Translation of "Kişisel" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Kişisel" in a sentence and their arabic translations:

Tüm kişisel değerlerimi

قد جعلني أرى كيف كان من الحماقة

Kişisel verilerinizi çalabilir

يمكن أن يسرق بياناتك الشخصية

Benim için kişisel

التي أتحملها شخصيًا،

Biliyorsunuz bu kişisel.

هل تعلم .. يبدو كأنه شخصي

Kişisel ve önemli yapabiliriz.

بإحضارها للمنزل

Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.

الحاسبات الشخصية مفيدة جداً

Ayrıca kişisel gelişim, finansal eğitim

كما أن لديهن تطورهن الشخصي،

Aslında biraz kişisel bir konu.

إنّه في الحقيقة موضوع شخصي قليلًا.

Gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır.

فإن الجدال معهم حول هذه الحقائق يعد اعتداءً شخصياً عليهم.

O günlerde bilgisayarlar kişisel değildi

لم تكن أجهزة الكمبيوتر شخصية في تلك الأيام

İnsanların kişisel bilgisayara ihtiyacı yoktu

لم يكن الناس بحاجة إلى كمبيوتر شخصي

önce Kişisel Gelişim Kulübü'nü kurdum.

نادي التنمية الذاتية.

O sadece kişisel bir görüş.

ذلك فقط رأيٌ شخصي.

Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.

أريد حاسوبًا شخصيًّا.

Kişisel ve kamusal gizlilik oldukça önemli.

السرية والخصوصية بالتأكيد مهمين للغاية.

Burada da kişisel deneyimlerime dayanarak konuşabilirim.

هنا ايضا استطيع التحدث عن تجربة شخصية

Şimdi, hakikaten burada kişisel çıkarlı hareket

والآن، ينتقل الأمناء، والمهتمين بأنفسهم هنا

- Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- Sizi kişisel olarak ziyaret edeceğim.
- Sizi şahsen ziyaret edeceğim.

- سأزورك بنفسي.
- سأزورك شخصياً.

Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin

وفي الختام، وهذا أمر مثير بالنسبة لي شخصيا،

Bu kişisel bir iyilik değil, değil mi?

الأمر ليس معروفًا شخصيًا، أليس كذلك؟

Kişisel bilgilerimizi daha fazla paylaşma heveslisi olabiliyoruz.

قد نرغب في مشاركة المزيد من معلوماتنا الشخصية.

Bu ayrıca kişisel olarak beni de ilgilendiriyor

وهي النتيجة التي لامستني شخصياً،

Steve Jobs'ın isteği kişisel bir bilgisayar yapmaktı

كانت رغبة ستيف جوبز في صنع جهاز كمبيوتر شخصي

Kişisel gelişim uzmanı ve o olay çözülemez biliyorsunuz.

خبير علاقات عامة، وخبير تنمية بشرية.

Şimdi unutmayın, kariyerim kişisel düşünce ve duygulara değil,

تذكروا، مهنتي مرتبطة بالسياسة الاقتصادية،

Buna göre, değişen toplumda değişmiş bir kişisel kimlik

والمجتمع المتغير يعكس تغير فكرة الهوية الشخصية

Fazla kişisel olduğu için kimse bunu paylaşmaz dediler.

أخبرنا الناس أننا لا نستطيع فعل ذلك، كون الأمر شخصيًا للغاية.

Sultan'ın kişisel elit korumalarının başına komutan olarak atandı

تم تعيينه قائداً لمجموعة نخبة من حراس السلطان الشخصيين

Bu karmaşık meseleler, acı bir şekilde kişisel hâle geliyor

تصبح هذه المشكلات المعقدة شخصية

Arkasından ilk kişisel bilgisayar olan Apple-2'yi yaptı

صنع Apple-2 ، أول جهاز كمبيوتر شخصي خلفه

O, onun kişisel yaşamı hakkında hiçbir şey bilmek istemiyordu.

لم تكن ترغب في معرفة أي شيئ عن حياته الشخصية.

Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.

و40% فقط يعتقدون أنه سيؤثر علينا بشكل شخصي.

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

إلى الحد حيثما إنه جزء هويتي الشخصية والمهنية

Napolyon ayrıca, genelkurmay başkanının muazzam kişisel niteliklere sahip olduğunu keşfetti -

اكتشف نابليون أيضًا أن رئيس أركانه يمتلك صفات شخصية هائلة - قدرة بطولية

Kişisel ofisi veya kabine, çoğunlukla asker hareketlerini yöneten yetenekli sivil katipler,

مكتبه الشخصي أو حكومته ، ومعظمهم من الكتبة المدنيين المهرة الذين تعاملوا مع تحركات القوات ،

Bence değerli olan şeyi yapmanın birçok başka kişisel faydası da var.

أعتقد، أن فعل ما هو قيِّم له فوائد أخرى للشخص،

Muhafızlara komuta etti ve kişisel olarak Montmirail Savaşı'nda süngü hücumuna liderlik etti.

الحرس الشاب وقاد بنفسه حملة حربة في معركة مونتميرايل.

O da kişisel olarak cesurdu, Lodi'de bir saldırıya ve Rivoli'de bir süvari hücumuna liderlik etti.

لقد كان شخصياً شجاعًا أيضًا ، حيث قاد هجومًا على لودي ، وهاجم سلاح الفرسان في ريفولي.