Translation of "Iyidir" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "Iyidir" in a sentence and their chinese translations:

- Piyano çalmada iyidir.
- Piyanoda iyidir.

她擅長彈鋼琴。

- O hiç yoktan iyidir.
- Hiç yoktan iyidir.

有比沒有好。

Kuralları yönetmekte iyidir.

她擅於逃避規則。

O ragbide iyidir.

他很擅長橄欖球。

O, teniste iyidir.

她擅長打網球。

Tom aşçılıkta iyidir.

湯姆擅長烹飪。

Billy sporlarda iyidir.

比利擅長運動。

O, beyzbolde iyidir.

他垒球打得很好。

Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.

充满希望比绝望好。

Ken yüzmede iyidir.

肯擅長游泳。

John satrançta iyidir.

约翰国际象棋下得很好。

Çocuklarla ilgilenmede iyidir.

他擅長應付小孩子。

- Ablam yazmada iyidir.
- Ablam daktilo ile yazmada iyidir.

我姐妹是一个很棒的打字员。

Politikacılar para toplamada iyidir.

政客都很會賺錢。

Bay Ford şimdi iyidir.

福特先生现在安好。

Paris sonbaharda en iyidir.

巴黎在秋天的時候最美。

Hangi kitap daha iyidir?

哪一本書比較好?

Bazen kafaya takmamak iyidir.

有時可以放輕鬆一下。

Pazarlıkta fiyatı kırmada iyidir.

她很善于砍价。

O pokerde çok iyidir.

他是一個撲克牌高手。

Gitar çalmada çok iyidir.

他很擅長彈吉他。

Keman çalmada çok iyidir.

他非常擅長拉小提琴。

Sydney, Melbourne'den daha iyidir.

悉尼比墨尔本好

Erkek kardeşim matematikte iyidir.

我哥哥擅長數學。

Kahkaha, sağlık için iyidir.

笑一笑,十年少。

Onun okuldaki başarısı iyidir.

他在學校的表現很好。

Egzersiz sağlığınız için iyidir.

- 做运动有利于健康。
- 体育有益健康。

Beyzbol oynamakta çok iyidir.

他垒球打得很好。

Bir kazanan olmak iyidir.

做个赢家很好。

O herkesten daha iyidir.

他比任何人都好。

O, gitarda çok iyidir.

他非常擅長吉他。

O, tenis oynamada iyidir.

他打网球打得很好。

O, İngilizce konuşmada iyidir.

- 她擅長說英語。
- 她擅長說英文。

O, araba sürmede iyidir.

他擅長駕駛。

İşler sözlerden daha iyidir.

行胜于言。

Akira tenis oynamada iyidir.

明擅長打網球。

Korunma tedaviden daha iyidir.

防胜于治。

Tom bana karşı iyidir.

Tom對我很好。

Onun yazısı çok iyidir.

她的写作很好。

Spor, sağlığın için iyidir.

运动有益健康。

Bu ders kitabı iyidir.

这本教科书不错。

Bu restorandaki köri iyidir.

这家饭馆的咖哩挺好。

Bu sanza gerçekten iyidir!

这个馓子太好吃了!

O, uçurtmaları uçurmada iyidir.

他擅長放風箏。

Yüzme sağlığınız için iyidir.

游泳對你的健康很好。

Mariko İngilizce konuşmada iyidir.

真理子擅長說英語。

- Sağlık servetten daha iyidir.
- En büyük servet sağlıktır.
- Sağlık zenginlikten iyidir.

健康勝過財富。

Senin dolma kalemin benimkinden iyidir.

你的笔比我的好。

Bazen yalan söylemek daha iyidir.

有时候还是说谎好

Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.

一鳥在手勝過二鳥在林。

İyi yapmak güzel söylemekten iyidir.

说的好不如做的好

Karaoke stresi azaltmak için iyidir.

卡拉OK對減輕壓力有益。

Onun İngilizcesi, Fransızcasından daha iyidir.

她的英语比法语说得好。

Çilek suyu bellek için iyidir.

草莓汁对记忆力有利。

O, bir ata binmede iyidir.

他擅長騎馬。

O, çocuklarla başa çıkmada iyidir.

- 她對孩子很有一套。
- 她善於處理兒童。

Öneri geri çevrilemeyecek kadar iyidir.

此提議好得令人難以拒絕。

Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.

Tom對烹飪很在行。

Tom satrançta benden daha iyidir.

汤姆下国际象棋比我好。

- Herhangi birinin olması hiç kimsenin olmamasından daha iyidir.
- Birilerinin olması kimsenin olmamasından iyidir.

不管是谁总比没人好。

- Eldeki serçe damdaki güvercinden iyidir.
- Eldeki bir kuş çalılıktaki iki kuştan daha iyidir.

一鳥在手勝過二鳥在林。

Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.

- 半個麵包總比沒有好。
- 聊勝於無、有比沒有好。

Eğer açsan, her şeyin tadı iyidir.

當你餓的時候,任何東西都好吃。

Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.

笔记本电脑比台式电脑好。

O, karmaşık matematiksel problemleri çözmede iyidir.

他擅长解答数学难题。

Bir şey hiçbir şeyden daha iyidir.

聊胜于无。

Bu masa o masadan daha iyidir.

這張書桌比那張好。

Şerefli ölmektense şerefsiz yaşamak daha iyidir.

好死不如赖活着

Bu iki fotoğrafa bak? Hangisi daha iyidir?

你看这两张照片哪张好?

Hiçbir şey yapmamak, hata yapmaktan daha iyidir.

什麼都不要做比做錯了好。

İyi bir arkadaş on akrabadan daha iyidir.

一个好友胜过十个亲戚。

Taze meyve ve sebze sağlığınız için iyidir.

新鮮水果和蔬菜有益健康。

Uzun kollu gömlekler soğuk hava için iyidir.

长袖比较适合冷的天气。

Tom dün gece eve gelmedi. Umarım iyidir.

昨晚湯姆沒有回家,希望他沒事。

Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.

生啤酒在大熱天時特別好喝。

Herhangi bir yatak hiç yatak olmamasından daha iyidir.

任何床都比沒有床好。

Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.

汤姆的科学成绩比班上的任何一个人都要好。

Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.

這是本好書,但那本更好。

Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir.

远亲不如近邻。

İsimsizlik veya ayrıntılı referans, her ikisi de iyidir.

不留名或详细的参考什么都可以。

Senin planların çok iyi ama benimkiler seninkilerden daha iyidir.

你们的计划很好,可是我的更好。

O sadece koşmakta iyi değildir, ayrıca şarkı söylemekte de iyidir.

她不仅擅长跑步,也擅长唱歌。

O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.

他完全不會游泳,但卻是一個滑雪高手。

O çok çalışmasa bile, onun puanları her zaman benimkinden daha iyidir.

他的分数总比我高,尽管他学习得少一点。

- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.

- 迟做总比不做好。
- 亡羊补牢。
- 迟到总比不到好。

- Ne kadar erken olursa, o kadar iyidir.
- Ne kadar erken o kadar iyi

越快越好。

Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.

快要考试的时候,举重真的消愁解闷,再说对身体和精神都很好。