Translation of "Ekonomik" in Korean

0.004 sec.

Examples of using "Ekonomik" in a sentence and their korean translations:

ekonomik politikalar izleyebiliriz.

직원들의 월급을 올리는 등의 정책를 시행할 수도 있습니다.

Bu ekonomik düşünüşe göre

이 경제학 논리에 따르면

Savaş, göç, ekonomik çalkantı

전쟁, 이민, 경제 성장, 문화적 각성으로 인한

Ve de ekonomik oluyor.

돈도 절약할 수 있습니다.

Walmart, Ekonomik Kriz'den beri

월마트는 대불황 이후, 법인 소득세로

Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz

착취를 위한 사회, 정치, 경제시스템은

Ekonomik kriz ve altyapının çökmesi,

경제 위기에 인프라 붕괴,

Daha güçlü bir ekonomik güvenlik,

보다 나은 경제적 안정,

ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır.

경제적인 이점도 고려합니다.

ekonomik modeli bu dönemde oluşturuldu.

계속 만들어져 온거야.

Eski ekonomik model tabii ki doğru;

이전의 경제학 이론은 시장이 제대로 작동하려면

Madem ekonomik sistemden bu kadar rahatsızsın

만약 지금 경제 시스템이 마음에 들지 않으면

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

그래서 순수하게 경제적인 관점으로만 보면

ekonomik ve bilimsel gelişim seviyesine bakılmaksızın

"우주의 자원과 우주 공간의 탐험은

Beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde

그리고 전에 없던 신기술이 등장하고 정치적, 경제적 변화가 가중될수록

Öyle büyük ekonomik sıkıntım da yok.

저는 금전적인 걱정도 없고요.

ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.

경제 성장률이 무려 9%나 되었죠.

Ekonomik değişime ve çevresel değişime ihtiyacımız var.

우리에게는 많은 경제적, 환경적 변화가 필요합니다.

Bu arada, ekonomik kriz patladı ve işimi kaybettim.

그러는 동안, 저는 불황이 왔고, 직업을 잃었습니다.

Sosyal ve ekonomik olarak da doğru olan bu.

사회적, 경제적으로도 가능합니다.

ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni

놀라울 정도의 성과를 보여주고 있는 주된 이유는

ekonomik faaliyette 166 milyar dolardan daha fazla üretiyor,

1,660억 달러의 경제적 효과를 창출하죠.

ekonomik, politik ve sosyal sistemleri desteklemek için bir araç.

지지하기 위한 도구입니다.

Aile olarak hem ekonomik hem de manevi yönden hırpalanıyorduk.

한 가족으로서 우리는 경제적으로 또 감정적으로 완전히 망가졌어요.

Sonra ortadan ikiye ayrılmıştı. O dönemde Güney Kore'nin ekonomik

두 개의 나라로 갈리게 되었지. 당시에는 사실 남한이 경제적으로

Ekonomik eşitsizliğin sebebini hükümet yolsuzluğuna ve elit kesime bağlıyordu.

경제적 불평등의 원인이 정부의 부패와 베네수엘라의 엘리트들 때문이라고 비판했죠

Ama bugün, Venezüella hem siyasi hem de ekonomik açıdan rezalet.

그러나 오늘날 베네수엘라의 민주주의 제도와 경제는 혼란에 빠져 있습니다

İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?

마찬가지로, 명성도 하나의 강력한 경제적 자극입니다, 그렇죠?

Sonraki on yılda Türkiye ekonomik olarak büyümeye devam etti ancak Erdoğan

이후 10년 동안 터키는 경제적으로 계속 성장했지만

Evet, Güney Kore büyük bir güç! Sadece kültürel seviyede değil ama ekonomik

맞아, 한국은 문화적인 수준에서만이 아니라 경제면에서도 큰 힘을 가진 나라지.