Translation of "Konuştuğu" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Konuştuğu" in a sentence and their japanese translations:

Onun konuştuğu kişi Allan'dır.

- 彼女が話をしている人はアレンさんです。
- 彼女が話している人はアレンさんです。

Benimle konuştuğu zaman utandım.

- 彼に話し掛けられたときまごついてしまった。
- 私は次に何をやればよいのか困った。

Onun konuştuğu beyefendi kim?

彼が話をしている紳士は誰ですか。

Onun konuştuğu kız Nancy'dir.

彼が話しかけている少女はナンシーです。

Tom'un konuştuğu kız kim?

トムと話している女の子は誰?

Onun, hakkında konuştuğu mesele önemlidir.

彼が話していることは重要です。

Keşke öğretmenimin konuştuğu gibi İngilizce konuşabilsem.

先生のように英語が話せたらなぁ。

Max konuştuğu her zaman aynaya baktı.

マックスはしゃべっている間じゅう鏡をのぞきこんでいた。

Onun konuştuğu kadar iyi Fransızca konuşurum.

彼女と同じくらい私もフランス語が話せる。

Bu dün Linda'nın hakkında konuştuğu araba.

これが昨日リンダが話していた車です。

O yüksek sesle konuştuğu için mahcup oldu.

彼女は恥ずかしがって、自分の意見を言わない。

Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.

彼氏が他の娘と話してたら腹が立つの。

Tom'a ders sırasında konuştuğu için gözaltı cezası verildi.

トムは授業中おしゃべりをしていたので居残りさせられた。

O açıkça konuştuğu için onu daha iyi severim.

彼は率直なので、それだけいっそう私は彼が好きだ。

Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.

私は彼の話す言葉をすべて聞こうと身を乗り出した。

Konuşmacı hızlı konuştuğu için az sayıda kişi onu izleyebildi.

講師が早く話すので分かる人がすくなかった。

Tom Fransızcayı neredeyse İspanyolcayı iyi konuştuğu kadar iyi konuşabilir.

トムはスペイン語とほぼ同じぐらい上手くフランス語も話すことができます。

Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.

多くの学生がしゃべっていたため、その教授が言わんとすることを聞くのは難しかった。

Kennedy'nin kongrede konuştuğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri sadece on beş dakikalık uzay uçuşu

ケネディが議会で演説したとき、米国はわずか15分の有人宇宙飛行の 経験

Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.

金が物言う、世知辛いこのご時世に、彼の生き方は一服の清涼剤だね。