Translation of "Sevdiğini" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Sevdiğini" in a sentence and their japanese translations:

Kahveyi sevdiğini biliyorum.

- コーヒーが好きなのは知ってるよ。
- あなたがコーヒーを好きだってことぐらい、知ってますよ。

Onu sevdiğini düşünüyorum.

私は、あなたは彼女のことを好きだと思う。

- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.

彼女はジョンが愛しているのを知っていた。

- Ona kendisini sevdiğini söylemesini istedi.
- Onun kendisini sevdiğini söylemesini istedi.
- Ondan kendisini sevdiğini söylemesini istedi.

彼女は彼に愛していると云って欲しかった。

Nancy'nin müziği sevdiğini biliyorum.

ナンシーが音楽が好きな事を知っています。

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

彼女は花が好きだと言っている。

Yalnız olmayı sevdiğini düşünüyordum.

一人でいるのが好きなのだと思っていました。

Mary'nin beni sevdiğini sanıyordum.

メアリーは私のことが大好きって思ってたけどね。

Mike'ın basketbolu sevdiğini biliyorum.

私はマイクがバスケットボールが好きなことを知っている。

Tom'un Mary'yi sevdiğini sanmıyorum.

トムはメアリーのこと好きじゃないと思うよ。

Mary'nin beni sevdiğini biliyorum.

メアリーが俺のこと大好きなのは知ってる。

Sachiko'yu kimin sevdiğini biliyorum.

私は誰が佐知子さんを好きなのか知っています。

Sen Tom'u sevdiğini söyledin.

あなたはトムが大好きだって言ったわ。

Tom'un Mary'yi sevdiğini düşünüyorum.

- トムはメアリーが好きなんだと思う。
- トムはメアリーが好きなんだと思うよ。

Tom, Mary'yi sevdiğini söyledi.

トムはメアリーが大好きだと言った。

O, John'un onu sevdiğini biliyor.

彼女はジョンが愛してくれているのを知っている。

O, John'un onu sevdiğini düşünüyordu.

彼女はジョンが愛してくれていたと思った。

Onun bakışı seni sevdiğini söylüyor.

- 彼女が君を好きなのは彼女の目を見れば分かる。
- 彼女を見れば君を好きなことがまるわかりだよ。

O, ona onu sevdiğini söyledi.

彼は彼女に愛してるよと言った。

Tom'un seyahat etmeyi sevdiğini biliyorum.

トムが旅行好きなのは知ってる。

Tom'un Mary'yi sevdiğini düşünüyor musun?

トムってメアリーのこと好きなんだと思う?

Seyahat etmeyi sevdiğini biliyorum, Tom.

トムが旅行好きなのは知ってる。

Tom'un hâlâ seni sevdiğini unutma.

トムがまだあなたを愛していることを忘れないで。

Tom'un Mary'yi çok sevdiğini sanmıyorum.

トムがメアリーを大好きだとは、僕は思わないよ。

Senin Tom'u niçin sevdiğini anlayabiliyorum.

- 君がトムを好きな理由が分かるよ。
- トムのことをどうして好きか、わかるよ。

Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.

トムはメアリーは彼を愛していると思っていた。

Onun hangi rengi sevdiğini düşünüyorsun?

彼女はどんな色が好きだと思いますか。

Tom Mary'nin onu sevdiğini biliyordu.

トムさんはメアリさんが彼のことが好きだったことを知っていた。

Tom'un burada yaşamayı sevdiğini biliyorum.

- 私は、トムがここで暮らすのが大好きだと知っています。
- 私は、トムがここに住むのが大好きだと知っています。

Tom, çikolatalı dondurmayı sevdiğini söylüyor.

トムはね、チョコレートアイスが好きなんだって。

Senin onu sevdiğini o biliyor mu?

君が彼を愛している事を彼は知っていますか。

Marie bana araba sürmeyi sevdiğini söyledi.

マリーは私にドライブが楽しかったと話した。

Bana onu neden sevdiğini söyleyecek misin?

どうして彼女が好きなのか話してくれませんか。

Senin yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini düşünüyordum.

あなたは新しいことを勉強したいのだと思った。

Şefin, otoritesini kötüye kullanmayı sevdiğini söyledik.

課長は職権を乱用することが好きなようだね。

O onun kendini sevdiğini söylemesini istedi.

彼女は彼に愛していると云って欲しかった。

Tom, Mary'ye onu sevdiğini hiç söyleyemedi.

トムはメアリーに愛していると告げることができなかった。

Ben onun caz müziği sevdiğini biliyorum.

私は彼がジャズが好きなことを知っている。

Tom Mary'nin yemek pişirmeyi sevdiğini bilmiyordu.

トムはメアリーが料理が好きだと知らなかった。

Gerçekten, Tom'un Mary'yi sevdiğini düşünüyor musun?

トムがメアリーのこと好きだって、本当に思ってるの?

Tom'un Mary'yi sevdiğini gerçekten düşünüyor musun?

トムがメアリーのこと好きだって、本当に思ってるの?

- Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?
- Niçin onu sevdiğini lütfen bana söyler misin?

- あなたが彼女を愛している理由を私に伝えてくれますか?
- なぜ彼女を愛しているのか、私に話していただけませんか。

- Sen bana beni sevdiğini söylediğinde ben küçük dilimi yuttum.
- Sen bana beni sevdiğini söylediğinde dilim tutuldu.
- Sen bana beni sevdiğini söylediğinde söyleyecek söz bulamadım.

あなたに愛してると言われたとき言葉が出なかった。

İki kızdan hangisini daha çok sevdiğini biliyorum.

その2人の女の子の中で君がどちらを好きか知っています。

Sadece ona bakarak, onun seni sevdiğini söyleyebilirsin.

彼女を見れば君を好きなことがまるわかりだよ。

Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

あなたが彼女を愛している理由を私に伝えてくれますか?

Tom'un heavy metali sevdiğini sana düşündüren ne?

- 何が君にトムがヘビメタを好きだと思わせたのですか?
- なんでトムがヘヴィメタルが好きだと思ったの?

Beni sevdiğini söylediğinde bu bir yalan mıydı?

愛してるって言ってくれたのは嘘だったの?

- Kahveyi sevdiğini biliyorum.
- Senin kahveden hoşlandığını biliyorum.

- コーヒーが好きなのは知ってるよ。
- あなたがコーヒーを好きだってことぐらい、知ってますよ。

Sonra annem ve babamın beni gerçekten sevdiğini hissettim.

そのとき、両親は本当に私を愛しているんだと感じた。

Onun onu sevdiğini herkes bilir ve karşılıklı olarak.

- 誰もが知っているが、彼は彼女を好きで、彼女も彼が好きだ。
- 彼は彼女が好きで、彼女も彼が好きだということは、皆が知っている。

Bu yeri neden bu kadar çok sevdiğini anlayabiliyorum.

- 君がこの場所をとても気に入ってる訳が、よく分かるよ。
- どうしてあなたがこの場所が大好きなのか、わかるわ。

Tom'un Çin yemeklerini ne kadar çok sevdiğini biliyorsun.

トムがどれだけ中華料理が好きか知ってるでしょ。

Tom sesini alçalttı ve Mary'ye onu sevdiğini söyledi.

トムは声を落としてメアリーに告げた「好きだよ」

Mary beni sevdiğini söyledi fakat ben ona inanmadım.

メアリーは僕のことを好きだと言ったけど、彼女のことが信じられなかった。

Tom Mary'ye onu ne kadar çok sevdiğini söyledi.

トムはメアリーにどれだけ彼女のことを愛しているかを伝えた。

- Tom'un Mary'den hoşlandığını biliyorum.
- Tom'un Mary'yi sevdiğini biliyorum.

- トムはメアリーが好きだって知ってるよ。
- トムはメアリーが好きだって、分かってるわ。

Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.

ディズニー好きを公言している女は,多くの場合精神を病んでいる。

Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.

彼は君を好きだと思っていたが、実際はほかの女の子が好きだったのだ。

- Sanırım Tom seni gerçekten seviyor.
- Tom'un seni gerçekten sevdiğini düşünüyorum.
- Bence Tom seni gerçekten seviyor.
- Bana kalırsa Tom seni gerçekten seviyor.

私が思うにトムは本当にあなたのことが好きよ。