Translation of "Yetişmek" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Yetişmek" in a sentence and their polish translations:

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

a reszta świata ich dogania.

Erkek kardeşine yetişmek için koştu.

Pobiegł aby dogonić brata.

Tom Mary'ye yetişmek için koştu.

Tom pobiegł dogonić Mary.

Bitkilerin yetişmek için güneş ışığına ihtiyacı var.

Rośliny potrzebują światła słonecznego, żeby rosnąć.

O, ona yetişmek için elinden geldiğince hızlı yürüdü.

Żeby go dogonić, szła tak szybko, jak tylko mogła.

İlk trene yetişmek için her zamankinden daha erken kalktım.

Żeby zdążyć na pierwszy pociąg, wstałem dziś rano wcześniej niż zazwyczaj.

- Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım.
- Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.

Muszę się ciężko uczyć, żeby dotrzymać mu tempa.