Translation of "Verici" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Verici" in a sentence and their japanese translations:

Bu heyecan verici.

スリルがあるなあ。

O dehşet verici.

素晴らしいですね。

Çok heyecan verici.

結構面白い。

Şaşkınlık verici bir durum.

テントの中には 驚きがあります

Ormandaki sessizlik huzur verici.

森の静けさは安らぎを与える。

Bu film heyecan verici.

その映画はおもしろい。

O neşeli bir verici.

彼女はなんでも気前よく人にやる人だ。

Oyun heyecan verici oldu.

試合はおもしろくなった。

Roman çok heyecan verici.

この小説はとても興奮する。

Ne kadar utanç verici!

- 恥ずかしいなぁ!
- ああ恥ずかしい!
- ばつが悪いったらありゃしない。

- Maç hiç heyecan verici değildi.
- Oyun hiç heyecan verici değildi.

- 試合は全然面白くなかったよ。
- 試合は全く面白くなかった。

Zeki değil. İlham verici değil.

どんな気の利いた言葉も 感銘を与える話も無し

Hayal edemeyeceğimiz raddede dehşet verici.

それは想像を絶するほど 残酷なことだ

Bu durum çok endişe verici.

これでは非常に心配です

Bu çok heyecan verici olabilir.

楽しくなるぞ

Hepimiz dehşet verici rakamları biliyoruz.

驚愕すべき事実は 皆さんもご存知でしょう

Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.

応援してくれましたが ちょっと慎重でした

Bu utanç verici bir sır.

どんな家にも内輪の悩みはあるものだ。

O heyecan verici bir oyun.

とてもおもしろい試合だった。

Bu endişe verici bir problem.

それは気がかりなことだ。

Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.

その物語は驚くべき事でいっぱいでした。

Yılın heyecan verici bir zamanıdır.

1年中での楽しい時期です。

Oyunu çok heyecan verici buldum.

私はそのゲームはとても面白いと思った。

Hikaye gittikçe heyecan verici oldu.

物語はますます面白くなかった。

Tanrım, bu çok utanç verici.

あちゃー、こいつはばつが悪いわ。

Futbol heyecan verici bir oyundur.

サッカーは胸がわくわくするような競技だ。

Futbol heyecan verici bir spordur.

サッカーはエキサイティングなスポーツです。

Oyunların hiçbiri heyecan verici değil.

ゲームはどれもおもしろくなかった。

Acı verici şekilde apaçık ortada ki

分かったことは― 新自由主義経済学の根幹を成す前提が

Bence bu heyecan verici bir teknoloji

これはとてもエキサイティングで

Biraz daha heyecan verici sesler çıkarmalı.

‎もっと刺激的な音を試す

Film yapımı heyecan verici bir iştir.

映画作りは人をわくわくさせる仕事だ。

Bu, hayatımdaki en utanç verici andı.

一生で一番恥ずかしいことです。

Ben heyecan verici bir hikaye okudum.

ハラハラするような小説を読んだ。

Çok heyecan verici! Tekrar gitmek istiyorum.

とても良かったです。また行きたいですね。

Bu herkes için memnuniyet verici olmalı.

だれにでも気に入ってもらえますよ。

Oyun gittikçe daha heyecan verici oldu.

その試合はますます面白くなった。

O, umut verici genç bir adamdır.

彼は前途有望な青年だ。

O çok heyecan verici bir oyundu.

それはほんとうに興奮させるようなゲームだった。

Bu filmi çok heyecan verici buldum.

- 私はこの映画がとてもわくわくするものだと分かった。
- この映画は凄くエキサイティングだった。

Final maçı çok heyecan verici değildi.

- 決勝戦はそれほど興奮する試合ではなかった。
- 決勝戦はそれほど興奮するものではなかった。

Son zamanlarda depremlerin sıklığı endişe verici.

近頃は地震が頻繁で不気味だ。

Bu okuduğum en heyecan verici kitaptı.

こんなにはらはらする本は読んだことはない。

Bu duyduğum en heyecan verici hikayeydi.

これほどわくわくする話は聞いたことがない。

Onlar heyecan verici bir oyun oynadılar.

かれらはわくわくするような試合をした。

Bir ata binmek gerçekten heyecan verici.

馬に乗ることは本当にスリルがある。

- O gerçekten harika.
- Bu gerçekten şaşırtıcı.
- Bu gerçekten şaşkınlık verici.
- Bu gerçekten hayret verici.

それは本当に驚くようなことだ。

Bu onun için dehşet verici bir travmaymış.

それは激しいトラウマになりました

Ama üzerinde çalışması gerçekten çok heyecan verici.

今は それに取り組む 絶好の時です

Bu gerçekten heyecan verici bir beyzbol maçıydı.

それは本当にはらはらするような野球の試合だった。

Başka ülkelerin işgali utanç verici bir etkinliktir.

- 他国を侵略することは恥ずべき行為である。
- 他国への侵略は恥ずべき行為である。

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.

子供をあんなに残酷に扱うなんて恥ずかしいことだ。

Televizyonda heyecan verici bir oyun izleyerek oturdum.

私はすわってはらはらする試合をみていた。

Umut verici görünen her şeyi takip edin.

見込のありそうなことは何でも見失わないことだ。

O bir tek cesaret verici söz söylemedi.

彼女は励ましの言葉は一言も発しなかった。

Şehirler heyecan verici yerlerdir, aynı zamanda stresli.

都会は刺激的な場所だが、ストレスも多い。

Böyle bir şey yapmak zarar verici olurdu.

そんなことをしたら逆効果になる。

Utanç verici ama ben hiç Tolstoy okumadım.

恥ずかしながらトルストイは読んだことがないのです。

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

どこか着地できる場所を 探してみよう

Bu şimdiye kadar gittiğim en heyecan verici konserdi.

それは今までに行った中で一番楽しいコンサートだった。

Geçen cumartesi heyecan verici bir beyzbol oyunu izledim.

先週の土曜日にははらはらさせる野球の試合を見ました。

Tüplü dalıştan daha heyecan verici bir şey yoktur.

スキューバダイビングほど面白いものはない。

Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik.

あのテーマパークでスリルを味わった。

- Sen bir kan verici olamazsın.
- Kan bağışçısı olamazsın.

あなたに献血は無理。

Ve çok rahatlatıcı oldukları için bu sözler dehşet verici.

とっても 楽チンになれる おそろしい言葉でも あるんです

Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler

ウイングスーツと スカイダイビングは楽しいよ

Heyecan verici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

それは、わくわくするような話で、彼はじょうずに話してくれました。

Film bize güldürdü ama aslında izlemek heyecan verici değildi.

その映画は笑えるものだったが、見ていてそれほど感動するようなものではなかった。

O, şimdi en umut verici yazarlardan biri olarak tanınmaktadır.

彼は今、最も有望な作家の一人として認められている。

O, bize çok heyecan verici bir macera hikayesi anlattı.

彼はわくわくするような冒険談をしてくれた。

Bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmek insanlara güven verici olacaktır.

そうすれば、現在の状況が永遠に続くわけではないと分かり、皆が安心できますから

...dehşet verici bir yere dönüşebilir. Derinlerde nelerin yattığından korkan çoktur.

‎人間に恐怖を抱かせる ‎何が潜むか分からない

Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.

スピーカーの話で火がついて 皆さんが刺激的に話し合ってください

İnanılmaz derecede acı verici ama bir o kadar da güzel olabilir.

信じられないくらい痛ましく 信じられないくらい甘美かもしれません

- Buz hokeyi heyecan verici bir spordur.
- Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur.

アイスホッケーはわくわくするスポーツです。

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

”保健当局は SARSの流行について 事態を把握しきれず…”

Ben dün izlediğim gibi öylesine heyecan verici bir ragbi maçı görmemiştim.

私は昨日見た試合ほどおもしろいラグビーの試合を見たことがなかった。

- Kaçmak utanç verici, ama faydalı.
- Kaçmak utanç vericidir ancak işe yarar.

逃げるは恥だが, 役に立つ。

Mareşal Ney tarihteki en ilham verici savaş alanı komutanlarından biriydi: doğuştan bir

ネイ元帥は、歴史上最も刺激的な戦場の司令官の1人でした。生まれた

Sistematik iz sürmeyi mi denemek istiyorsunuz? Bu heyecan verici, çünkü bu bilimsel bir şey.

体系的に捜したいのか 科学的だから楽しみだ

Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

海洋研究の未来を過去の研究から判断するに、多くのすばらしい発見がこれからも期待できる。

Ne, yine ekmek mi yiyorsun? Her zamanki gibi hâlâ aynı heyecan verici diyet yaşantısını sürdürüyorsun.

何あんた、またパン?相変わらず変わり映えのしない食生活送ってんのね。