Translation of "Mükemmel" in Japanese

0.025 sec.

Examples of using "Mükemmel" in a sentence and their japanese translations:

Mükemmel!

完璧さ

...mükemmel görünüyordu.

304日目 理想郷のようだ 理想郷のようだ

Mükemmel beyaz.

真っ白です。

O mükemmel.

- 完璧だ。
- 完璧!

Fransızcan mükemmel.

貴方のフランス語は完璧です。

Mükemmel görüşler.

最高の舞台だった。

Tom mükemmel.

トムは素晴らしい。

Bu mükemmel.

- 完璧だ。
- 完璧!

- Hiçbirimiz mükemmel değiliz.
- Hiçbirimiz mükemmel değil.

われわれは誰ひとりとして完全ではない。

Mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.

良い時も悪い時も支えてくれました

Mükemmel bir tatildi.

それは 素晴らしい体験でした

Mükemmel olmasa bile

だから不完全ではあるにせよ

Onun tadı mükemmel.

申し分のない味です。

Sınav sonuçların mükemmel.

- 君の試験結果は優秀だ。
- 君の試験の結果は素晴らしい。

Senin İngilizcen mükemmel.

君の英語は完璧だ。

Tom'un Fransızcası mükemmel.

トムのフランス語は完璧だ。

Mükemmel iyi hissediyorum.

とても元気です。

Benim sağlığım mükemmel.

健康そのものだよ。

Mükemmel bir oyundu.

その試合はすばらしかった。

Mükemmel şekilde uyuyor.

これはピッタリだ。

Hava bugün mükemmel.

今日は随分気持ちのいい天気だ。

Tom'un notları mükemmel.

トムの成績は素晴らしいね。

- O, mükemmel bir centilmendir.
- O mükemmel bir beyefendi.

彼は理想的な紳士である。

- Bu mükemmel bir düşünce!
- O mükemmel bir fikir.

- それはいいアイディアだ。
- 最高のアイディアだよ。

Ne kadar da mükemmel.

なんて素晴らしいことか?

O mükemmel bir vuruştu.

上手なパットだね。

Hiç kimse mükemmel değildir.

完璧な人間などいない。

Mükemmel bir iş yaptın.

君は見事にやってのけた。

Yanıtınız mükemmel olmaktan uzak.

- 君の答えは決して完璧ではない。
- 君の解答は完璧からは程遠い。

Cevabınız mükemmel olmaktan uzak.

- 君の答えは完璧には程遠い。
- 君の答えは完璧どころではない。

Mükemmel işin beni utandırır.

君のすばらしい仕事ぶりを見ると僕は恥ずかしくなるよ。

Bu mükemmel bir şarap.

それは上等のワインだ。

O, mükemmel bir uyumdu.

服がぴったり合っていた。

Kocası mükemmel bir aşçıdır.

彼女の夫は料理の名人なのだ。

Mükemmel bir iş kurdu.

- 彼は立派な商売を築きあげた。
- 彼はすばらしい商売を築き上げている。

Onun mazereti mükemmel görünüyordu.

彼のアリバイは完璧に見えた。

Tom, mükemmel kriket oyuncusudur.

トムは優秀なクリケット選手だ。

Bu mükemmel bir şaraptır.

これは上等なワインだ。

O, mükemmel bir öğrencidir.

彼女は優秀な学生だ。

Bu mükemmel bir yerdir.

ここが理想の場所だ。

Martha, mükemmel bir piyanist.

マーサはすぐれたピアニストだ。

Tom'un Fransızcası neredeyse mükemmel.

トムのフランス語はほぼ完璧だ。

Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.

散歩は優れた運動である。

O, her anlamda mükemmel.

彼女は非の打ちどころがない。

Onun Japoncası neredeyse mükemmel.

彼の日本語はほぼ完璧だ。

Bu sayı sadece mükemmel.

それはぴったりの番号だ。

Bu neredeyse mükemmel olur.

そうなったらほぼ完ぺきだ。

Tom'un mükemmel adımı var.

- トムって絶対音感があるのよ。
- トムは絶対音感を持ってるの。

Amerikan ekonomisi mükemmel durumdadır.

アメリカ経済はしっかりしていますよ。

Kompozisyonunuz mükemmel olmaktan uzak.

あなたの作文は決して完全ではない。

Babası mükemmel bir piyanist.

彼女の父は、すぐれたピアニストです。

O mükemmel olmaktan uzaktır.

- 彼は完全だなんてとんでもない。
- 彼が完璧だなんてとんでもない。

Tom mükemmel erkek evlattır.

- トムさんは代表的な息子です。
- トムは非の打ちどころがない息子だ。
- トムは完璧な息子だ。

O, mükemmel reflekslere sahip.

彼は運動神経が抜群だ。

Tom mükemmel bir kaykaycıdır.

トムは完璧なスケートボーダーだ。

O mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası, mükemmel bir şairdi.

彼は優れた科学者で、そのうえ偉大な詩人だった。

- Hiç kimse mükemmel değildir.
- Kimse mükemmel değil.
- Kimse kusursuz değil.

完璧な人間などいない。

Tuzak kurmak için şartlar mükemmel.

‎狩りの条件はそろった

Gece yarısı baskınlarını mükemmel zamanlıyorlar.

‎完璧な手口で ‎夜に奇襲をかける

Senin konumunu mükemmel şekilde anlıyorum.

君の立場は十分に理解している。

Birkaç hata hariç kompozisyonun mükemmel.

君の作文は2、3の誤りを除けば完璧だ。

Henüz mükemmel bir kocayla karşılaşmadım.

完璧な夫にまだ出会ったことがない。

Bir aileye sahip olmak mükemmel.

家族がいるって素晴らしいことです。

Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.

もう少しで満点がとれたのにな。

Uçak mükemmel bir iniş yaptı.

その飛行機は申し分のない着陸をした。

Restoran bize mükemmel hizmet verdi.

そのレストランのサービスは至れり尽くせりだった。

Kemancının mükemmel bir tekniği var.

そのバイオリン奏者は優れた技巧を持っている。

O gerçekten mükemmel bir idiottur.

あいつは本当におめでたい人間だ。

Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.

彼は英語を自由に駆使する。

Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.

彼の発音は決して完全ではない。

Onun mükemmel bir salıncağı var.

- 彼のスイングは実に見事だ。
- 彼は完璧なスイングの持ち主だ。

Hepimiz kimsenin mükemmel olmadığını biliyoruz.

- 私達はみんなだれ一人として完璧な人間はいないことは分かっている。
- 完璧な人などいないというのは誰もが分かっていることだ。

Onun mükemmel bir mazereti vardı.

彼女には完璧なアリバイがあった。

Bu ceket sana mükemmel uyar.

このコートは君にぴったりだ。

Çevirimin mükemmel olmadığını itiraf ediyorum.

告白します、私の通訳は完璧でもなんでもないことを。

Ben onu mükemmel olarak anlayabiliyorum.

私は彼の言うことが完全に理解できます。

Yedide mükemmel bir kahvaltı yaptım.

私は七時にすばらしい朝食をとった。

Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

今のところ、私たちが勝つ見込みは十分にある。

Bu elbise ona mükemmel oldu.

そのドレスは彼女にピッタリだった。

Sammy Davis mükemmel bir şarkıcıydı.

サミー・デービスはすばらしい歌手だった。

Bence, futbol mükemmel bir spor.

サッカーはとてもいいスポーツだと思います。

Bu mükemmel bir uyum sergiliyor.

これはピッタリだ。

Onlar burada mükemmel yemekler sunmaktadırlar.

ここではおいしい食べ物が出されます。

Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir.

うちの大学にはすばらしいスポーツ施設がある。

Yazarın mükemmel bir tarzı var.

あの作家の文体は優れている。

O restoran mükemmel yemekler sunuyor.

あのレストランはすばらしい料理を出す。

O, mükemmel bir beyin cerrahıdır.

彼は優秀な脳外科医だ。

Kız kardeşim mükemmel görüşe sahiptir.

妹の視力は申し分ない。

Onu yapacak mükemmel yeri biliyorum.

それをするのにもってこいの場所知ってるよ。

O, Rusçayı mükemmel şekilde konuşur.

- 彼はロシア語を完璧に話す。
- 彼は完璧なロシア語を話す。

Alınmak için mükemmel bir yer. Başardık.

迎えを呼ぼう やったぞ

Bu dramatik gösteri mükemmel zamanlamaya sahip.

‎産卵のタイミングは完璧だ

Taktik içgüdüsü mükemmel kalmaya devam etti.

戦術的本能は優れたままでした。

Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.

辞書は優れた参考本だ。

Uzay gemisi mükemmel bir iniş yaptı.

宇宙船は完ぺきな着陸をした。

Bayan Davis sadece mükemmel bir eşti.

デーヴィス夫人は決して完璧な奥さんではなかった。

Her kas mükemmel takım çalışması gösterir.

それぞれの筋肉が完璧なチームワークを示す。