Translation of "Park" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Park" in a sentence and their japanese translations:

- Buralarda park edemezsin.
- Buralarda park etmene izin verilmez.
- Buralarda park etmek yasaktır.

この付近は駐車禁止です。

Nereye park edebilirim?

- どこへ駐車すればいいですか。
- どこに駐車できますか。

Park etmek yasaktır.

駐車禁止。

Burada park edebilirsiniz.

ここに駐車してもいいですよ。

Park şehrin merkezindeydi.

その公園は市の中央に位置している。

Park yeri boş.

駐車場が空っぽだよ。

Park insanlarla doluydu.

- 公園は人々でいっぱいでした。
- 公園は人でいっぱいだった。

Park çocuklarla doludur.

公園は子供達でいっぱいだ。

Park hangi yönde?

公園はどちらの方向にありますか。

Buralarda park edemezsin.

この付近は駐車禁止です。

Park herkese açıktır.

- この公園はすべての人に公開されている。
- その公園は全ての人に開放されています。

Buraya park edebilirsin.

ここに駐車できますよ。

Burada park etmemelisin.

ここで駐車してはいけません。

Arabanı park alanı olmayan bir yere park etmemelisin.

駐車禁止区域に車を止めてはいけません。

- Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- Arabanı buraya park edemezsin.

ここに車を止めてはいけない。

Halam arabamı onun park alanında park etmeme izin verdi.

叔母は私が彼女の駐車上に車を止めるのを許してくれた。

Ve büyük bir park.

大きな公園でもあります

Ama park hâlâ orada

公園は同じ姿でそこにあり

Park çocuklu insanlarla dolu.

その公園は子供を連れた人々で混み合っていた。

Park her mevsimde kalabalıktır.

その公園はどの季節でもにぎやかだ。

Pazar olduğundan park kalabalıktı.

日曜日だったので、公園はこんでいた。

Ben park boyunca yürüdüm.

公園を横切って歩いた。

Park kısa bir mesafededir.

公園までは車ですぐです。

Kentimizde birçok park var.

- 私たちの町にはたくさんの公園がある。
- 私たちの町には公園がたくさんあります。

Park nehre kadar uzanmıştı.

公園は川の所まで拡張された。

Park bankları hepsi meşguldü.

公園のベンチは全部埋まっていた。

Park bugün açık mı?

公園は今日開いてるかな?

Bu park gülleriyle ünlü.

この公園はバラで有名です。

Tom bir park korucusudur.

- トムは自然保護官なんだ。
- トムはパークレンジャーなんだ。

Evim Park Caddesi üzerindedir.

私の家は、パーク・ストリートにあります。

Bir park yeri bulamadım.

- 駐車場が見つからなかったんだ。
- 停めるところが見つからなかったんだよ。

Central Park çalıştığım yere yakındır.

セントラルパークは、私の働いている所の近くにあります。

Londra'da çok sayıda park vardır.

ロンドンには公園がたくさんある。

Arabanı buraya park etseydin cezalandırılırdın.

もし君がここに駐車していたなら、罰金を科せられていただろう。

Arazi bir park haline dönüştürüldü.

その土地は公園に変えられた。

Araba, binanın önüne park edildi.

その車はビルの前に駐車されている。

Park küçük çocuklar için tasarlanmıştır.

その公園は小さな子ども用に造られた。

Bir park yeri var mıdır?

駐車場は、ありますか。

Otoparka yüzlerce araba park edildi.

駐車場には数十台の車が駐車してあった。

Londra'da birçok güzel park vardır.

ロンドンにはたくさんの美しい公園がある。

Arabamı buraya park edebilir miyim?

- ここに車を止めてもいいですか。
- ここに車をとめてもよろしいですか。

Park şehir merkezinde yer almaktadır.

その公園は市の中央に位置している。

Park etme cezaları çok yüksek.

駐車違反の罰金は高い。

Arabasını binanın önünde park etti.

彼は車をその建物の前に止めた。

Park Caddesindeki Çin restoranına gidelim.

パーク通りの新しい中華料理屋に行こうよ。

Park ve dağlarımız hakkında yazacağım.

私は私達の公園や山について書こうと思っている。

Londra'da çok sayıda park var.

ロンドンには公園がたくさんある。

Şehrin ortasında bir park var.

市の中央に公園がある。

Nereye park ettiğimizi hatırlıyor musun?

どこに駐車したか覚えていますか?

Arabayı bu sokağa park etmemelisin.

- この通りに車を駐車させてはいけない。
- あなたはこの通りに駐車させてはいけない。

Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.

- この公園へ来ると私は子供の頃を思い出す。
- この公園に来ると子供のころを思い出します。

Bu park ondan daha güzel.

この公園はあれよりも美しい。

Bu bizim son vedalaştığımız park.

- ここは私たちが最後に別れを告げた公園です。
- ここが、私たちが最後の別れを告げた公園です。

Arabayı bu caddeye park etmemelisiniz.

この通りに車を駐車させてはいけない。

Evimin önünde bir park var.

私の家の前に公園があります。

O, park civarında koşuyor olabilir.

彼は公園の周りをジョギングしているかもしれません。

Evimin yanında bir park vardır.

私の家の近くに公園がある。

Bu park ne kadar büyük?

- この公園はどのくらい広いのですか。
- この公園の大きさはどれくらいあるの?
- この公園の広さはどれぐらいですか?

Park edecek başka bir yer yok.

ほかにはどこにも駐車する所がありません。

Lütfen arabamı nereye park edeceğimi söyle.

どこに駐車したらいいか教えてください。

Sorun arabamızı nereye park etmemiz gerektiğidir.

どこで車を止めるかが問題だ。

Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.

その町の中心にすてきな公園がある。

Orada araba park etmek yasal değildir.

あそこに駐車するのは違法です。

"Buraya park edebilir miyim?" "Hayır, etmemelisin."

「ここに駐車してもよろしいですか」「いいえ、いけません」

Arabanı izin almadan oraya park etmemelisin.

無断でそこに駐車してはいけません。

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

彼にどこに駐車したのか聞いてください。

Ben arabamı seninkinin yanına park ettim.

- 車は、君の車の横に止めたよ。
- 私の車は、あなたの車の隣に止めたわよ。

Okulumun yanında büyük bir park vardır.

私の学校の近くに大きな公園がある。

"Buraya park edebilir miyim?" "Hayır, edemezsin."

「ここに駐車してもよろしいですか」「いいえ、いけません」

İlk defa arabamı ormanda park ettim.

森の中に車を停めるのは初めてです。

O, arabasını kaldırımın yanına park etti.

彼は車を歩道の脇に停めた。

Şehrin merkezinde muhteşem bir park var.

その町の中心にすてきな公園があります。

Okulumuzun yanında büyük bir park var.

私たちの学校の近くに大きな公園があります。

Bu ulusal park güzel manzarayla dolu.

この国立公園には景色のいい所がたくさんある。

Bu park gerçekten güzel ve temiz.

この公園は実に美しくきれいだ。

Bu park çocuklar için bir cennet.

この公園は子供の楽園だ。

Bu park kiraz çiçekleri ile ünlüdür.

この公園の桜は有名です。

Park Ridge'ye giden otobüs bu mudur?

このバスは、パークリッジ行きですか。

Buralarda park edecek birkaç yer var.

このあたりは駐車できるスペースがほとんどない。

Arabanızı burada park etmeniz yasal değil.

ここに車を停めるのは違法です。

Müşteriler için bir park yerimiz var.

- お客様用の駐車場があります。
- お客様専用駐車場がございます。

Evimin yanında güzel bir park var.

私の家の近くに美しい公園がある。

Arabam buradan çok uzağa park edilmedi.

私の車はここから遠くないところに止めてある。

O akşam bizi park alanında bulan adamın

私はその夜 駐車スペースを見つけてくれた男性の

İstasyonun önünde büyük bir park yeri vardır.

駅前に大きな駐車場がある。

İki park arasında bir nehir var mıdır?

二つの公園の間に川がありますか。

Caddenin her iki tarafında da park edebilirsiniz.

通りのどちら側にも駐車できます。

Ona arabamı nereye park etmem gerektiğini sordum.

私は彼にどこへ駐車したら良いか尋ねた。

Park Street'e nasıl gidileceğini bana söyler misiniz?

パーク通りにどうやって行くのか教えていただけますか。

Tom Mary'nin park bankında yalnız oturduğunu gördü.

トムは、メアリーが公園のベンチで一人で座っているのを見た。

Bayım, arabanı buraya park etmene izin verilmiyor.

あなたはここに駐車してはいけない。

O, boş bir arazide arabasını park etti.

彼女は空き地に駐車した。

Tom arabayı Mary'nin evinin karşısına park etti.

トムがメアリーんちの向かいに車を止めたよ。

Binanın tam önünde bir park yeri bulabildim.

そのビルのすぐ前に、何とか駐車できる場所を見つけた。

Nereye park edeceğime karar vermede sorun yaşıyorum.

問題はどこに駐車すればいいかということです。

Bu park, bahar ayında en iyi durumundadır.

この公園は春が一番よい。