Translation of "Yavaş" in Polish

0.038 sec.

Examples of using "Yavaş" in a sentence and their polish translations:

Yavaş yavaş yürüyün.

Iść powoli.

Yavaş yavaş çalış.

- Pracuj powoli.
- Pracuj wolno.

Yavaş yavaş sür.

Jedź powoli.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

Stopniowo zaczynała rozumieć.

Yapraklar yavaş yavaş dökülüyor.

Liście spadają powoli.

Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.

Powoli podnosił się poziom wody w rzece.

Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.

Na dworze robi się pomału ciemno.

Müzik yavaş yavaş yok oldu.

Muzyka się wyciszyła.

O omzuma yavaş yavaş vurdu.

Poklepała mnie po ramieniu.

Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

Powoli zbliżamy się do końca.

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

Wstałem powoli.

Yavaş ye.

Jedz powoli.

Yavaş ye!

Jedz powoli.

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

Powoli zaczynają cię obchodzić zwierzęta.

Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.

Ciała rosną wolno a umierają szybko.

- Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
- Gökyüzü yavaşça bulutlandı.

Niebo stopniowo się zachmurzyło.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

Powoli zakończył wyścig.

Yavaş, acele etmeden.

Powoli, bez pośpiechu.

Yemekleri yavaş yiyin.

Jedz posiłki powoli.

İlk başta gergindim ama yavaş yavaş daha rahatladım.

Na początku byłem bardzo zdenerwowany, ale stopniowo się zrelaksowałem.

Metabolizmaları da inanılmaz yavaş.

Leniwce mają wolny metabolizm.

Durun, yavaş olun çocuklar.

Powoli do przodu.

Büyükbabam çok yavaş konuşur.

Mój dziadek mówi bardzo wolno.

Lütfen daha yavaş konuşun.

Proszę, mów wolniej.

Lütfen daha yavaş konuş.

Proszę, mów wolniej!

Yaşlı insanlar yavaş yürür.

Starzy ludzie chodzą powoli.

Daha yavaş konuşabilir misiniz?

Mógłbyś mówić wolniej?

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.

Kiedy robi się cieplej, rozpoczyna się nowe życie i troski odchodzą w niepamięć.

Yavaş bir dönme hızı oldu.

jak i niską prędkość obrotów.

Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.

Rumuni z Siedmiogrodu mówią bardzo powoli.

Biraz daha yavaş yürümek istiyorum.

Chcę iść trochę wolniej.

Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.

Tom mówi wolniej niż Bill.

Yavaş ama istikrarlı yarışı kazanır.

Powolni, ale systematyczni wygrają w końcu.

Yavaş yürü ve ben sana yetişeceğim.

Idź wolno, a ja Ciebie dogonię.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Moja babcia mówi powoli.

Bugün Tatoeba'nın oldukça yavaş olduğunu düşünüyorum.

Myślę, że Tatoeba dość wolno dziś działa.

İnternetin ne kadar yavaş olduğunu hatırlıyor musun?

Pamiętasz, jaki wolny był kiedyś internet?

- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

Czy mógłbyś mówić trochę wolniej?

Tom biraz daha yavaş konuşursa, insanlar onu daha iyi anlayabilir.

Gdyby Tom mówił trochę wolniej, ludzie mogliby go lepiej zrozumieć.

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

Większy rozmiar samca oznacza gorszą zwinność.

Ben bir yabancıyım ve Çek dilini çok iyi bilmiyorum. Lütfen yavaş konuşun.

Jestem obcokrajowcem i nie znam czeskiego zbyt dobrze. Proszę mówić wolno.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

Tą drogą idzie się powoli, co stanowi problem dla lekarstwa w tym upale.