Examples of using "Barındıran" in a sentence and their portuguese translations:
Ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir
mas não é o único vírus que contém morcego vivo
- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder. - Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
Diferente dos pássaros, que alimentam e protegem seus filhotes, os peixes os abandonam.