Translation of "Doludur" in Dutch

Fincan doludur.

Het kopje is vol.

Bardak süt doludur.

Het glas is vol melk.

Dal, yapraklarla doludur.

De tak is vol met bladeren.

Şişe su ile doludur.

De fles is gevuld met water.

Bir karpuz suyla doludur.

Een watermeloen zit vol water.

Bu kutu elmalarla doludur.

Deze doos is gevuld met appels.

Bu çayır kurbağa doludur.

Deze wei zit vol kikkers.

Burası bir sürü mahlukla doludur.

Het krioelt hier van de beesten.

Balık iyi proteinlerle, iyi enerjiyle doludur

Vis, vol eiwit, goede energie,

Restoran her zaman tıka basa doludur.

Het restaurant zit altijd vol.

- Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara.
- Japonya güzel şehirlerle doludur. Kyoto ve Nara, örneğin.

In Japan zijn er heel veel mooie steden, zoals bijvoorbeeld Kioto en Nara.

Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

Japan heeft veel mooie steden, zoals Kyoto en Nara.

Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.

Een onregelmatig melkwegstelsel heeft een willekeurige vorm en zit vol met jonge sterren, stof en gas.