Translation of "çıkarır" in English

0.011 sec.

Examples of using "çıkarır" in a sentence and their english translations:

Ufkun haritasını çıkarır.

He creates a map of the horizon...

Gözlüğünü çıkarır mısın?

Could you remove your glasses?

Çöpü çıkarır mısın?

Can you take out the trash?

- Lütfen ayakkabılarınızı çıkarır mısınız?
- Bir zahmet ayakkabılarını çıkarır mısın?

Would you mind taking your shoes off?

Onu dışarı çıkarır mısınız?

Could you let it out?

Lütfen ayakkabılarını çıkarır mısın?

Would you please take off your shoes?

Dikkatsizlik kazaları ortaya çıkarır.

Accidents arise from carelessness.

Yanma, ısıyı açığa çıkarır.

Combustion liberates heat.

Leyla evde tesettürünü çıkarır.

Layla takes her hijab off at home.

Kutu üstündeki bantlatı çıkarır gibi

like tape being pulled off a box,

Ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır.

but then also with economic advantage.

Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.

And reveals what’s hiding in the darkness.

...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.

reveals a hidden nighttime world.

Bitkiler yemek yaparken oksijen çıkarır.

Plants give off oxygen as they make food.

Tom uyurken çok ses çıkarır.

Tom is a very sound sleeper.

Bir koyun nasıl ses çıkarır?

What sound does a sheep make?

Bir zürefa hangi sesi çıkarır.

What noise do giraffes make?

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

Sweet words bring the snake out of its hole.

Lütfen güneş gözlüğünü çıkarır mısın?

Could you please take off your sunglasses?

Umarım Tom beni haksız çıkarır.

I hope Tom proves me wrong.

Lütfen köpeğini yürüyüşe çıkarır mısın?

Could you please take the dog out for a walk?

Demek istediğim, baskı elmaslar ortaya çıkarır.

and what I mean, cause pressure builds diamonds,

...her saat ayrı bir zorluk çıkarır.

every hour brings unique challenges.

Çıkış yapmak istiyorum. Hesabımı çıkarır mısınız?

I'd like to check out. Do you have my bill?

Onun raporunun yirmi kopyasını çıkarır mısın?

Would you run off twenty copies of his report?

Benim için fiyat etiketini çıkarır mısınız?

Could you take off the price tag for me?

Daha iyi aletler iyi iş çıkarır.

Better tools make good work.

Benim için bir kopyasını çıkarır mısın?

- Can you make me a copy?
- Can you make a copy for me?

Civciv cik cik diye ses çıkarır.

The chick peeps.

O, etik bir ikilem ortaya çıkarır.

That poses an ethical dilemma.

Umarım takımımız bu sene iyi iş çıkarır.

- I hope our team does well this year.
- I hope that our team does well this year.

Tom her gün çöpü saat altıda dışarı çıkarır.

Tom takes out the trash every day at six.

Çiftleşme sezonunda birçok hayvan güçlü güzel kokular çıkarır.

During mating season many animals exude strong fragrances.

. Ayrıca, permafrostun erimesi büyük miktarlarda metan açığa çıkarır. Metan,

oxygen-free environments . Also, melting permafrost

Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.

In her leisure time, she enjoys swimming and tennis.

Onun filmleri genellikle güçlü kadın karakterleri ön plana çıkarır.

His movies often feature strong female characters.

- Bir zürafa nasıl ses yapar?
- Zürafa ne ses çıkarır?

What sound does a giraffe make?

- Boş teneke çok ses çıkarır.
- Boş fıçı çok langırdar.

Empty vessels make the most noise.

Erkek kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap çıkarır.

My brother takes a new book out of the library every day.

Tom kesinlikle o eski fagottan hoş bir ses çıkarır.

Tom certainly gets a nice sound out of that old bassoon.

Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın tadını çıkarır.

The people who live in the north of Japan enjoy skiing in the winter in the snow.

- Ördek vakvak eder.
- Ördek vakvaklar.
- Ördek vakvak diye ses çıkarır.

The duck quacks.

- Yaptığı her şeyden keyif alır.
- Yaptığı her şeyin zevkini çıkarır.

He enjoys himself at everything he does.

- Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
- Balla sirkeyle yakaladığından daha çok sinek yakalarsın.

- Sweet words bring the snake out of its hole.
- You catch more flies with honey than with vinegar.

Elon Musk'un rol aldığı her şey bilimkurgu gibi sesler çıkarır ve sınırsız bir bütçeye sahiptir

Everything where Elon Musk is involved sounds like science fiction and seen to have an infinite

Onun önünde aynı anda birden fazla soruna sahip olmak onu sinirlendirir,üzer ve çileden çıkarır.

To have more than one problem before him at one time makes him irritable, upset and exasperated.

- O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
- O dikkatsiz araç kullanmaktan hoşlanır.
- O dikkatsiz araç kullanmaktan çok büyük zevk alır.

He gets a kick out of reckless driving.