Translation of "Düşündüren" in Portuguese

Sana onu düşündüren ne?

O que o faz pensar isso?

Sana kaybolduğumu düşündüren nedir?

O que te faz pensar que estou perdido?

Sizi öyle düşündüren nedir?

O que te faz pensar assim?

Sana o şekilde düşündüren ne?

O que o faz pensar dessa maneira?

Bunun doğru olmadığını sana düşündüren nedir?

O que te faz pensar que não seja verdade?

Yalnız bırakılmak istediğimi sana düşündüren ne?

- O que faz você pensar que eu quero ser deixado sozinho?
- O que te faz pensar que eu quero ser deixado sozinho?

Onu şimdi yapabileceğimizi sana düşündüren ne?

- O que faz você pensar que pode fazê-lo agora?
- O que faz você pensar que você pode fazer agora?

Tom'un seni sevdiğini sana düşündüren ne?

O que faz você pensar que Tom gosta de você?

Tom'un yardım etmeyeceğini sana düşündüren ne?

- O que te faz pensar que o Tom não vai ajudar?
- O que faz você pensar que o Tom não vai ajudar?

Tom'un heavy metali sevdiğini sana düşündüren ne?

O que te faz pensar que Tom gosta de heavy metal?

Eğer bunu yapamıyorsan, sana yapabileceğini düşündüren ne?

Se eu não consigo fazer isso, o que te lhe faz pensar que você consegue?

Sana Tom'un beni dinleyeceğini düşündüren şey nedir?

O que te faz pensar que Tom vai me ouvir?

Benim senin arkadaşlarını sevmediğimi düşündüren şey ne sana?

- O que faz você pensar que eu não gosto de seus amigos?
- O que faz você pensar que eu não gosto dos seus amigos?

Seni Tom'un Mary'nin erkek arkadaşı olduğunu düşündüren şey ne?

O que te faz pensar que o Tom é o namorado de Mary?

Tom'un bunu tekrar yapmam gerektiğini düşündüren şeyi merak ediyorum.

- Eu me pergunto o que fez o Tom pensar que eu precisava fazer isso de novo?
- Me pergunto o que fez o Tom pensar que eu precisava fazer isso de novo?

Beni düşündüren şey, Vikingler söz konusu olduğunda onları öldürebilirsin ve

O que me faz pensar é que, quando se trata de vikings, você pode matá-los e, falando

Benim en sevdiğim rengin yeşil olduğunu sana düşündüren şey nedir?

O que te fez pensar que a minha cor favorita era verde?

Ben bile bunu yapamıyorsam, öyleyse senin yapabileceğini sana düşündüren ne?

Se nem eu consigo fazer isso, o que lhe faz pensar que você consegue?