Translation of "Alan" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Alan" in a sentence and their portuguese translations:

- Bu alan basınç altındadır.
- Bu alan basınçlıdır.
- Bu alan tazyiklidir.
- Bu alan basınçlandırılmıştır.

Esta área está pressurizada.

Çok alan yok.

Não tem muito espaço.

Ölümcül yaralı, alan.

Mortalmente ferido, ele foi retirado do campo.

Alan bereketli mi?

O campo é fértil?

Alan bir şair.

Allan é um poeta.

Manyetik alan olduğunu söylesin

deixe-me dizer que existe um campo magnético

Biz manyetik alan diyoruz

nós chamamos isso de campo magnético

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

Procura um recanto escuro e sossegado.

Manyetik alan nedir onu anlatmadık

qual é o campo magnético que não dissemos

Manyetik alan ne işe yarıyor

o que o campo magnético faz

Bu alan halka açık değil.

- Esta área não está aberta ao público.
- Esta área não fica aberta ao público.

Amerika göç alan bir kıtadır.

A América é um continente de imigração.

Sen onu satın alan tek kişisin.

- Você é o único que o comprou.
- Tu és o único que o comprou.
- Tu és a única que a comprou.
- Você é a única que a comprou.
- Tu és a única que o comprou.
- Tu és o único que a comprou.
- Você é o único que a comprou.
- Você é a única que o comprou.

Tom arabamı ödünç alan kişi değil.

Não foi Tom quem pegou o meu carro emprestado.

Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?

Você pode descrever o homem que pegou sua carteira?

Alan Shepard uzaya giren ilk Amerikalıydı.

Alan Shepard foi o primeiro americano a ir para o espaço.

Onun gri bir alan olduğunu söylerdim.

- Diria que é uma área cinzenta.
- Eu diria que é uma área cinzenta.

Bagajımda lastik için yeterli alan olmalı.

Deve haver espaço suficiente para o pneu no meu porta-malas.

Onları içine alan ve destekleyen bir toplum yaratmaya

uma sociedade que inclua e apoie,

Hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.

sempre conseguindo as melhores notas da classe por seu trabalho.

Gelelim davaroya kan davasını konu alan bir filmdi

digamos que foi um filme sobre a vingança

Az önce söylemiştim manyetik alan bir kutuptan çıkıyor

Acabei de dizer que o campo magnético sai de um poste

Hırvatistan, Avrupa'nın güneydoğu kesiminde yer alan bir ülkedir.

A Croácia e um país localizado na região sudeste da Europa.

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Com milhares de espécies diferentes a disputar alimento e espaço,

Meyve ağaçları büyümek için geniş bir alan alanı gerektirir.

Árvores frutíferas necessitam de muito espaço para crescer.

Burada bir yeşil alan vardı; şimdi bir süpermarket var.

Havia um campo verde aqui. Agora há um supermercado.

Eşit alan haritası olarak bilinen Gall-Peters projeksiyonunu kullanabilirsiniz.

Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.

Situada numa elevação do terreno, a catedral pode ser vista desde longe.

Burada yeşil bir alan vardı; şimdi o bir süpermarket.

Aqui havia um campo verde; agora é um supermercado.

Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.

Nossa ilha artificial ainda não está muito bem arborizada.

Kuzey Avrupa'da yer alan Norveç çok gelişmiş bir ülkedir.

A Noruega, localizada no norte da Europa, é um país altamente desenvolvido.

Kurtarıcılar, on saatlik bir kuşatmada yara alan altıncı kişi olan

Outro dardo tranquilizante é disparado enquanto Gubbi é levado por paramédicos,

Ama onu videoya alan kişi Neil Armstron'dan sonra mı indi?

Mas a pessoa que o filmou aterrissou atrás de Neil Armstron?

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

No Canadá, há muitas áreas onde é ilegal cortar as árvores.

Uçuşsal paralellik ve manyetik alan gibi şeylerle pek de alakası yok

Não tem muito a ver com coisas como paralelos de voo e campos magnéticos

Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.

Um edifício de tetos altos e salas enormes pode ser menos prático do que o bloco de escritórios incolor que o substitui, mas geralmente combina bem com o ambiente.