Translation of "Akıllı" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Akıllı" in a sentence and their polish translations:

Judy akıllı.

Judy jest inteligentna.

O akıllı.

On jest inteligentny.

O çok akıllı.

Ona jest bardzo sprytna.

Pentagon akıllı toz denen,

Pentagon zainwestował w inteligentny pył,

İkisi de çok akıllı.

Obaj są bardzo inteligentni.

- O akıllı.
- O akıllıdır.

On jest mądry.

- Tom akıllı.
- Tom akıllıdır.

Tom jest mądry.

Kimsenin akıllı olmadığımı düşünmesini istemiyorum.

Nie chcesz uchodzić za durnia.

Akıllı bir adam hatalarından yararlanır.

Mądry człowiek uczy się na własnych błędach.

Gezegende üç akıllı tür vardır.

Na planecie są trzy inteligentne gatunki.

Tom gerçekten akıllı, değil mi?

Tom jest bardzo mądry, prawda?

Tom senden daha mı akıllı?

Czy Tom jest sprytniejszy od ciebie?

Tom ondan daha akıllı mı?

Czy Tom jest bardziej inteligentny niż ona?

Tom senden daha akıllı mı?

Czy Tom jest bardziej inteligentny niż ty?

Tom sınıfımızdaki en akıllı kişi.

Tom jest najmądrzejszy w naszej klasie.

Tom yeni akıllı telefonunu düşürdü.

Tom upuścił swój nowy smartfon.

Ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.

Jednak kiedy pada śnieg, musisz być sprytny.

Ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu

ale wasze mądre wybory pomogły mi przeżyć

Keşke ben sizin kadar akıllı olsam.

Chciałbym być tak bystry jak on.

Benden daha akıllı olduğunu düşünüyor musun?

Myślisz, że jesteś mądrzejszy ode mnie?

Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.

Zuzanna, siostra Jana, jest bardzo inteligentna.

Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.

Moja żona Lidia to piękna i mądra kobieta.

Onun genç olduğu doğru fakat o akıllı.

To prawda, że jest młody, ale za to roztropny.

Tom şimdi daha yaşlı ve daha akıllı.

Teraz Tom jest starszy i mądrzejszy.

Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.

Mądry człowiek nie postąpiłby w ten sposób.

Akıllı bir lider ne zaman okuyacağını bilir.

Mądry przywódca wie, kiedy słuchać.

Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yapar.

Mądrym ludziom też zdarza się zrobić coś głupiego.

Yaşlılar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.

Nie zawsze starzy są mądrzejsi od młodych.

- Tom Mary'den daha zekidir.
- Tom Mary'den daha akıllı.

Tom jest bardziej inteligentny niż Mary

O, Mary'den daha akıllı fakat onun kadar güzel değil.

Jest mądrzejsza od Mary, ale nie tak piękna.

O, Mary'den daha akıllı ama Mary kadar güzel değil.

Jest mądrzejsza od Mary, ale nie jest tak piękna jak ona.

- O gerçekten zeki, değil mi?
- O sahiden zeki, değil mi?
- O gerçekten akıllı, değil mi?
- O sahiden akıllı, değil mi?

Ona jest naprawdę bystra, nieprawdaż?

- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilgili değildir.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.

Nie zawsze starzy są mądrzejsi od młodych.