava flertando.

Asla flört etmem.

Eu nunca saio.

Ben flört etmiyordum.

Eu não estava flertando.

Onunla flört ediyordun.

Você estava paquerando ela.

Benimle flört etme, Tom.

Não flerte comigo, Tom.

Tom garsonla flört etti.

Tom deu em cima da garçonete.

Benimle flört ediyor musun?

Você está flertando comigo?

Mary ile flört etmedim.

Eu não flertei com Maria.

Sen Tom'la flört ediyordun.

Você estava flertando com Tom.

- Biz üç aydır flört ediyorduk.
- Biz üç ay flört ettik.

Namoramos por três meses.

Tom ve Mary flört ediyorlar.

Tom e Maria estão namorando.

Ne kadar süredir flört ediyorsunuz?

Há quanto tempo vocês estão namorando?

Tom, Mary ile flört ederdi.

Tom costumava sair com Mary.

Tom, Mary ile flört etti.

Tom flertou com Maria.

Tom ve Mary'nin flört ettiklerini düşünüyorum.

Acho que Tom e Mary estão namorando.

Ben onların birbirleriyle flört etmelerini onaylamıyorum.

Eu não aprovo seu namoro.

- Sanırım Tom flört etmek için çok genç.
- Sanırım Tom flört edemeyecek kadar çok genç.

Eu acho que o Tom é novo demais para namorar.

- Onunla hiç buluşmadım!
- Onunla hiç flört etmedim!

- Eu nunca fiquei com ela!
- Eu nunca saí com ela!

Mary ve ben üç yıl flört ettik.

Maria e eu namoramos por três anos.

Tom her zaman Mary ile flört ediyor.

Tom está sempre flertando com Maria.

Tom'un Mary ile flört etmeyi durdurduğunu düşünüyordum.

Achei que o Tom tinha terminado com a Mary.

Tom Mary ile flört etmeye devam etti.

- O Tom continuava flertando a Mary.
- O Tom continuou flertando a Mary.

Tom yaklaşık üç yıldır Mary ile flört ediyor.

Tom está namorando Mary há aproximadamente três anos.

Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.

O Tom e a Mary estão sempre flertando um com o outro.

Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.

A única garota com a qual Tom já saiu é a Mary.

Fadıl kolej boyunca Leyla'yla flört etmeye devam etti.

Durante a faculdade, Fadil continuou a sair com a Layla.

Tom şimdi yaklaşık bir yıldır Jane ile flört ediyor.

Tom tem saído com Jane faz quase um ano.

- Benimle flört etmek ister misin?
- Benimle çıkmak ister misin?

- Você gostaria de sair comigo?
- Vocês gostariam de sair comigo?

- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla çıkıyordu.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla flört ediyordu.

Fadil estava namorando uma mulher muçulmana do Egito.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil namorou uma moça muçulmana do Egito.

- Tom bana senin ve Mary'nin çıktığını söyledi.
- Tom bana senin ve Mary'nin flört ettiğini söyledi.

O Tom me disse que você e a Mary estavam namorando.

Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.

Oito meses depois, quando seu coração partido se curou, George finalmente voltou a namorar.