Translation of "şeyden" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "şeyden" in a sentence and their japanese translations:

Iki şeyden ötürü:

それは二つの理由からです

Yaptığım şeyden pişmanım.

私は自分のしたことを後悔している。

Birçok şeyden bahsettik.

我々はいろいろなことを話し合った。

Hiçbir şeyden korkmam.

- 私は何も恐くはありません。
- 私は何も恐くありません。

Bir şeyden korkmadım.

- 私は何も恐くありません。
- 僕には怖いものなんて何もないんだよ。

Hiçbir şeyden korkmuyorum.

私は何も恐くありません。

Her şeyden memnunum.

すべてに満足です。

Her şeyden önce vazife.

何よりも義務を優先すべきだ。

Herhangi bir şeyden korkmam.

私は何も恐くはありません。

Tom bir şeyden korkmaz.

トムは怖いもの知らずだ。

Hiçbir şeyden suçlu değilim.

私は何も悪くない。

- Zaman başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.
- Zaman her şeyden daha değerlidir.
- Zaman başka her şeyden daha değerlidir.

時間はほかの何よりも高価だ。

"Belkemiği şoku" dedikleri şeyden sonra

「脊髄ショック」と呼ばれる この時期が過ぎると

Her şeyden önce güvenliği sağlamalısın.

何よりも安全を優先すべきだ。

Her şeyden önce sağlıklı olmalıyız.

何よりもまず健康でなければならない。

Her şeyden önce, adınızı yazın.

- まず、第一に名前を書きなさい。
- まず初めに、名前を書きなさい。

Her şeyden önce bunu yapalım.

とりあえずこれをやってしまおう。

Dostluk her şeyden daha değerlidir.

友情は、他の何よりも大切だ。

Her şeyden önce, bencil olmamalıyız.

とりわけ我々は利己主義になってはならない。

Her şeyden önce, yalan söyleme.

何よりもまず第一に、うそをつくな。

Seni her şeyden çok seviyorum.

- 君のことが他の何よりも大好きだ。
- 何よりも君のことが大好きなんだ。

Her şeyden önce, sabırlı olun.

何よりもまず忍耐強くあれ。

O, herhangi bir şeyden korkmaz.

彼女は怖いもの知らずなの。

Beklediğim şeyden hiç farklı değil.

私の期待していたものとは少しも変わらない。

Çocukları için her şeyden vazgeçti.

彼女は子供のために全てを犠牲にした。

Ben bir şeyden pişman değilim.

何も後悔してない。

İnsanlar genellikle anlamadıkları şeyden hoşlanmazlar.

人々は普通、自らの理解できないことは好きではない。

Tom bir şeyden korkuyor mu?

トムは何かを怖がってるの?

- Güvenlik başka her şeyden öncelikli sağlanmalıdır.
- Güvenliği başka her şeyden önce sağlamalıyız.

何よりも安全を優先しなければならない。

Her şeyden önce, bunu sana söylemeliyim.

まず最初に、私はこのことを言わなければならない。

Her şeyden önce kendine iyi bak.

- 何よりも、お体を大切に。
- とりわけ体に気をつけなさい。

Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.

何ものにもまして私は健康になりたい。

Her şeyden önce, o çok pahalı.

まず第一に、それは高すぎる。

Her şeyden önce, o adam kim?

まず第一に、あの男性は誰ですか。

Her şeyden önce onu ebeveynlerinle konuşmalısın.

まずご両親に話してみるのが順序というものだろう。

Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.

とりわけこの本が好きです。

Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.

母の愛は他よりも偉大である。

O, yüzmeyi her şeyden çok sever.

彼はとりわけ水泳が好きです。

Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.

何よりもまず、君たちはお互いに助け合わなければいけない。

Lütfen istediğiniz herhangi bir şeyden alın.

自由に召し上がって下さい。

Her şeyden önce, gerçeği söylemek istiyorum.

まず最初に、現実をお話ししたいと思います。

Her şeyden önce, sağlığıma önem veririm.

私はとりわけ健康に注意している。

Her şeyden önce, sağlığımıza dikkat etmeliyiz.

私たちはまず第一に、健康に注意しなければならない。

Farklı renkte aynı şeyden var mı?

- これと同じ品で色違いはありませんか。
- 同じやつの色違いってありますか?

"Benim hakkımda neyden hoşlanıyorsun?" "Her şeyden."

「私のどこが好きなの?」「全部」

Görev başka her şeyden önce gelmeli.

何よりも義務を優先すべきだ。

Tom bir şeyden hoşlanıyor gibi görünmüyor.

トムさんは何も気に入らないみたい。

Para dünyada her şeyden daha değerlidir!

お金には、この世の何よりも価値があるのです。

Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.

まず第一に、我々は宿題を済ませなければならない。

Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.

そして多くの人が 同じ奇妙なことを報告していました

Bu materyaller pek çok farklı şeyden yapılıyor;

こうした足場は 様々なもので作られます

Söylediğin şey ondan duyduğum şeyden oldukça farklı.

君の言うことは、僕が彼から聞いたこととは全く違う。

Koşmayı dünyada her şeyden daha çok seviyorum.

- 何よりも走ることが好きです。
- 何よりもジョギングが大好きです。

- Her fırsatı değerlendir.
- Hiçbir şeyden eksik kalma.

何とかしてできるだけ捕まえろ。

Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.

まず第一に私はジムを訪ねなければならない。

Her şeyden önce, bu kitabı okumak zorundasın.

まず、初めに、この本を読まなければならない。

Her şeyden önce, lütfen adınızı alabilir miyim.

まず、最初にお名前をお聞かせ下さい。

Hazırlık yapmalıyız ki hiçbir şeyden pişman olmayalm.

我々は何も後悔する事がないように振る舞うべきだ。

Müziği başka bir şeyden daha çok seviyor.

彼女は他の何よりも音楽が好きです。

Okumayı başka her şeyden daha çok sever.

彼女は何よりも読書が好きだ。

Her şeyden önce kızımın sağlığından çok endişeliyim.

何よりまず、私は娘の健康をとても心配している。

Ann çikolatayı her şeyden daha çok seviyor.

アンはチョコレートに目がない。

Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.

とりわけ、論理学には正確な定義が要求される。

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.

彼は甘い物ならなんでも好きです。

Dünyadaki her şeyden daha çok uçmak istiyorum.

私は世の中のどんなことをするよりも大空に飛びたい。

Her şeyden şüphe duyarım, kendi şüphelerimden bile.

私は何でも疑う。自分自身の疑念すら疑う。

''Yaptığım şeyde iyiydim yaptığım şeyden zevk alıyordum

「得意な仕事をし 楽しむこともできた

Seni dünyadaki her şeyden daha fazla seviyorum.

世界で一番愛してる。

Olan her şeyden sen sorumlusun, değil mi?

起きたこと全部に対して、あなたが責任を持つんじゃなかったの?

Onu, gerçekte olduğu şeyden, üzgün bir gölgeye indirgiyoruz.

セックスを その本来の姿の 悲しい薄っぺらな影に貶めているのです

Bir insan her şeyden önce konuşması ile değerlendirilir.

人はまず第一にそのひとの言葉使いによって判断される。

Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.

人はなによりもまずその外見によって判断される。

Biz Almanlar, dünyada Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayız.

我々ドイツ人は神を恐れるが、それ以外この世で何者も恐れない。

Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor.

彼らは、何より平和に暮らしたがっている。

O, onura her şeyden daha çok değer verir.

彼は何物にもまして名誉を重んじる。

- Sana söylediğime pişmanım.
- Sana söylediğim şeyden dolayı pişmanım.

君に話したことを後悔してるよ。

Bir şeyi seçmek bir şeyden vazgeçmek anlamına gelir.

何かを選ぶということは、何かを捨てるということだ。

Köpekler insan değildir. Her şeyden önce bunu unutma.

犬は人間ではない。まずそのことを覚えておけ。

O güçlüdür, cesurdur ve her şeyden önce naziktir.

彼は強くて勇敢で、とりわけ親切だ。

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.

健康は他のどんなものよりも貴重である。

Tom onun yapmasını istediğim iki şeyden hiçbirini yapmadı.

トムは、するように頼まれていた2つの事を一切しなかった。

Sahip olmadığın şey sahip olduğun şeyden daha iyidir.

隣の芝は青い。

Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.

私たちが今作り上げているものが 未来へと続きます

Böyle bir şeyden sağlam kar ve buz blokları... ...yapamam!

これで氷雪の塊を作るのは― ムリだ

Siz ve benden tamamen farklı bir şeyden yapılmış olduğuydu.

私たち人間を構成している物質とは 全く異なっています

Her şeyden önce, ne yediğinize ve içtiğinize dikkat edin.

とりわけ、飲食物には気をつけなさい。

Senin dostluğuna herhangi bir şeyden daha çok değer veriyorum.

私は何より君の友情が大事だ。

Her şeyden önce benimle bir mağaza satışına gelmeni istiyorum.

最初にデパートのバーゲンにつきあってほしいんだけど。

Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.

まずは簡単に自己紹介させていただきます。

Çocuk eve geldiğinde her şeyden önce annesine ondan bahsetti.

少年は家に帰ると真っ先に母にそのことを告げた。

"Acıysa onu istemiyorum" "Onu iç!" "Acı bir şeyden hoşlanmam."

「苦いんなら、いらないよ」「飲みなさい!」「苦いのは嫌なの」

Yaşadığı şeyden sonra daha iyi ve daha cesur dönmüş biri.

その体験のおかげで より善良で勇敢になった者だ」と

Eğer sana yardım etmek iseseydi, her şeyden önce sana gelebilirdi.

もし万一彼に君を助ける気持ちがあれば、すぐにやってくるだろう。

Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.

テレビは暴力行為を見せて、それがとりわけ年少の者たちに影響を及ぼす。

"Soult'un karakteri zor ve her şeyden önce egoist" diye yazdı biri, "

「ソルトの性格は硬く、とりわけ自我主義的です」とある人は書い

Bir insanın mutluluğu sahip olduğu şeyden ziyade onun ne olduğuna bağlıdır.

人の幸福は財産よりも人間性で決まる。

- Tom yaptığı her şeyde kendini beğenir.
- Tom yaptığı her şeyden keyif alır.

トムは何事も楽しんでやるんだ。