Translation of "Tadı" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Tadı" in a sentence and their italian translations:

Tadı nasıl?

Ha un buon sapore?

Tadı güzel.

Ha un buon sapore.

Onun tadı mükemmel.

- Il sapore è proprio perfetto.
- Il gusto è proprio perfetto.

İlacın tadı acı.

- La medicina ha un gusto amaro.
- La medicina ha un sapore amaro.

Sütün tadı ekşi.

Il latte ha un sapore acido.

Bunun tadı iyi.

Questo ha un buon sapore.

Onun tadı berbat.

Ha un sapore terribile.

Bunun tadı küflü.

Questo ha un sapore di muffa.

Tadı şekere benziyor.

Sa di zucchero.

Pirincin tadı güzeldir.

- Il riso ha un buon sapore.
- Il riso è delizioso.

Bunun tadı berbat.

Questo ha un sapore orribile.

- Bu portakalların tadı iyi.
- Bu portakallrın tadı iyi.

Queste arance hanno un buon sapore.

- Bu pilavın harika tadı var.
- Bu pilavın tadı harika!

Questo pilaf ha un sapore squisito!

- Şekerin tadı çok dikkat çekicidir.
- Şekerin tadı çok belirgindir.

Il sapore di zucchero è troppo evidente.

Çok iyi tadı var.

Ha davvero un buon sapore.

Tatlı bir tadı vardı.

Ha un gusto dolce.

Elmanın tatlı tadı var.

La mela ha un sapore dolce.

Bu kahvenin tadı harika.

Questo caffè ha un ottimo sapore.

Onun tadı gerçekten iyi.

- Ha un sapore davvero buono.
- Ha un sapore veramente buono.

Ferahlatıcı bir tadı var.

Ha un sapore rinfrescante.

Bunun tadı çaya benziyor.

Questo sa di tè.

Tadı tavuğa çok benziyor.

Assomiglia molto al pollo.

Onun nasıl tadı var?

Che sapore ha?

Bu elmaların tadı iyi.

Queste mele hanno un buon sapore.

Bu elmanın tadı ekşi.

- Questa mela ha un gusto amaro.
- Questa mela ha un sapore amaro.

Bu yoğurdun tadı tuhaf.

Questo yogurt ha un sapore strano.

Bu şarabın tadı iyi.

Questo vino ha un buon sapore.

Bu biranın tadı acı.

Questa birra ha un sapore amaro.

Çorbanın sarımsak tadı var.

- La zuppa sa d'aglio.
- La minestra sa d'aglio.

Bu çorbanın tadı iyi.

Questa minestra ha un buon sapore.

Bu çorbanın tadı nasıl?

- Che sapore ha questa zuppa?
- Che sapore ha questa minestra?

Bu kahvenin tadı acı.

Questo caffè ha un sapore amaro.

Bu çayın tadı güzel.

Questo tè ha un buon sapore.

Bu sütün tadı tuhaf.

Questo latte ha un sapore strano.

Damıtılmış suyun tadı yoktur.

L'acqua distillata non ha sapore.

Pastanın güzel tadı var.

La torta ha un buon sapore.

Çorbanın tadı güzel miydi?

- La zuppa aveva un buon sapore?
- La minestra aveva un buon sapore?

- Bunun tadı çok iyi değil.
- Bunun tadı çok güzel değil.

Questo non ha un sapore molto buono.

Tadı dikenli bir salata gibi.

Sa di insalata acuminata.

Bu meyvenin tadı iyi değil.

- Questo frutto non ha un buon sapore.
- Questa frutta non ha un buon sapore.

Sirkenin keskin bir tadı vardır.

L'aceto ha un sapore forte.

Bu salatada limon tadı var.

Questa insalata sa di limone.

Sütün kötü bir tadı var.

- Il latte ha un brutto sapore.
- Il latte ha un cattivo sapore.

- Tadı güzel mi?
- Lezzetli mi?

- È buono?
- È gustoso?

Organik gıdanın tadı daha iyidir.

Il cibo biologico ha un sapore migliore.

Üzüntü olmadan mutluluğun tadı yoktur.

La felicità non ha sapore senza tristezza.

Bu kahvenin tadı gerçekten iyi.

- Questo caffè ha un sapore davvero buono.
- Questo caffè ha un sapore veramente buono.

"Tadı iyi mi?" " Evet, iyi."

"Ha un buon sapore?" "Sì."

İyi ilacın tadı acı olur.

Una buona medicina ha un sapore amaro.

Bifteğin muhteşem bir tadı vardı.

La bistecca aveva un sapore meraviglioso.

Bu çorbanın şarap tadı var.

- Questa zuppa sa di vino.
- Questa minestra sa di vino.

Tadı biraz şey... ...karton çiğnemek gibi.

Sembra quasi di masticare cartone.

Bu çorbanın balık gibi tadı var.

- Questa minestra sa di pesce.
- Questa zuppa sa di pesce.

Bu kötü kokuyor ama tadı iyi.

- Questo ha un cattivo odore, però ha un buon sapore.
- Questa ha un cattivo odore, però ha un buon sapore.

Bunun bir tavuk gibi tadı var.

Sa di pollo.

Tom'un mükemmel bir damak tadı var.

Tom ha un gusto eccellente.

Yiyeceğin tadı o kadar kötü değildi.

Il cibo non aveva un sapore così cattivo.

Düğün pastasının tadı çok iyi değildi.

La torta nuziale non aveva un sapore molto buono.

Bunun gerçekten çok iyi tadı var.

- Questo ha un sapore davvero buono.
- Questo ha un sapore veramente buono.

Bu dondurmayı sevmiyorum, hiç tadı yok!

Questo gelato non mi piace, non sa di niente!

Bu elmanın çok ekşi tadı var.

- Questa mela è molto amara.
- Questa mela ha un gusto molto amaro.

Bu ilacın korkunç bir tadı var.

Questa medicina ha un sapore terribile.

Eğer açsan, her şeyin tadı iyidir.

Quando si ha fame tutto è buono.

Ve tadı o kadar hoşuna gidiyor ki

nel XIX secolo diventa una delle principali varietà commerciali

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

Il pesce sapeva di salmone.

İlk öpücüğün tadı benim bellekte canlı kalır.

Il sapore del primo bacio rimane vivido nella mia memoria.

Bu içkinin gerçekten farklı bir tadı var.

Questa bevanda ha un sapore davvero diverso.

- Bu ilaç acı.
- Bu ilacın tadı acı.

Questa medicina ha un gusto amaro.

Bu eski balığın garip bir tadı var.

Questo pesce stantio ha uno strano sapore.

Açken insana her şeyin tadı güzel gelir.

Il miglior condimento è la fame.

Tadı oldukça kötü ama... ...iyi protein, iyi enerji.

Hanno un brutto sapore, ma sono proteine buone, energia.

Tadı oldukça kötü ama... ...İyi protein, iyi enerji.

Il sapore è orribile, ma sono proteine, energia.

Tadı oldukça kötü, ama... ...İyi protein, iyi enerji.

Sono piuttosto disgustose, ma sono proteine, energia.

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

Come puoi certo immaginare, non ha un grande sapore.

Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay

che hanno un gusto più dolce e sono più facile da usare

Bu şimdiye kadar yediğim en iyi tadı olan peynir.

Questo è il formaggio più buono che io abbia mai mangiato.

- Bu ilaç çok kötü tadıyor.
- Bu ilacın tadı çok kötü.

- Questa medicina ha un gusto orribile.
- Questa medicina ha un sapore orribile.

İkisinin de tadı oldukça iğrenç ama ancak biri beni hasta edebilir.

Entrambi sono disgustosi, ma solo uno dei due può farmi stare male.

İkisinin de tadı oldukça iğrenç, ama ancak biri beni hasta edebilir.

Entrambi sono piuttosto disgustosi, ma solo uno dei due può farmi stare male.

- İnek sütü soya sütünden daha lezzetlidir.
- İnek sütü, soya sütünden daha lezzetli.
- İnek sütünün tadı soya sütünden daha güzel.

- Il latte di vacca è più saporito del latte di soia.
- Il latte di mucca è più saporito del latte di soia.