Translation of "Haline" in Korean

Bir yenilik merkezi haline gelebilirdi?

혁신의 허브가 될 수 있을까요?

Ormanları mümkün olduğunca eski haline getirerek,

언제든 가능할 때 숲을 되돌려 놓고,

Bu, çok karmaşık bir hikaye haline geliyor.

무척 복잡한 이야기가 형성된거예요.

Bu beni dijital bir işaret fişeği haline getirdi.

저는 인터넷에서 집중포화를 맞았습니다.

Sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım.

제가 그 문제에 일조했다는 사실을요.

Bu ekonomi için gittikçe daha önemsiz biri haline gelirsin.

여러분은 가면 갈수록 경제와 무관해지겠죠.

Amacımız, her zaman ülkeyi demokratik sivil idare haline getirmekti.

항상 우리의 목표는 국가를 민주시민정치 체제로 바꾸는 것이었습니다.

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

우리는 작고, 독립적인, 지구 공동체가 되어가고 있습니다.

O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.

그 공원에 가는 것만으로, 이 공원은 그에게 푸드트럭이 됩니다.

Ve böylece o kart beyniniz için en kolay tercih haline geliyor.

그래서 그 카드가 뇌에서 가장 쉬운 선택이라 인식하죠.

Bu eyaleti tüm proje için tartışmasız en önemli koridor haline getirir.

이는 신장을 일대일로에서 가장 중요한 통로로 만들고 있습니다

Bu da burayı börtü böceğin sıcaktan korunması için harika bir yer haline getiriyor.

생물들이 더위를 피해 피난처로 삼기에 아주 좋은 환경이죠