Translation of "Iyidir" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Iyidir" in a sentence and their arabic translations:

Açgözlülük iyidir,

فالطمع شئٌ جيد،

''Açgözlülük iyidir''

"أن الجشع جيد،"

Suşi iyidir ama Tayland yemekleri daha iyidir.

السوشي جيد، لكن الأطباق التايلاندية أفضل.

Seninle konuşmak iyidir.

من الجميل محادثتك.

Deneyimli insan mı iyidir?

هل الأشخاص ذوو الخبرة جيدون؟

Bir kuruma yerleştirmekten iyidir.

من وضع الطفل في مؤسسة.

Hangi kitap daha iyidir?

أي كتاب أفضل؟

O, İngilizce konuşmada iyidir.

إنها ماهرة في تحدث الإنجليزية.

O, araba sürmede iyidir.

إنه ماهر في القيادة.

Kuzenim hokus pokusta iyidir.

- ابن عمي بارع في الخدع السحرية.
- ابن خالي بارع في الخدع السحرية.

O çok daha iyidir.

لقد تحسّن كثيرا.

Bugün Leyla'nın yaşamı iyidir.

حياة ليلى جميلة اليوم.

Şimdi, deneyimsiz insan mı iyidir?

الآن، هل الأشخاص عديمو الخبرة جيدون؟

İyidir, kibardır, hassastır ve korumacıdır,

إنه محب ولطيف وحساس ومربي داعم.

O birçok sporda çok iyidir.

إنّه متفوّق في العديد من الرياضات.

Umarım erkek kardeşin daha iyidir.

آمل أن أخاك قد تحسن.

Restoranımız bu restorandan daha iyidir.

مطعمنا أفضل من ذاك المطعم.

Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.

عصفور في اليد خير من عشرة على الشجرة.

Bakın, şu hasırotları aslında gayet iyidir.

‫انظر، نبات البردي هذا‬ ‫جيد في واقع الأمر.‬

Gece görüşü kapibaranınkinden çok daha iyidir.

‫رؤيته الليلية أفضل بكثير من خنزير الماء.‬

Hikâye, özellikle zihinsel engelli insanlar iyidir,

وهي أن الأشخاص خصوصاً المصابين بإعاقات عقلية هم أشخاص طيبون.

- O, yemek pişirmede iyidir.
- Aşçılığı iyi.

هو بارع في الطبخ.

O, bugün dünden çok daha iyidir.

هي اليوم أحسن بكثير مما كانت عليه البارحة.

Bugün Leyla'nın hayatı çok daha iyidir.

اليوم، حياة سامي أفضل بكثير.

Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

Ormanda büyük avlar peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

Tam olarak sıcak sayılmaz ama orada donmaktan iyidir.

‫أعني أنه ليس دافئاً تماماً،‬ ‫ولكنه أفضل من التجمد هنا.‬

Ateş yakmak her zaman iyidir. Avcıları uzak tutar.

‫إشعال النار هو دائماً أمر طيب،‬ ‫فهو يبعد الحيوانات المفترسة،‬

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.

خطأ معلوم خيرٌ من حق مجهول.

Bu orangutanlar için yeterince iyiyse benim için de iyidir.

‫إن كانت صالحة لإنسان الغابة‬ ‫فهي صالحة لي.‬

Dar görüşlü bir yaklaşımla yorumlanmamalı. Bazen kötü olan iyidir.

بذهن ضيّق. أحياناً يكون السيّئ جيّداً.

Senin için iyi olan şey benim için de iyidir.

ما هو جيد لك، جيد لي أيضا.

Bu bir meşale için oldukça iyidir. Bunu bir paraşüt ipiyle bağlayacağız.

‫يمكن أن يفيد هذا كثيراً في عمل المشعل.‬ ‫سنربطه كله بحبل مظلات.‬

Kesilir ve yollarını vadileri oyarak açarlar. Bu takip etmek için iyidir,

‫وهي تشق طريقها عبر الوديان.‬ ‫وهذا يجعل من اتباعها أمراً جيداً‬

- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.

أن تأتي متأخرًا خيرٌ من ألا تأتي.

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

‫لهذا السبب تعتبر الأشجار ‬ ‫مفيدة للغاية لمقتفي الأثر،‬ ‫لأن العلامات تعلق بها.‬

Bunada çok aldırış etmeyin boşverin ya doğru söylemek her zaman daha iyidir

لا تمانع في ذلك كثيرًا ، لا تهتم أو من الأفضل أن تقول ذلك بشكل صحيح

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

‫الأماكن المظلمة الرطبة جيدة دائماً ‬ ‫للعثور على الزواحف المرعبة.‬ ‫سنذهب إلى هناك.‬