Translation of "Değildi" in Korean

0.006 sec.

Examples of using "Değildi" in a sentence and their korean translations:

Değildi.

절대 그렇지 않아요.

Öyle değildi.

근데 그렇지 않았죠.

Gerekli değildi.

그렇지 않다는 것이요.

Haksız da değildi.

그가 틀린 것은 아녔어요.

Amacım bu değildi.

제 요점은 그것이 아니라

Gerçeklik ''gerçek'' değildi.

현실은 "현실"이 아니구나.

Artık bir kırmızı değildi.

빨간색이 아니었습니다.

CEO orada bile değildi,

여기 사장은 아주 먼 곳에

Sadece komediyi kırmak değildi.

제 요지는 단순히 코미디를 깨부수는 것이 아니라 코미디를

Ama olan bu değildi.

그러나 그런 일은 일어나지 않았죠.

Sistemli bir şey değildi.

포괄적인 체계라고 생각하기 보다는요.

Bu bizim hakkımızda değildi gerçekten.

우리랑 관련된 얘기가 아니었다는거죠.

Ancak yine de kolay değildi.

그러나 녹록지 않았어요.

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

이건 그냥 과목을 배우는 게 아니었습니다.

Her zaman bir yıldız değildi.

하지만 그도 늘 스타는 아니었죠.

Öğrendiğim bazı şeyler kolay değildi.

책을 읽거나 공부할 때는 어려운 것도 있었습니다.

Ama onlar benim rol modellerim değildi.

하지만 이들은 제 롤 모델은 아니에요.

Sosyal çevremizde konuştuğumuz bir şey değildi.

저희 모임에서 논하는 주제가 아닙니다.

Ama durum, her zaman böyle değildi

하지만 지구가 항상 이랬던 것은 아닙니다.

Doğru şeyi yapanlar sadece sondajcılar değildi.

석유 탐사가들만 그런 것이 아니었습니다.

Elbette, her ikisi de doğru değildi.

물론, 어느 것도 사실이 아니었죠.

Bu iyi bir ilk izlenim değildi.

그다지 좋은 첫인상은 아니었죠.

Amaçları Fiona'yı mümkün olduğunca normalleştirmek değildi,

그들의 목표는 피오나를 가능한 정상인처럼 보이게끔 하는 건 아니었죠.

Belki de WWE tecrübem ideal değildi.

WWE에서 제가 한 경험은 최고의 것은 아닐지도 몰라요.

Büyük Buhran kadar da kötü değildi.

당시 실업률은 4명 중 1명 꼴이었습니다.

Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.

이것은 단순히 남자가 여자를 감시하는 사건이 아니였던 거죠.

Bu kolay ve huzurlu bir seyahat değildi

쉽고 평화로운 여행은 아니었지만

En büyük sorunumuz ürün ile ilgili değildi.

관건은 제품에 관한 것이 아니라

Ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi

그냥 웃고 넘길 수는 없는 일이었어요.

Ama sonunda, çok şiddetli bir darbe değildi.

하지만 결국 이것은 폭력적인 쿠데타가 아니었습니다.

Veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi.

또는 비키가 결국 게이인 것으로 판명되는 것으로요.

Kampüste de işler o kadar iyi değildi.

캠퍼스라고 더 나을 것도 없었던 거죠.

Hiç yorulmadan yolunu bulduğu efsanevi bir manzara değildi.

멋진 풍경을 따라 하는 그런 여행이 아니었거든요.

Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.

나쁜 생각은 아니었는데 운이 없었을 뿐이에요

Fakat amacı bu değildi. Asansör köleler için değil,

사실은 그렇지 않고

Bu normal bir his değildi, ama aktif uyarıcıyla

그전의 감각은 아니었지만 자극이 켜지자

Bu neye inandıklarıydı ve siyah-beyazla alakalı değildi.

그들이 믿는 것 때문이었지, 흑인 대 백인의 구도는 아니었습니다.

Bu da demek oluyor ki hiç çim mevcut değildi.

이 말은 풀이 없었다는 뜻입니다.

Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.

어쩌면 그는 화가 나서 말한 것이 아니었을 수도 있고

Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.

도움을 청해야겠어요 안 먹었어도 되는 건데

Tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi.

저는 망설였고, 두려웠으며, 그건 제가 원했던 경험은 아니었습니다.

Aslında bu biraz erken kutlamaydı çünkü bu yeterli değildi,

하지만 아직 축하하긴 일렀던 것이 기능이 완벽하지 못했어요.

Birkaç yıl önce, bu harita yeteri kadar iyi değildi.

몇 년 전부터 이 지도에는 충분히 담아내지 못하게 됐습니다.

Çok kolay bir çocukluk değildi evet, ama her dakikasını sevdim

저는 쉬운 유년기 시절이 없었지만, 제 삶의 매 순간을 사랑했습니다.

Sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi

가장 기본적인 지원조차 제대로 하는 게 녹록치 않았지만

Daha önce acımasız bir Cumhurbaşkanı değildi. Bundan sonra acımasız oldu.

이전에 에르도안은 잔인한 통치자가 아니었습니다 이 후로 잔인한 사람이 되었죠

Ama bu teknoloji yeterince gelişmiş değildi ve ekranlar çok pahalıydı, lüks

하지만 이 기술은 충분히 발달되지 않았었고 스크린의 가격도 대부분의 고급 시장에서도

Ancak bir süre sonra fark ettim ki bu durumdan herkes hoşnut değildi

하지만 모든 사람들이 제 당선을 반기진 않았죠.

Maduro'nun bu oylamasında, Venezüellalılar meclisin var olup olmaması hakkında bir söz sahibi değildi

베네수엘라 국민들은 의회가 존재해야 할지에 대해 발언권이 없었습니다